Aydın Ünal’ın Yeni Şafak’taki köşesinde yayınlanan konuyla alakalı yazısını (16 Ağustos 2018) ilginize sunuyoruz:
AK Parti Kongresi, Seçim, Ekonomi
Muhalefet partileri AK Parti’yi sandıkta mağlup edip yerine geçmek istiyorlar. Siyasetin doğası budur. Muhalefetteki parti, iktidardaki partinin yanlışlarını yakalayarak, iktidarı millete şikâyet ederek, yeni projeler, hedefler üreterek sandık yoluyla iktidar olmak ister.
AK Parti muhalefete sandıkta galibiyet imkânı vermedi. Çünkü her şeyin en iyisini yapma mücadelesi içinde oldu. En iyi kadrolarla çalıştı. Muhalefetin ufkunu aşan hedefler belirleyip bu hedeflere ulaştı. Hatta çoğu zaman muhalefeti dahi AK Parti kendisi yapmak zorunda kaldı. Bu sayede de milletin gözünde büyüdükçe büyüdü.
Proje üretemeyen, ufuk çizemeyen, hedef gösteremeyen, muhalefet dahi yapamayan muhalefet, AK Parti’yi önce sandıkta mağlup etmeyi denedi. Medya ve terör de muhalefete destek verdi. Ancak AK Parti yine de yenilemedi. O zaman devreye, tasması yabancıların elinde olan FETÖ gibi hainler, ya da doğrudan uluslararası mekanizmalar girdi. Çeşitli darbe girişimleri, manipülâsyonlar, provokasyonlar denendi. AK Parti’ye ağır saldırılar yapıldı. Yine olmadı. Her saldırıdan AK Parti daha da güçlenerek çıktı. Millet, AK Parti’yi daha fazla sahiplendi.
AK Parti ve Erdoğan’dan “kurtulmak” isteyenler, her ikisinin de, sandık dışında bir yöntemle, milletin takdiri dışında gönderilemeyeceğini anladılar.
Son günlerde ekonomiye yapılan saldırılar, Türkiye’de bir kriz oluşturmaktan ziyade, mahalli seçimlerde sandığı şekillendirmeyi amaçlıyor.
Dikkat edilirse, ekonomiye yapılan saldırı bir kez daha milleti birbirine kenetledi. Millet her türlü fedakârlığa hazır ve zaten seferberlik başlatmış durumda. Dahası, dünyada dost ve kardeş çok sayıda ülke ve halk da Türkiye’ye destek veriyor.
İlginç olan şu ki, CHP ve İyi Parti bile bunun bir saldırı olduğunu, devletin, hükümetin yanında olduklarını açıkladılar.
Böyle kriz anlarında fırsatçılık yapmayı siyasi gelenek haline getirmiş muhalefetin dahi yaşananları “saldırı” olarak değerlendirmesi ve iktidara “destek” vermesi son derece şaşırtıcı.
Çünkü amaçlanan bir ekonomik kriz değil. Türkiye ekonomisini çökertmek gibi bir gaye yok. Yapılmak istenen, mahalli seçime kadar AK Parti ve Erdoğan ile milletin arasını açabilmek.
AK Parti en zor, en çetin sınavına hazırlanıyor.
6. Olağan Büyük Kongre’ye giderken, AK Parti, önündeki sınavın ne kadar zor ve çetin olduğunu çok iyi biliyor.
Doların dalgalanması duracaktır. ABD’nin salvoları mutlaka geçiştirilecektir. Türkiye bu son saldırıdan da zaferle çıkacaktır. Ancak daha mühim olan, 24 Haziran seçimlerinde düşen oyları çıkartabilmek, hatta bu oyları muhafaza edebilmektir.
Mahalli seçimlerde daha ağır bir oy kaybı AK Parti’yi, hatta Erdoğan’ı zorlayabilir. Hiç arzu etmeyeceğimiz bir tablo ile, Allah korusun, FETÖ’nün, PKK’nın, Türkiye’nin bütün hasımlarının sevineceği, umutlanacağı bir manzara ile karşılaşabiliriz.
AK Parti’nin 6. Büyük Kongresi, işte bu felaket senaryosunu tersine çevirmek için en büyük fırsat.
AK Parti 6. Büyük Kongre’den tazelenmiş olarak, yenilenmiş, gençleşmiş olarak çıkmalıdır. Önümüzdeki risklerin büyüklüğü fark edilmeli, tüm teşkilat yeni bir heyecan fırtınasıyla sarsılmalıdır. Önümüzdeki Cumartesi günü Ankara’dan şehirlerine dönen her bir teşkilat mensubu, omuzlarında Türkiye’nin, milletin ve ümmetin ağır sorumluluğunu hissederek dönmeli ve vakit yitirmeden sorunların üzerine gitmeye başlamalıdır.
AK Parti, mahalli seçimlere kadar, seçmene, “rahatsızlığınızı biliyoruz, taleplerinizi biliyoruz, mesajlarınızı okuduk” duygusunu vermeli, sadece duyguyu vermekle kalmayıp gereğini de yaptığı çabasını göstermelidir.
Liyakat kriterine göre belirlenmiş, düşünen ve düşündüğünü cesaretle dile getirebilecek bir MKYK; alınan kararları hızla, cesaretle, dirayetle uygulayacak, tecrübeli ve genç bir MYK oluşturmak, AK Parti’nin bu yeni ve zorlu süreçte atacağı ilk adım, alacağı ilk büyük önlem olacaktır.
AK Parti ve Erdoğan’ın kaderi, sadece siyasetin kaderiyle örtüşmüyor; Onların kaderi, artık Türkiye’nin, hatta ümmetin, Kudüs, Mekke, Medine başta olmak üzere mazlum ve sessiz coğrafyanın kaderiyle örtüşüyor.
Önümüzde şansa, talihe, akışına bırakacağımız bir süreç değil; büyük sorumluluğumuzun idrakinde olarak her an müteyakkız, her an tetikte olmamız gereken, çok çalışmamız gereken bir süreç var.
AK Parti’nin 6. Olağan Kongresi inşallah bize hem sorumluluğumuzu hatırlatacak, hem de iştiyakımızı, heyecanımızı, umudumuzu artıracak. Şimdiden hayırlı olsun…