Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) gerçekleştirdiği araştırmaya katılan başekonomistler, bu yıl küresel bir resesyon ihtimali üzerinde ikiye bölündü. Birçok ekonomist, çoğu hayat pahalılığının 'kriz' seviyesinde ve yüksek enflasyonun devam etmesini tahmin ediyor.
WEF’in özel sektör ve kamuda yer alan ekonomistlerin katılımlarıyla birlikte hazırlamış olduğu Başekonomistler Görünümü 2023 Raporuna göre; küresel ekonomik büyüme ve enflasyon ile ilgili öngörüler bölgelere göre büyük çaplı değişkenlik gösteriyor.
YÜZDE 45'İ RESESYON BEKLİYOR
Ekonomistlerin yüzde 45’i 2023 yılında küresel resesyon beklerken, yüzde 45’i bunu ihtimal dışında görüyor.
Çin’de Covid-19 önlemlerinin kaldırılması ile ilgili olarak en canlı ekonomik aktivitenin Asya bölgesinde görülmesi bekleniyor. Ekonomistlerin yarısı, bu yıl Çin’de ekonomik büyümenin ılımlı, yüzde 43’ü ise güçlü olmasını öngörüyor.
Ekonomistlerin yüzde 93’ü, Doğu Asya ve Pasifik bölgesinde ekonominin en azından ılımlı düzeyde büyüyeceğini düşünürken, yüzde 50 ve 75’i sırasıyla ABD ve Avrupa’da zayıf veya çok zayıf ekonomik büyüme bekliyor.
EN YÜKSEK ENFLASYON BEKLENTİSİ AVRUPA’DA
Ekonomistlerin yüzde 90’ı Avrupa’da, yüzde 68’i ise ABD’de bu yıl enflasyonun yüksek veya çok yüksek seviyede kalacağını öngörüyor. Başekonomistlerin üçte ikisine göre, Sahra Altı Afrika, Latin Amerika ve Karayipler’de de enflasyon yüksek kalacak.
Araştırmaya katılan ekonomistlerin yarısının Orta Doğu ve Kuzey Afrika için de rekor enflasyon beklemesine karşın sadece yüzde 14’ü Çin’de bu seviyelerin görüleceğini düşünüyor.
Bu kapsamda, ekonomistlerin yüzde 79’una göre merkez bankaları enflasyonu yönetmek ve bankacılık sektöründe istikrarı sağlamak arasında bir denge kurmakla karşı karşıya kalırken, yüzde 82’si, finansal istikrar endişeleri nedeniyle faiz artışlarının yavaşlamasını bekliyor.
WEF Genel Müdürü Saadia Zahidi, rapora ilişkin değerlendirmesinde, raporun mevcut ekonomik gelişmelerin yarattığı belirsizliği ortaya koyduğunu belirterek, “İş gücü piyasaları şimdilik dirençli görünüyor ancak büyüme durgun kalmaya devam ediyor. Küresel gerilimlerin derinleştiği ve birçok ülkede hayat pahalılığının yüksek seyrettiğini görüyoruz. Bu bulgular, kısa vadeli küresel politika koordinasyonuna, uzun vadede ise sürdürülebilirlik ve dayanıklılığı sağlamlaştıracak yeni bir büyüme planı için acil iş birliği ihtiyacını teyit ediyor.” ifadelerini kullandı.