Mısırlı televizyon spikeri Ahmed Adem Halep’te Beşşar Esed’in bombardımanında hayatını kaybedenlerle dalga geçmişti. Bunun üzerine Suriyeli Şeyh Ali, spiker Ahmed ve Suriye cihadı ile ilgili Mısır ve dünya halklarına seslendi.
“Beşşar Esed Bombaladı”
Şeyh Ali, Suriyeli kız çocuğuna soruyor:
- Senin ailen nerede kızım?
- Öldüler amca.
- Nerede öldüler kızım?
- Şurada amca. (Enkazı gösteriyor.)
- Seni nereden çıkardılar kızım, bu yara sana nereden isabet etti?
- Bombadan amca.
- Bombadan ha… Seni şuradaki enkazın altından çıkardılar, öyle değil mi kızım?
- Evet.
- Kim öldü kızım?
- Kardeşlerim ve annem öldü amca.
- Kaç kardeşin öldü kızım?
- Üç tane amca.
- Üç tane kardeşin öldü demek… Kızım adları ne idi, söyleyebilir misin?
- Nura, Muna ve Ayşe.
- Nura, Muna, Ayşe ve bir de annen öldü değil mi kızım, başka kim öldü?
- Halam öldü bir de amca.
- Onun adı nedir kızım?
- Hemida amca.
- Halanın ne hastalığı vardı kızım?
- Felçliydi, yürüyemiyordu.
- Bu enkazın altında mı öldü kızım?
- Evet amca.
- Kim vurdu?
- Beşşar Esed.
- Beşşar Esed bombaladı, değil mi kızım?
- Evet amca.
“Susturun O Alçağı!”
Suriyeli Şeyh Ali şöyle devam ediyor:
“Duydunuz, değil mi? Bu aşağılık, alçak, edepsiz Ahmed Adem bizi yalancılıkla suçluyor. Biz bu şehirde, bu İslâm beldesinde, kendi şehrimizde ölürken o aşağılık, televizyona çıkıp bizimle dalga geçiyor.
Bu mu sizle bizim aramızdaki ahid?! Ey Mısır’daki sevgili kardeşlerim, Sina ülkesinin delikanlıları, ey Said halkı, ey akıl sahipleri; siz yardımsever vefalı insanlarsınız, başımıza gelen bu olaylara razı mısınız, mutlu musunuz? Nerede sizinle bizim aramızdaki ahidler? Biz sizden asla bir şey talep etmeyiz. Suriye halkı sizden silah ve mal yardımı istemiyor! Sizden tek bir şey istiyorum; vallahi şu aşağılık, Suriye’de ölen çocuklarımız, yaralılarımız, aklımız, davamız ve kadınlarımızla dalga geçiyor, kin kusuyor. Susturun o alçağı!”.
“Baas Rejiminin Ayağını Kıracağız”
“Biz Suriyeliler, Halepliler yaralıyız, Suriye yıkılıyor, enkazda ve savaşın içinde. Bizim Allah’tan başka yardımcımız yok! O bize yeter, O bizim vekilimizdir! Bize hiç kimse yardım etmese de…
Evet, ey İslâm kardeşlerim; Mısırdakiler ve Mısırdan başka yerdekiler, Allah bizimle, Allah bize zafer verecek, O her şeyi görüyor ve böyle bırakmaz.
Allah’ın fazlı keremi ile sabır ve sebat edeceğiz, bekleyeceğiz, bekleyeceğiz, bekleyeceğiz! Sabır ve sebat ile, çekirge sürüsü kadar olsanız da sebat edeceğiz! Ne kadar hüzünlü olsak da, kurşun yesek de Rabbim bize zafer verecektir biiznillah! Bekleyeceğiz vallahi!
Bu Baas rejiminin ayağını kıracağız, ne kadar sürerse sürsün! Bu Esed rejimi korkup kaçacak! Eninde sonunda Şam halkı huzur bulup gülecek! Allah bunu yapmaya kadirdir. Sebat edeceğiz biiznillah! Elbet bir sabah parlayacak ve bütün Suriyeli kadınlar zılgıt çalacak, sahalarda şehidlerinin zaferlerini, düğünlerini kutlayacak! Bekleyeceğiz ve sebat edeceğiz Allahın izniyle…”.
Kaynak: El Mukaveme