Arap Yarımadasındaki El Kaide Inspire adındaki e-derginin 13. sayısı yayınlandı. Dergide Dr Eymen Zevahiri'nin ‘Amerikan Halkına Mektup' adlı bir makalesine de yer verdi. Mektupta, sizinle savaşıyoruz, çünkü siz bize saldırdınız ve böyle yapmaya da devam ediyorsunuz. Siz bize 80 yıldır işgal altında bitap düşmüş Filistin'de saldırdınız, ifadesini kullanan Zevahiri, "Yahudilerin güvenliğini sağlamak ve varlıklarımızın daimi yağmasını sürdürmek için askeri güçlerinizle ülkelerimizi işgal ediyor ve üsler kuruyorsunuz; topraklarımızı çiğniyor mukaddes yerlerimizi kuşatıyorsunuz. Her gün çocukların toprağa düştüğü Iraklı Müslümanlara ambargo uyguladınız," dedi.
infocentermedia çevrilen El Kaide Lideri Zevahiri'nin söz konusu mektubu şöyle:
AMERİKAN HALKINA MEKTUP
Sizinle neden savaşıyor ve size karşı neden direniş gösteriyoruz?
İlk sorunun cevabı basit. Sizinle savaşıyoruz, çünkü siz bize saldırdınız ve böyle yapmaya da devam ediyorsunuz. Siz bize 80 yıldır işgal altında bitap düşmüş Filistin'de saldırdınız. Sizin muhafaza ve desteğiniz altındaki İngilizler, Filistin'i yarım yüzyıldan fazla orada zulüm, baskı, cürüm, cinayet, tehcir, yıkım ve tahribat yapan Yahudilere hediye etti. Eğer İsrail'in kuruluşu ve sürdürülmesi bir suç ise siz bu suçluların başını çekensiniz, öyle inanıyorum ki Amerika'nın İsrail'e olan desteği, ispatlanmaya ve kanıtlanmaya gerek duymayan bir meseledir. İsrail, bir cürümdür ve ortadan kaldırılmalıdır ve bu suça eli bulaşmış olan herkes, bedel ödemeli ve cezasını çekmelidir. Beytil Makdis'te kanı akıta gelinen Filistinlilerin intikamının alınması gerekiyor ve emin olun ki Filistin halkı ne yalnız ağlayacak ne de yalnız ölecektir.
Siz bize Somali'de saldırdınız, Rusların ve Hinduların Çeçenistan ve Keşmir'deki saldırganlıklarını desteklediniz ve Yahudilerin Lübnan'da bize karşı işlediği saldırganlığı da desteklediniz. Öte yandan ülkelerimizde bulunan kukla rejimleriniz bize her gün sizin nezaretiniz, emirleriniz ve talimatlarınız doğrultusunda saldırıyor. Bu rejimler, ümmetimizi zorla ve hile ile İslam Şeriatından mahrum bırakıyor, bizi aşağılıyor ve bizi korkunun ve icbarın büyük zindanına koyuyor. Kaynaklarımızı çalıyor ve onları az bir karşılıkla size sunuyorlar. Yahudilere teslim olmuşlar, Filistin'in çoğunu Yahudilere sundular ve onların devletlerini tanıdılar. Bu Rejimlerin yok edilmesi İslami bir vucubiyet ve İslam Ümmetinin özgürlüğü, Şeriatın tatbiki ve Filistin'i kurtarmak için atılacak temel bir adımdır. Bu yüzden bu rejimlerle savaşımız, sizinle olan savaşımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Petrollerimizi ve kaynaklarımızı donanma kuvvetlerinizin zoru ve ordularınızın tehditleri ile en ucuz değeriyle çaldınız ki bu insanlık tarihinin en büyük hırsızlığıdır.
Yahudilerin güvenliğini sağlamak ve varlıklarımızın daimi yağmasını sürdürmek için askeri güçlerinizle ülkelerimizi işgal ediyor ve üsler kuruyorsunuz; topraklarımızı çiğniyor mukaddes yerlerimizi kuşatıyorsunuz. Her gün çocukların toprağa düştüğü Iraklı Müslümanlara ambargo uyguladınız. Sizin gözünüzü kırpmadan uyguladığınız ambargo nedeniyle bir buçuk milyon Iraklı çocuk ölürken sizin üç bin insanınız öldürülünce tüm dünyanın ayaklanıp bir daha hiç oturmaması ne kadar şaşırtıcı.
Bu trajedi ve facialar sizin bize karşı saldırganlıklarınıza sadece birkaç örnek. Hukukun ve aklın kabul ettiği üzere kurban, saldırganına karşı kısas hakkına sahiptir, şu durumdan bizden size karşı cihat, direniş ve misillemeden daha az bir şey beklemeyin. Amerika bize 50 yıldan fazla süredir saldırırken bizim onu güven ve selamet içinde bırakmamızı akıl kabul eder mi?
Diyebilirsiniz ki yukarıdakilerden hiçbiri işlemedikleri ve içinde yer almadıkları suçlardan ötürü sivillere saldırmayı meşru kılmaz. Fakat böylesi bir söz, sizin özgürlükler ülkesi ve dünyanın özgürlük savunucuları olduğunuz nakaratlarıyla ters düşer. Amerikan halkı, Amerikan hükümetini siyasetlerini kabul ederek kendi hür isteği ile seçiyor. Dolayısıyla, Amerikan halkı Amerika'nın İsrail işgalini desteklemesini ve Filistin topraklarına tecavüz etmesini seçmiş oldu. Buna karşılık Amerikan halkı, eğer isteselerdi, hükümetlerinin politikalarını reddedebilirdi. Amerikan halkı, bizi Afganistan'da bombalayan uçakların, Filistin'de evlerimizi başımıza yıkan tankların alınması, Arap Yarımadasında bizi işgal eden ordular ve Irak'ta çocuklarımızı kuşatan filolarınız için ödenen paraları vergi olarak devletini veriyor; bu vergiler İsrail'e gidiyor ve onlar da böylelikle bize saldırmaya ve daha fazla toprağımıza el koymaya devam edebiliyor.
İşte bu yüzden bu saldırıları finanse eden Amerikan halkının kendisidir, sonra seçtikleri vekiller aracılığıyla ödedikleri vergilerinin nasıl harcandığını gözleyen ve yönetendir. Ve ayrıca bize saldıran Amerikan Ordusunda hizmet edenler de Amerikalı erkekler ve kadınlardır. Bu nedenlerden ötürü Amerikan halkı, Amerikalıların ve Yahudilerin bize karşı işlediği cürümlerden yana masum değildir.
Allah, kısası ve uyulacak hükümleri var etmiştir. Öyleyse bize saldıran herkese saldırma, bizimkileri yok edenlerin kasabalarını ve köylerini yıkma, varlıklarımızı yağmalayanların ekonomilerini vurma ve sivillerimizi vuranların sivillerini vurma hakkımız var. Amerikalı gazeteci ve siyasetçiler sorduğunuz soruyu cevaplamayı bugüne dek reddetti: ‘Neden bize 11 Eylül saldırısı düzenlendi?'
Sizi neye çağırıyor ve sizden ne istiyoruz?
İlk Şey: sizi Tevhid Akidesinin dini olan İslam'a ve şirkin her türlüsünü ve Allah'a kulluk ve itaatte eşler tutmayı reddetmeye, dini tamamıyla Allah'a ve itaati O'nun Şeriatına halis kılmaya, bunun dışında kalan fikirleri, felsefeleri ve teorileri terk etmeye davet ediyoruz ki bunlar Allah'ın elçisi Muhammed'e indirdiği ve tüm Peygamberlerin –hiçbiri arasında ayırım yapmayız- dini ile çelişen şeylerdir. Sizi bu indirilenlerden sonuncusu olan dine davet ediyoruz; o, ihlas, güzel ahlak, hakikat, saflık, merhamet ve takva dinidir. İnsanlara iyilik yapma, onlar arasında adaleti tesis etme, hak sahiplerine hakkını verme, baskı altındakini ve mazlumu koruma ve el, dil ve kalp ile iyiliği emretme ve kötülükten sakındırma dinidir. O'nun kelimesi en üstün oluncaya kadar Allah yolunda cihat etme dinidir. Allah'a itaatte birlik ve renk, ırk ve dile bakmaksızın her insanın eşit kabul edildiği dindir. Diğer semavi dinlerin kitapları değiştirilip tahrif edilse de o kitabı korunan ve değiştirilemeyen Kuran olan dindir. Kuran, Allah'ın tüm mahlukatına benzerini yada onun on ayeti gibisini getirmeleri için meydan okuduğu bir mucize kitabıdır.
İkinci Şey: sizden istediğimiz ikinci şey aranızda zuhur eden zulümden, batıldan, ahlaksızlıktan, ve cürümlerden kaçınmanız. Sizi ahlaka, değerlere, iffete, ve saflığa davet ediyor, fuhuş, zina, sapıklık, alkol, kumar, faiz ve fuhuş ticaretinden sakınmanızı istiyoruz. Sizi davet ettiğimiz bu şeyle içine düştüğünüz durumdan kurtulabilirsiniz ve siyasetçilerinizin sizi ‘yüce bir milletsiniz' diyerek kandırabilmeleri için sürükledikleri aldatmalardan da kurtulabilirsiniz.
Esefle belirtiriz ki siz, insanlık tarihinin en berbat uygarlığısınız. Siz ne anayasasında ne de nefsinde Allah'ın kanunlarını uygulamayan bir milletsiniz.
Üçüncü Şey: Sizden istediğimiz üçüncü şey, durun ve dürüstçe düşünün –ki bunu yapacağınızdan şüpheliyim- ve görün: Siz değerleri, ilkeleri yada ahlakı olmayan bir milletsiniz ve sizin de bildiğiniz gibi siz bu şeylere bağlı değilken bunu başkalarından bekliyorsunuz.
Dördüncü Şey: Sizden istediğimiz dördüncü şey, İsrail, Hindistan, Rusya e Filipinler'in Müslümanlara karşı olan savaşlarında onları desteklemeyi bırakın.
Beşinci Şey: Sizden istediğimiz beşinci şey, çantanızı toplayın ve ülkelerimizi tek edin. Size yol göstereceğiz; bizi sizi tabutlar içinde göndermek zorunda bırakmayın.
Altıncı Şey: Sizden istediğimiz altıncı şey, ülkelerimizde fesat çıkarmayı ve fesatçı yöneticileri desteklemeyi bırakın ve ulusal siyasetimize ve eğitim müfredatımıza karışmayın. Ya bizi kendi başımıza bırakın ya da bizi New York'a ya da Washington'a bekleyin.
Yedinci Şey: Sizden istediğimiz yedinci şey, size daha fazla zarardan başka bir şey getirmeyecek mevcut cebir, yağma, işgal ve Yahudileri destekleme üzerine kurulmuş politikalarınız yerine bizimle karşılıklı fayda elde edilecek bir ilişki kurun. Eğer taleplerimize olumlu karşılık vermezseniz o zaman İslam Ümmeti ile savaşa hazır olun; o Ümmet ki Tevhid akidesine sahiptir ve ancak Allah'a dayanır, Ondan başka da hiçbir şeyden korkmaz. O Ümmete Kitaplarında şöyle buyrulmuştur:
Ahitlerini ve yeminlerini bozup Peygamberi vatanından sürmeye teşebbüs eden bir toplulukla savaşmayacak mısınız ki, aslında savaşı size karşı ilk başlatanlar da onlar olmuşlardı. Ne o, yoksa onlardan korkuyor musunuz? Ama eğer mümin iseniz, asıl Allah'tan çekinmeniz gerekir. Onlarla savaşın ki Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın, onları rüsvay etsin, onlara karşı size yardım edip zafer yolunu açsın, müminlerin gönüllerini ferahlatsın, kalplerindeki kin ve öfkeyi gidersin. Allah Teâlâ dilediğine tövbe de nasib eder. Allah alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). [9: 13-15]
O Ümmet ki izzet ve şeref sahibidir: İzzet, Allah'ın, Resulünün ve müminlerindir. Ne var ki münafıklar bunu bilmezler. [63:8] Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün olan sizlersiniz! [3:139]
O, şehadet ümmetidir, hayata olan arzusundan çok ölümü arzular:
Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar hayatta olup, Rab'lerinin katında yaşarlar, rızıklanırlar. Allah'ın lütfundan ihsan ettiği nimetlere kavuşmaktan dolayı sevinç içindedirler. Arkalarından henüz kendilerine kavuşmayan müstakbel şehitlere, “kendilerine hiçbir korku olmayacağına ve üzüntü hissetmeyeceklerine” dair de müjde vermek isterler. Onlar Allah'ın nimeti ve lütfu ile ve Allah'ın müminlere olan mükâfatını zayi etmeyeceği müjdesiyle de sevinirler.[3: 169-171]
Zafer ve galibiyet vadedilmiş bir Ümmettir:
O'dur ki Resulünü, bütün dinlere üstün kılmak için hidâyetle ve hak dini ile gönderdi.Müşrikler isterse hoşlanmasınlar! [9:33]
İslam Ümmeti, Allah'ın fazlıyla sizinki gibi nice imparatorlukları yenen ve bozguna uğratan bir Ümmettir; saldırılarınızı hiçe sayar, kötülüklerinizin son bulacağı zamana doğru ileriye bakar ve sizinle savaşmak için de her zaman hazırdır. Ve siz kibrinize karşı İslam Ümmetinin tamamındaki nefretin ne boyutta olduğunu biliyorsunuz.
Amerikalılar nasihat ve davetimizi önemsemezse Bush'un lanetinin ıstırabına katlanırlar, o ki onları Mücahitler tarafından tıpkı atalarının mücahit atalarımız tarafından hezimete uğratılarak ve zelil edilerek memleketlerine gönderildiği gibi hezimete uğratılacak bir haçlı savaşına davet etmişti. Eğer Amerikalılar sözlerimizi önemsemezse Afganistan'da askeri hezimet, siyasi çözülme, ideolojik çöküş ve ekonomik iflasla karşılaşarak kaçan Sovyetlerin kaderiyle tanışacaklar.
Bu, Amerikalıların mektubuna karşılık bizim de Amerikalılara mektubumuzdur. Belki şimdi neden direniş sergilediğimizi ve cehalet uygarlığına karşı neden Allah'ın izniyle zafer kazanacak olduğumuzu anlarlar.