Adalet Bakanlığı’nı, “terör örgütü”ne benzetmeye kalkışan Yargıtay Savcısı Ö. Faruk Eminağaoğlu’na soruyorum: “Nedir bu kızgınlığınız? Nedir bu ölçüsüzlüğünüz?”
Birkaç gün önce, benzer şiddetle dikkat çeken Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in; argoyu geçtik, resmen küfür kelimesi ile yaptığı saldırıyı hatırlatıp, ona da soruyorum: “Nedir bu saldırganlığınızın sebebi? Nedendir bu hiddetiniz?”
Eminağaoğlu da, Baydemir de hukukçu..
Hakaretin ne olduğunu, hangi ifadelerin cezalarının ne olduğunu, gayet iyi bilirler.
Buna rağmen, haddi aşıyor, biri Adalet Bakanlığı’nı, diğeri de hükümeti resmen tahkir ediyor..
İkisine birden soralım, “Kendinizi kaybetmenizin sebebi nedir?”
Yoksa derin yapılanmanın çözümlenmesi midir, sizi böyle kızdıran?.. Hiddetlendiren. Ölçüyü kaçırttıran. Ne dediğini bilmez bir hale düşüren?
Nedir bu hiddet,nedir bu şiddet?
Direkt eleştiriyi bırakıp, anlamaya çalışalım; bu iki hukukçuyu!..
Nedir, Osman Baydemir’i alenen küfür ettiren?
Ne olmuştur da, Baydemir, buraya alıntılamak bile istemediğim, ne baş harfini, ne de nokta noktalı bölümünü aktarmak istemediğim o galiz küfürü etmiştir?
Güneydoğu’da bir köye operasyon düzenlenip, oradaki vatandaşlarımıza bir binbaşı pislik yedirmiştir de, hemen ertesi günü, bu olayı mı kınamaktadır Baydemir?..
Yoksa o olay sebebi ile, yıllarca inkâr edilen gerçek, AİHM kararı ile tespit olunduğunun haberi gelmiştir de, “Hak yerini buldu” sevincinin verdiği sarhoşlukla mı o küfürler edilmiştir..
Yooo!
Ortada ne pislik yediren binbaşı var, ne de “Oğlunuzu gözaltına alıyoruz” deyip, evden götürülen, sonra da haber alınamayan gencecik delikanlıların dramı..
Tam aksine, vatandaşa şefkat eli ile yaklaşan kaymakamlar, valiler var artık orada.. Vatandaşla hemhal oluyor, onlara devletin sıcak elini uzatıyor diye, derin bir suikast ile şehid edilen Emniyet Müdürü’nün kanını yerde bırakmamak isteyen bir anlayış var işbaşında.. Kürtçe televizyon şakır şakır yayın yapıyor. Öyle 1 saat, 1.5 saat falan değil. Sabahtan akşama kadar. Hatta tekrar sabaha kadar..
Ama Baydemir kızgın. Baydemir hiddetli. Baydemir’in sinir katsayısı altüst olmuş!
Nedendir acaba?..
Yoksa biz, Baydemir’i farklı bir kimlikle mi tanıyorduk?
Pislik yediren binbaşıya kızgın bildiğimiz Baydemir, yoksa “Köylüye pislik yediren binbaşıyı yargıya teslim edenler”e mi düşman? Binbaşının rezaletinin, devlet kasasından ödenmesine karşı çıkıp, tazminatı binbaşıya ödettirerek duruşunu ispatlamak isteyenlere mi, Baydemir’in düşmanlığı?.. Kısacası, Baydemir’in derdi, pislik yediren binbaşı değil, binbaşıyı mahkûm ettirecek olanlar mı?..
Baydemir, faili meçhullere karşı çıkıyor gibi görünüyor iken, aslında faili meçhullerle mi kendini var kabul ediyor?! O faili meçhulleri sona erdiren, dahası eskilerinden de hesap soranlara, Baydemir’in bu kızgınlığı nedendir?..
Nedendir ki; faili meçhuller sebebi ile yargılananlara yapamadığı hakareti, faili meçhullerin üzerine gidenlere pervasızca sergileyebilmektedir?
Ya Eminağaoğlu?! Onu da, hukuktan, adaletten yana bir savcı olarak tanıyorsunuz, değil mi? Türk hukukunu, AİHM kararları ile yönlendirmek isteyen, daha fazla insani hakların yerleşmesini isteyen bir savcı olarak biliyorsunuz, değil mi?
Evet, kendisini öyle tanıtıyor Eminağaoğlu..
İyi de.. Üç tane, beş tane başsavcının, “derin işlerle bir ilişkisi var mı” diye yapılan araştırmadan, niye gocunuyor Eminağaoğlu?!
Bu ülkenin Başbakanlık yapmış bir siyasetçisinin, TBMM Başkanvekili ile yaptığı telefon görüşmesini dinleyip, bir de utanmadan “Bir vatansever vatandaş, radyo alıcısı ile bu kaydı elde etmiş, başsavcılığımıza yolladı. Biz de Anayasa Mahkemesi’ne, kapatma davasına ek delil olarak sunduk” diyen başsavcının rezaletinde gösterilmeyen tepkiyi, şimdi kimseye ifşa etmeden yapılan dinlemelere karşı gösteriyor..
Başbakan’ın telefonunu dinleyen, delil olarak mahkemeye sunan başsavcıyı, kulağından tutup atamayan adalet yapısını eleştirmezken, şimdi “suçları araştırmak için” savcıların telefonlarının, hakim kararı ile dinlenmesinde, Adalet Bakanlığı’nı terör örgütüne benzetiyor?
Ne oldu Eminağaoğlu’na. Ne oldu Baydemir’e? Niye kızıyorlar bu kadar?..
Ülke darbelerden kurtulacak, halkın yönetimine kavuşacak diye mi?..
VAKİT