Edirne İslam Gençliği Derneği'nde "İtikatta Ölçü" Semineri

Edirne İslam Gençliği Eğitim Araştırma ve Yardımlaşma Derneği’nde aylık olarak düzenlenen “Hayat Kitabımız Kur'ân” başlıklı seminerlerin ilki olan “İtikatta Ölçü” konusu Murat Yürükoğulları'nın katılımıyla sunuldu.

Ahmet Fuat Kanat / Haksöz Haber

Murat Yürükoğulları programda şu görüşleri dile getirdi:

“İtikat sözlük anlamı olarak düğüm atmışçasına bağlanmak, bir şeye kalben inanmak, bir şeyi kalben benimsemek anlamına gelir. İtikat, İslâmî bir terim olarak Allah’ın inanılmasını istediği şeylere bağlanıp kalma, Allah’ın inanılmasını ve teslim olunmasını istediği şeylere bilerek inanma, inanılması istenen esasları aklen ve kalben onaylama anlamlarında kullanılmıştır.

Ancak bu tanımlamalar İslâm itikadı için geçerlilik taşımaktadır. Hâlbuki İslâm dışında da inançlar vardır. O hâlde bütün bu inançları içine alacak tarzda bir tanım yapmak gerekir. Böylesi bir tanımda şu şekilde yapılabilir: İtikat, kişinin Allah, insan, hayat ve kâinat hakkındaki anlayışlarını kapsayan, olaylara bakış tarzını belirleyen düşüncesidir.

Bu tanıma göre İslâm’ın iman esasları bir mümin’in itikadını oluşturduğu gibi Kemalizm, Liberalizm, Marksizm ve Kapitalizm’in esasları da bu görüşlere inananların itikadını oluşturur.

İtikat oluştururken kaçınmamız gereken yaklaşımlardan birisi “zan”dır. Zan kelimesi sanmak, zannetmek, sezmek, varsaymak anlamlarına gelir. Zan kavramı tereddüt ve acabaları içinde barındıran bir kavramdır. Rabbimiz zandan kaçınmak gerektiğini bizlere indirdiği vahiyde bildirmiştir. En’âm Sûresi 116.ayette “Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece zanna uyarlar, saçmalarlar.” buyrulmaktadır. Ayrıca itikat oluştururken hevadan, şüpheden, saçmalamaktan kaçınmak gerekmektedir.

Gayb konusu da itikatta ölçüyü belirlemede anahtar bir konudur. Zira gayb itikadî hususların üzerinde oluştuğu alandır. Rabbimiz, Bakara Sûresi 3.ayette muttakileri gayba iman edenler olarak tanımlamaktadır. Gayb gizli kalmak, gizlenmek, görünmemek, uzaklaşmak, gözden kaybolmak demektir. Ragıb el-İsfahani el-Müfredat isimli eserinde gaybı şöyle tanımlamaktadır: Duyular  çerçevesine girmeyen ve aklın zarurî olarak gerektirmediği, yani 5 duyumuzla kavrayamadığımız, bilgisine ulaşamadığımız, dolayısıyla algılayamadığımız her şeydir.

Allah’a has olan gayb, peygamberler dâhil hiç kimseye açık olmayan gaybtır. Allah’ın zâtı ile ilgili konular, kıyametin zamanı, yaratılış, gelecekte ne olacağı, meleklerin hususiyeti gibi gayblar buna örnek olarak verilebilir. Bu alandaki konuların hususiyeti itikat esası olamazlar. Çünkü bu hususlarla ilgili hiçbir bilgimiz yoktur.

Bir de mutlak gayb diyebileceğimiz bir başka gayb alanı vardır. Bu gayb alanı Allah’a, peygamberlere, meleklere, kitaplara ve ahiret gününe imandan oluşur. Bu hususlar itikadî hususlardır.

İtikada konu olan hususlar subuti kati ve delaleti kati olmalıdırlar. Sabitliğinin kesin olması demek itikat oluştururken Kur’ân-ı Kerîm ayetlerinin temel alınması demek olup, delaleti kati olması demek ayetlerin muhkem, yani anlamı tevil gerektirmeyecek ve yorum yapılamayacak kadar açık ve net olması demektir. Üzerinde yorum yapılan, tevil edilen konular, hususlar itikat olarak belirlenemez. Örnek vermek gerekirse Allah’ın arşa istiva etmesi ya da Allah’ın eli gibi konularda insanlar görüşlerini söyleyebilir ancak bu görüşlerini, yorumlarını mutlaklaştırarak itikat ilkesi hâline getiremezler.”.

Program, dinleyicilerin katkıları ve soru-cevap kısmıyla sona erdi.

“Hayat Kitabımız Kur’ân” üst başlıklı programlara ”Kur'ânî Kavramların Önemi ve Yaklaşım Biçimi” konusu ile devam edilecektir. Programın konuğu ise Sakarya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Murat Aydoğdu olacaktır.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi