YÖK'ün konferans salonunda, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin ve üniversitelerin eğitim bilimleri fakültelerinin dekan ve dekan yardımcılarının katıldığı toplantı düzenlendi.
Toplantıda eğitim fakültelerinin durumu ve öğretmen yetiştirme konuları görüşüldü.
YÖK Başkanı Saraç, yaptığı konuşmada, MEB'e yükseköğretim kurumlarının bütçelerinin ve altyapı kaynaklarının oluşmasında göstermiş olduğu destekler için teşekkürlerini iletti.
Türkiye'de yükseköğretim ve eğitim fakültelerinin durumuyla ilgili sunum yapan Saraç, yükseköğretim sayılarına ilişkin bilgi verdi. Saraç, yükseköğretim kurumu sayısının 2001'de 75 iken, 2016'da 181'e yükseldiğini belirterek, eğitim fakültelerinin sayısının ise 96'ya ulaştığını kaydetti.
Saraç, "Bir milyon 664 bin öğrenci sayısı, 7 milyon 200 bin rakamına ulaştı. Gerçekten çok devasa bir rakam. Eğitim fakültesi öğrenci sayısı da 212 bin. Öğretim üyesi sayısına baktığımız da ise 24 bin diye ifade edeceğimiz sayı, 2016'da 72 bini geçti. Eğitim fakültesindeki öğretim üyesi sayısı ise 5 bin 500'lere yaklaştı." dedi.
"Derin bir tecrübeye sahibiz"
Öğrenci ve öğretim üyeleri sayılarına bakıldığında hükümetin yükseköğretime ayırdığı kaynakların devasa durum arz ettiğini belirten Saraç, "Yükseköğretimde okullaşma oranında Avrupa ülkelerinin hepsinin ilerisine ulaşmış durumdayız. Bu da hükümetin yükseköğretime ayırdığı kaynaklarla doğrudan ilişkili bir durum." ifadelerini kullandı.
Üniversitelerdeki öğretim elemanı sayısının da 66 binden 156 bine çıktığını, eğitim fakültesindeki öğretim elemanı sayısının ise 10 bine yaklaştığını vurgulayan Saraç, şunları kaydetti:
"Avrupa'da yükseköğrenim alanında öğrenci sayısı açısından ikinci büyük ülkeyiz. Türkiye'de öğretmen yetiştirme alanında önemli tarihlere baktığımızda öğretmen yetiştirme konusunda dünyanın pek çok ülkesinden çok daha derin bir tecrübeye sahip olduğumuz anlaşılıyor. Bu açık ve seçik. İlk öğretmen okulu günümüzden 168 yıl kadar önce kuruldu. Zaman içinde öğretmen yetiştirmeye dönük 30'dan fazla farklı ad altında okul açıldı. Bugün itibarıyla temel kaynak, eğitim fakülteleridir. Öğretmen yetiştirme, 1980'e kadar MEB'in tasarrufundayken, 1980'den sonra bu YÖK'e devredildi."
Eğitim fakültesi sayılarına ilişkin de bilgi veren Saraç, devlet üniversitelerinde 75, vakıf üniversitelerinde 17 eğitim fakültesinin eğitim verdiğini, devlet üniversitesinde 3 eğitim fakültesinin, vakıf üniversitelerinde ise bir eğitim fakültesinin eğitime başlamadığını kaydetti.
"Eğitim fakültesi olmayan üniversite sayısı 31"
Eğitim fakültesi olmayan üniversite sayısının 31 olduğu bilgisini veren Saraç, "YÖK olarak son zamanlarda eğitim fakültesinin açılmamasına yönelik bir planlamaya giderken, iki hafta kadar önce yasamada başka bir sebepten, bizim görmediğimiz bir kamu yararından dolayı, İzmir'de kurulan üniversiteye bir eğitim fakültesi eklendi." dedi.
Eğitim fakültelerinde öğrenci sayısının devlet üniversitelerinde 200 bine, vakıf üniversitelerindeki öğrenci sayısının ise 13 bine yaklaştığını ifade eden Saraç, eğitim fakültelerinde toplam 212 bin 376 öğrencinin eğitim gördüğünü kaydetti.
Saraç, lisans üstü öğrenim gören öğrenci sayısının eğitim fakültelerinde arttırılması gerektiğini, buna yönelik birtakım tedbirleri kurguladıklarını ve hayata geçireceklerini vurgulayarak, eğitim fakültelerinde 20 bin 114'nin yüksek lisans, 3 bin 347 öğrencinin ise doktora yaptığını ifade etti.
Eğitim fakültelerindeki öğretim elemanı sayısına ilişkin bilgi veren Saraç, eğitim fakültelerinde 917 profesör, bin 224 doçent, 3 bin 278 yardımcı doçent olmak üzere toplam 5 bin 500 civarında öğretim elemanın eğitim bilimleri fakültelerinde görev yaptığını ve bu sayının yeterli olmadığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı 23, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı ise 39 olması söz konusu. Eğitim, öğretimin niteliğinde bu kritere çok dikkat edilir. 2014-2015'de öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı 43'tü. 2013-2014 yılında ise 47'ydi. Şimdi ise 39'a indi. Önceki senelerde ise 50'nin üzerindeydi. Eğitim, öğretimin niteliği sadece bu parametre değil ama bu önemli bir parametre."
"Eğitim fakültelerinde yapılanmaya gidildi"
Eğitim fakültelerinde yapılanmaya gidildiğini kaydeden Saraç, eğitim fakültelerinde eskiden 11 bölüm ve 30 lisans programının yer aldığını, yeni yapılanmada ise 9 bölümün yer aldığını kaydetti.
Saraç, eski yapının karmaşık bir sistemi olduğunu, yeni yapılanmayla bu sistemin daha kompakt hale getirildiğini, 4 4 4'e uyumlu olması için bazı bölüm başlıklarında yer alan ilköğretim ve ortaöğretim ifadelerinin ise kaldırıldığını belirtti.
"Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu"
YÖK bünyesindeki Öğretmen Yetiştirme Türk Milli Komitesi'nin adının, Öğretmen Yetiştirme Çalışma Grubu olarak değiştirildiğini kaydeden Saraç, bu çalışma grubunun, seçilmiş eğitim fakültesi dekanları ve MEB üst düzey yöneticilerinden oluştuğunu söyledi.
Saraç, "Önümüzdeki dönemde farklı sektörlerden paydaşların katılımlarıyla çalışma grubunun üyelerini daha da zenginleştirmeyi düşünüyoruz. Çalışma grubu, öğretmen yetiştirmeyle ilgili konularda, YÖK'e öneriler sunuyor." dedi.
Eğitim fakültelerinin kontenjanlarının ise son iki yıldan beri yaklaşık yüzde 10 oranında azaltıldığını, bunun tedrici olarak devam edeceğini vurgulayan Saraç, eğitim fakültelerinde ikinci öğretim programlarının kapatılmaya başlandığını, ancak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ile Okul Öncesi Öğretmenliği ikinci öğretim programlarının devam ettiğini ifade etti.
"2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren diğer bazı fakültelerde uygulandığı gibi öğrenci girdisinin kalite ve niteliğini artırmak, böylece daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmek amacıyla eğitim fakülteleri için de taban puan uygulaması şartı getireceğiz." ifadesini kullanan Saraç, geçen yıl tıp, hukuk, mühendislik, mimarlık bölümlerinde getirilen başarı sıralamasının, önümüzdeki yıl eğitim fakültelerine de getirileceğini, çalışmaların yürütüldüğünü sözlerine ekledi.
AA