"Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu alıyorum."

Kafile Mısır'dan ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu alıyorum."

Kafile (Mısır'dan) ayrılmaya başladığı zaman, babaları dedi ki: "Eğer beni bunamış saymıyorsanız, inanın Yusuf'un kokusunu (burnumda tüter) buluyorum." (Yusuf-94)

Hz. Yusuf’un kokusu! Her şey akla gelebilir, ama böyle bir şey asla! Aradan geçen onca uzun bir zamandan sonra Hz. Yusuf’un halâ hayatta olabileceği kimin aklından geçer ki! Durum böyle olduğu halde, artık gözleri bile görmeyen bu yaşlı adam Hz. Yusuf’un kokusunu alıyor!

Ne diyor? Bu ihtiyar da iyice sapıttı demeyecekseniz doğrusu ben, Yusuf’un kokusunu alıyorum. “Eğer bana bunak demeyecekseniz”, dediğime inanacaksanız Yusuf’un kokusunu alıyorum.

Yakub aleyhisselamın, kervan Mısırdan ayrılır ayrılmaz Hz.Yusuf'un kokusunu hissetmesi," ona verilmiş bir mucizedir. O, bu kokuyu tâ uzaklardayken hissetmiş, bir müddet sonra da Yusuf aleyhisselamın gömleği kendisine ulaşmıştır. Fakat henüz gömlek gelmeden bu mucizeyi anlamayan insanlar, Hz.Yakub'u, öteden beri devam eden üzüntüsü sebebiyle, onu alaya almışlardır.

FİZİLALİL KUR’AN

Bu peygamberlerin sahip oldukları olağanüstü güçlerin bir örneğidir. Hz. Yakub (a.s) kervan Mısır'dan henüz yola çıkmışken Ken'an'a o kadar mesafeden Hz. Yusuf'un (a.s) gömleğinin kokusunu almıştı. Bu, aynı zamanda peygamberlere ait güçlerin doğuştan getirilen şahsi nitelikler olmadığını, aksine Allah'ın muradıyla, O'nun tarafından kendilerine bağışlandığını da gösterir. Hz. Yakub'un (a.s) Mısır'da o kadar kaldığı süre içinde Hz. Yusuf'un (a.s) elbiselerinin kokusunu alamayıp da, Allah'ın dilemesiyle (belli bir zamanda) almasının nedeni budur.

Bu bağlamda Hz. Yakub'u (a.s) bu kadar uzak mesafeden kokuyu duyması fennî bir olay değil, Allah’ın peygamberlere bahşettiği mücizelerdendir.

Ayetin ifadesinden açıkça ortaya çıkan mânâ, bu kokunun rüzgar içinde duyulması ve gömleği taşıyan müjde kafilesinin Mısır'dan ayrıldığı sırada iletilmiş olmasıdır. Bu ise kokunun da havadan bir telsizle şimşek gibi naklinin ve iletilmesinin mümkün olabileceğini, yaratılışta bunun da gizli bir kanunu olabileceğini düşündürür. Şüphesiz ki, bunun gerek Mısır'dan gönderilmesi, gerekse böyle bir hızlı titreşimin Yakub tarafından algılanabilmesi ve o kokunun Yusuf'a ait olduğunu kestirebilmesi, doğrudan doğruya ilâhî tasarrufu gösteren harikalardır. Gerek bu bakımlardan, gerek Yusuf ile Yakub'un birer peygamber olmaları bakımından olay çok yönlü bir mucizedir. Zira bir insanın yakınındaki birinin kim olduğunu kokusundan tanıyabilmesi bile olağanüstü bir meseledir. Ancak olayın bütünüyle tabiat kanunlarının üstünde bir mucize olması, bununla ilgili birtakım tabiat kanunlarının mevcut olmasına engel değildir.

ELMALILI TEFSİRİ

Kur'an Haberleri

Yakub dedi ki: “Ben size, Allah katından sizin bilmediğinizi biliyorum demedim mi?"
"O, merhametlilerin en merhametlisidir"
"Şüphesiz Allah iyilikte bulunanların ecrini boşa çıkarmaz!"
"Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor, hatırlıyor musunuz?"
"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin."