El Sıkışmama Krizinde Asıl Sorulması Gereken

Adana Film Festivali ödül töreninde yaşanan el sıkışmama hadisesinde tersinden bir hassasiyet sergilenmesi gerekmiyor muydu?

Haksöz Haber

Günlerdir medyada ahlaki ve edebi düzeyi kıyafetinden rahatlıkla anlaşılan bir artistin Adana Film Festivali töreninde sebep olduğu ‘el sıkışmama krizi’ konuşulmakta. Olay şöyle gelişiyor: M. Cumbul isimli artist sunuculuk yaptığı programda, ödülünü almak için sahneye çıkan yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun elini sıkmaktan imtina ediyor. Mezkur kişi elini sıkmamasına gerekçe olarak Kaplanoğlu’nun dünya görüşüne tepkisini ifade ediyor. Kaplanoğlu hakkında AK Partili, dindar, muhafazakar vb. tanımlamalar bulunduğundan; kendisi ise ilerici, Batıcı, kesinlikle Kemalist ve büyük bir ihtimalle solcu addedildiğinden bu tavrının haklı ve gerekli olduğunu söylüyor. Buna karşın mezkur artiste tepki duyan ve Kaplanooğlu’na yapılanı terbiyesizlik olarak nitelendiren pek çok kalem dindar camiaya hitap eden medyada verip veriştirmekteler.

Kaplanoğlu’nun dünya görüşünü, sanatını, Adana Film Festivali’ni ve konunun daha pek çok boyutunu bir kenara bırakıp sadece el sıkışma meselesi üzerinde duracak olursak, muhafazakar camiaya hitap eden kalemlerin neyi savunduğunu anlamamız kolay olmuyor.

İddia edildiği gibi Kaplanoğlu dindar bir kişilik yapısına sahipse el sıkışma konusunda geri duran kişinin kendisi olması gerekmiyor muydu? Bu hadisede sanattan, estetikten, ilericilik gericilik geyiğinden, kimlerin asıl yobaz sıfatını hak ettiğinden ve daha buna benzer pek çok konudan söz edenler son kertede dindar olduğu iddia edilen bir erkeğin yabancı bir kadınla (ve elbette tersi de geçerli olmak üzere) el sıkışmasının yanlışlığını, caiz olmadığını bilmiyorlar mı? Öyleyse neyi tartışıyorlar? İslami bir hassasiyet sahibi olduklarını iddia edenlerin en az M. Cumbul adlı artist kadar ilkeli davranmaları, kendi kimlik ve değerlerinin gereğini yapmaları gerekmiyor mu?

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!