Mesud Barzani’nin Ankara ziyareti, barış adına kamuoyunda iyimser bir hava yarattı. Bu ziyaretin ardından PKK’nın bölgedeki saldırılarında da bir azalma görüldü. Taraf’ın geçen hafta “KCK’dan tetiğe dokunma talimatı” ve “Devletle PKK arasında ateşkes pazarlığı” başlıklı haberleri, yeni bir ateşkes heyecanı yarattı.
PKK sözcüsü Ahmet Deniz, bu haberlerle ilgili Taraf’a yanıt verdi. Ahmet Deniz, “HPG’nin (PKK’nın silahlı kanadı) bir süreliğine elleri tetikten çektiği doğru, bunu Öcalan ile devlet arasındaki müzakerelerin yeniden başlamasına fırsat sunmak için yaptık” dedi. Deniz, devlet ve PKK arasında görüşmelerin yeniden başladığı iddiasını ise şöyle değerlendirdi: “Örgütümüz ve devlet arasında şu an bir diyalog yok, ateşkes ve sınır ötesine çekilme pazarlığı da yok. Bu görüşmeler hükümet tarafından tek taraflı olarak daha önce kesildi. Ve yeniden başlamadı.”
Ahmet Deniz, PKK’nın görüşmelerin yeniden başlamasından yana olduğunu ve müzakerelerin İmralı’da Öcalan ile sürdürülmesini istediklerini söyledi. Taraf’ın “KCK’dan tetiğe dokunma talimatı”nı doğrulayan Ahmet Deniz, bunu, şöyle açıklıyor: “PKK şiddeti kontrol altında tutabilen bir örgüt. Gerilladan bir süreliğine sessiz kalması, eylemsiz durması istendi. Bunun amacı da önderliğimiz (Öcalan) üzerinde artan tecrit uygulamasının kaldırılmasını sağlamak ve devletle Başkanımız arasındaki müzakereleri yeniden başlatmaktı. Ancak, bu yönde olumlu bir gelişme yaşanmadı. Önderliğimiz üzerindeki tecrit uygulaması sıkılaştırıldı. KCK adı altında da Öcalan’ın avukatları toplu olarak gözaltına alındı. Ve KCK operasyonları önderliğimizi hedefler duruma geldi. Ayrıca hükümet, yeni bir saldırı dalgası başlattı. İki gün önce bütün alanlarımıza yönelik yoğun hava bombardımanı yapıldı. Psikolojik harekâtla da, bu askerî operasyonları pekiştirmeye çalışıyor. Bu politikalar, Kürt sorununun demokratik ve barışçı yöntemlerle çözülmesine zarar veren yaklaşımlardır. Hareketimiz, son operasyonları böyle değerlendiriyor. Biz örgüt olarak Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini tercih ediyoruz.”
PKK sözcüsü Deniz, Irak Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ve Irak Cumhurbaşkanı Talabani aracılığıyla mesaj trafiğinin olup olmadığı konusunda da şöyle konuştu: “Kürt liderlerle PKK arasında bir diyalog sıkıntısı yok. Barzani ve Talabani ile de temaslarımız oluyor. Ancak iddia edildiği gibi bu liderlerle PKK arasında bir ateşkes ve geri çekilme pazarlığı yapılmıyor.”
Ahmet Deniz, PKK’nın Suriye’de kamp kurduğu iddialarını da yalanladı. Suriye’deki Kürtlerin PKK’ya uzun yıllardır destek verdiğini savunan Deniz, Suriye sınırları içinde son aylarda “eğitim” veya “gerilla kampı” kurmadıklarının altını çizdi.
KCK’nın “tetiğe dokunma” talimatının bundan sonrası için geçerli olup olmadığı sorusuna ise Ahmet Deniz, net bir yanıt vermedi.
Tayyip Dersimli, Kemal Bey Tuncelili gibi
Başbakan Erdoğan’ın Dersim katliamıyla ilgili açıklamaları, bir tabunun daha yıkılmasına yol açtı. Devlet adına yapılan bu Dersim özrü, Kürt meselesinin çözümü yolunda da atılmış en büyük adımlardan biri olarak tarihe geçecektir. Dersim katliamı ile Kürt meselesinin çözümü arasında bağ kurmamın nedeni Erdoğan’ın şu sözleri: “Asimilasyonla, ret ve inkâr politikalarıyla yüzleşmeden, söylenemeyenleri cesaretle ortaya koymadan Kürt meselesinin çözülmeyeceğini biliyorduk...”
Dersim özrü, sadece resmî tezlerin çökmesi anlamına gelmiyor; Türk halkının Kürt meselesiyle yüzleşmesinin önünü de açıyor. Dersim gerçeğini öğrenen Türkler artık Kürt meselesine de farklı yaklaşacaktır.
Başbakan’ın açıklamaları karşısında CHP’den gelen ilk tepkiler doğrusu berbattı. Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in Başbakan’ı “Türkiye’nin birliğini dinamitlemekle” suçlamaları, akıl alır gibi değil. Gürsel Tekin’i anlamak mümkün; kariyeri açısından zor günler geçiriyor; parti içinde ayakta kalma mücadelesi veriyor; parti içi etkinliğini tümden yitirmesi adeta an meselesi... Peki ya Kılıçdaroğlu sana ne oluyor? Buna “basiret bağlanması” mı denir acaba? Bana bir an sanki Erdoğan Dersimli, Kemal Kılıçdaroğlu da Tuncelili bir Kemalist gibi geldi. Hani CHP içinden tanıdığımız pek çok Kemalist biri gibi... Politikacılar için ders konusu olabilir aslında bu durum; muhalefet yapacağım diyerek illa da “anti-tez” olmak, bir politikacının kariyerini bitirebilir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına gelen de sanırım bu.
kurtulustayiz@gmail.com
TARAF