HAKSÖZ HABER
Sağlık yetkililerine göre en az 500 kişinin ölümüne yol açan Gazze Şehri'ndeki El-Ehli Arap Hastanesi'ne düzenlenen ölümcül saldırı küresel öfkeye yol açtı ve karşılıklı suçlamaların yeniden tetikledi.
Siyonistlerin 10 gündür devam eden saldırıları ve El-Ehli Arap Hastanesi’ne düzenlenen saldırının büyüklüğü de düşünüldüğünde saldırganın kimliğini de ifşa ediyor. Peki, bu saldırı ne anlama geliyor? Siyonist çete bir hastaneye saldırıp bütün dünyadan tepki almayı neden göze aldı?
Al Jazeera’de Zoran Kusovac’a ait olan makalede karşılıklı suçlamaların ötesinde son saldırının bir kırılmaya işaret ettiğini vurguluyor. Kusovac’a göre ait İsrail’in eli çok daha sıkışık. Siyonistler beş gün önce Gazzelilere Gazze’nin kuzeyine doğru göç etmeleri yönünde çağrı yaptı. Bu çağrı saldırıların Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugayları’nın varlığı sona erinceye kadar devam edeceğinin de ilanı anlamına geliyordu.
Peki, Gazzelilerin Gazze’yi boşaltması savaşın seyrini farklılaştırır mı? El-Ehli Hastanesi’ne yönelik saldırı Siyonistlerin hedef gözetmediğini bir kere daha tüm dünyaya hatırlattı. Filistinliler zaten bunu hiçbir zaman unutmamıştı ancak dünya bir an için kendine geldi. 17 Ekim akşamı gerçekleştirilen saldırı Siyonistlerin “saldırıya karşılık veren” konumundan çıkarttı. Yapılan onca saldırıya rağmen ise moral üstünlük hala Kassam’da!
Kusovac, Gazzelilerin stratejik olarak Gazze’yi bir silaha çevirdiğinden bahsediyor. Gazze’nin altı tünellerle dolu. Direniş tüneller yoluyla Gazze’nin bir ucundan diğerine taşınabiliyor. İşin en hassas noktası ise Hamas tarafından paylaşılan son videolarla tünellerin alışıldık “ilkel savaş tünelinin” ötesine geçtiği görülüyor.
Kusovac bu durumu izah ederken “Geçtiğimiz hafta yayınlanan Hamas videoları, uygun prefabrik beton unsurlardan inşa edilmiş, yalnızca ayakta durma yüksekliğine ve savaşçıların hızlı bir şekilde hareket edebilmesi için yeterli genişliğe değil, aynı zamanda yeterli alana da izin verecek kadar uzun ve geniş olan, inanılmaz büyüklükte ve karmaşık tünelleri gösteriyor. Roketler de dahil olmak üzere silah ve mühimmat için iyi korunan bir depo görevi görüyor.” ifadelerini kullanıyor.
Gazze halkı da bu durumun farkında. Kassam’ın artan askeri kapasitesi 7 Ekim’de kanıtlandı. Vaziyet böyle olunca Gazze’de kaos çıkartmak için elinden gelen her şeyi kullanan işgal rejiminin bir hastaneyi hedef alacak kadar hukuksuzlaşması Kusovac’ın tabiriyle akıllara Stralingrad’ı getiriyor. Daha iyi eğitim ve askeri deneyimlerine ve geniş teknik üstünlüklerine rağmen, Stralingrad’daki Nazi orduları, Rusların kararlılığının üstesinden gelerek harap olmuş şehri almak için sekiz ay boyunca mücadele etti.
“Yarısı yıkılmış şehirlerde, işgalciler diğer arazilere göre çok daha zor durumdalar ve saldıran ordunun başarı şansına sahip olması için ihtiyaç duyduğu klasik arazi şartları yeterli değil; zayiat ihtimali o kadar fazla oluyor ki çoğu rejim bunu göze alamıyor.”
Kusovac’ın işaret ettiği noktayla Siyonistlerin bir hastaneye yönelik saldırısının ciddi bir sıkışmışlığa işaret ettiğine dikkat çekiyor. Özetle işgal rejimi ne yaparsa yapsın kaybedeceği bir savaşın farkına vardığı için artık savaşı “ne olursa olsun” düzleminde yürütüyor. Kara harekatı düzenlese bu zaten Hamas’ın ekmeğine yağ sürecek. Havadan saldırmaya devam etse de Gazzeliler öfkeyle sinip Hamas’a karşı ayaklanmıyor. Her geçen gün aksine Hamas’a olan destek artıyor. Netice olarak Siyonist işgal rejimi ne yapacağını bilemez halde oraya buraya füze atmaktan başka hiçbir şey yapamıyor!