HAKSÖZ HABER
Sosyal Demokrat Reform ve Kalkınma Partisi başkanı Muhammed Enver El-Sadat'ın ekonomi danışmanı Eymen Hadhud'un, ünlü Ulusal Güvenlik Ajansı'nın karargahlarından birinde işkence altında öldüğü bildirildi.
Eymen Hadhud, ekonomik danışman olmasının yanı sıra, ekonomi, iş planlaması, politika oluşturma, mali değerlendirme ile ilgili çeşitli araştırma türleri üzerine çalışmalar yürütüyordu. Hadhud ayrıca, Sedat'ın ekonomik konulardaki konumunu tanımlayan basın açıklamalarını ve resmi açıklamalarını yazdığı gibi ekonomi raporları ile parti yöneticisine brifing veriyordu.
Almawkef Almasri haber sitesi Facebook hesabında, "Ölüm ilanı ve sorular.. Ekonomi araştırmacısı Eymen Hadhud'u kim kaçırıp ortadan kayboldu? Nasıl öldü? Bugün, ekonomi araştırmacısı Eymen Hadhud'un ailesi, kaybolmasının ardından onun ölümünü açıkladı. İki ay süresince zorla kaybedildiği biliniyordu…” diye yazdı.
Mısır’da hemen hemen herkes cevabı iyi bilmesine rağmen yine birçok kişi hala soruyor: Ekonomi araştırmacısı Eymen Hadhud'u kim kaçırdı ve kaybetti? En önemlisi nasıl öldü?
Herkes onun güvenlik servislerinden biri, özellikle İçişleri Bakanlığı Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) tarafından gözaltına alındığını ve karargahlarından birinde yaklaşık iki ay boyunca tutulduğunu biliyor. Ailesine bilgi vermeyen, NSA memurları tarafından işkenceye maruz kaldıktan sonra Abbasiya Psikiyatri Hastanesine gönderilmişti.
9 Nisan 2022 Cumartesi günü geç saatlerde, ekonomi araştırmacısı Eymen Hadhud'un ailesi, iki ayı aşkın bir süredir zorla kaybedilen Eymen’ın ölümünü duyurdu.
Pek çok insan soruyor: Mısır'da işkence bir gelenek mi oldu?
Yoksul Mısır vatandaşları ile darbeci iktidarın muhalifleri genellikle polis karakollarında, hapishanelerde ve Ulusal Güvenlik Ajansı'nın karargahında işkenceye maruz kalıyor. Hastaneler de son zamanlarda zorla kaybedilen insanların son görüldüğü yerler oluyor.
Mısır anayasasının 54. maddesinde açıkça şöyle belirtilmektedir: Özgürlüğü kısıtlanan herkes, bunun sebepleri hakkında derhal bilgilendirilmeli, hakları yazılı olarak bildirilmeli, ailesi ve avukatıyla hemen iletişime geçebilmeli ve mahkemeye gönderilmelidir. Soruşturma makamı, özgürlüğünün kısıtlandığı andan itibaren yirmi dört saat içinde, avukatının huzurunda olmadıkça soruşturmaya avukatsız başlamayacaktır.
Yine birçok kişi soruyor: Eymen bu iki aylık süreçte neredeydi? Polis tarafından tutuklandıysa, ne için tutuklandı? Ailesine resmi olarak haber vermeden hastaneye nasıl girdi? Ailesinin en azından ona ne olduğunu öğrenmek ve buna kimin sebep olduğunu bilmek hakkıdır diyen halk, Eymen’ın katillerinin sorumlu tutulmasını talep ediyor.
Birçok muhalif sosyal medya hesapları üzerinden açıklamalar yaparak Eymen’ın ortadan kaybolduğu sürecin araştırılması ve sorumluların yargılanması gerektiği çağrısında bulundu.
Birçok Mısırlı, “Eymen'ın başına gelenler, hukukun asgari düzeyde olduğu başka bir ülkede olsaydı, rejimin ve hükümetin değişmesine ve birçok insanın yargılanmasına yol açardı - ama ne yazık ki hukukun olmadığı Mısır'dayız.” diyerek duruma tepki gösterdi.
Kamu kurumları yalana başvuruyor
Mısır İçişleri Bakanlığı Pazar günü Eymen Hadhud'un zorla kaybedildiği haberlerini yalanladı. Hadhud'un Kahire, Zamalek'te bir kapı görevlisi tarafından bir daireye girmeye çalışırken yakalandığını ve "sorumsuz davranışlarda bulunduğunu" bildirmesinin ardından tutuklandığını söyledi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, o tarihte gerekli yasal sürecin izlendiği ve ardından Cumhuriyet Savcılığının değerlendirme için psikiyatri hastanesine sevk ettiği belirtildi.
Ancak hastane kayıtları, Hadhud'un Dekahliye'deki Senbellawein şehrinde bir araba çalmaya teşebbüsten gözaltına alındığını söyledi.
Eymen Hadhud'un kardeşi Ömer ise, Cumhuriyet Savcılığı ve diğer güvenlik makamlarının, ailesinin geçtiğimiz haftalarda onu görmek istemesine rağmen, Cumartesi gününe kadar Hadhud'un nerede olduğuna dair bilgileri reddettiğini söyleyerek iki çelişkili ifadeye dikkat çekti.
Zorla kaybetme ve ağır işkenceye maruz kaldıktan yaklaşık bir hafta sonra Ulusal Güvenlik Kurumu tarafından Abbasiya Psikiyatri Hastanesine gönderildiğini öğrenen aile, Hadhud'u hastanede ziyaret etmeye çalıştı ancak hastane yönetimi tarafından talepleri reddedildi. Aile savcılıktan bilgi almak istedi ancak savcılık o sırada Hadhud hakkında herhangi bir bilgiye sahip olmadıklarını söyledi.
Mart ayının sonlarında ise aile, Pazartesi günü Hadhoud'un Mart ayında öldüğünü bildiren Abbasiya Psikiyatri Hastanesi personeli ile iletişime geçti. Cumartesi günü de Nasr Şehri Polis Karakolu’ndan cenazesini hastaneden almaya gelebileceklerini söyleyen bir telefon alan acılı aile hukukun olmadığı ülkede ne yapacaklarını bilemiyor.