Yeryüzü Avukatlar Derneği Başkanı Mahmut Doğan, Kudüs'e yaptığı ziyaretin ardından 11 Haziran'da Türkiye'ye dönmek için geldiği Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'nda gözaltına alınan Ebru Özkan'ın derhal serbest bırakılması ve kendisinden özür dilenmesi gerektiğini belirtti.
Doğan'ın, Taksim Galatasaray Lisesi önünde yaptığı basın açıklamasına, Hukukçular Derneği, Hukukçu Kadınlar Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER), Hukukun Üstünlüğü Platformu ve Yeryüzü Adalet ve İnsan Hakları Derneği de destek verdi.
Kudüs ziyareti sonunda İstanbul'a dönüş öncesi Tel Aviv Ben Gurion Havalimanı'nda Ebru Özkan'ın pasaport işlemleri sırasında İsrailli bir görevli tarafından durdurularak, görevlinin "İngilizce biliyor musun?" sorusuna "Hayır" cevabını vermesi üzerine başka hiçbir gerekçe gösterilmeden alıkonulduğunu anlatan Doğan, "Beraberinde bulunan grup görevlisi ve grupta bulunan arkadaşlarının itirazlarına karşı, sorunun İsrailli yetkililerce derhal çözüleceği ve Ebru Özkan'ın bir sonraki uçak ile Türkiye'ye gönderileceği bildirilmiştir. Bu yalan beyanlarla gruptan koparıldıktan sonra hukuka aykırı bir şekilde keyfi olarak gözaltına alınmıştır." ifadelerini kullandı.
Doğan, olayın Türkiye'nin Kudüs Başkonsolosluğu, Tel Aviv Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığı'na bildirildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ebru Özkan'ın avukatı Ömer Hamayse, yaptığı açıklamada, müvekkilinin 'İsrail devletinin güvenliğini tehdit ve terör örgütleriyle bağlantı şüphesi' suçlamaları gerekçesiyle gözaltına alındığıdır. Bu gözaltı dayanaktan yoksun ve tamamen keyfidir. Biz işgalci İsrail'in bu terör söylemini daha önceleri 12-13 yaşındaki Filistinli çocuklara 25-30 kişilik silahlı ve tam teçhizatlı işgalci İsrail askerlerince gözaltına alınma hadiselerinden de biliyoruz.
Uluslararası hukuk normlarını ve temel insan haklarını ihlal eden davranışlar devlet bir davranışı olamaz. Gayriinsani, onur kırıcı ve hukuku ihlal eden davranışlar işgalci İsrail'in devlet politikası haline gelmiştir. Bu muamelenin Türkiye vatandaşlarına yönelik olarak her geçen gün daha da ağırlaşarak devam ettiğini gözlemliyoruz. Nitekim her Kudüs, Filistin gezisinde, Türkiye’den giden her grup üyeleri üzerinde hem giriş esnasında hem de çıkış esnalarında kenara ayrılarak ve çıkış kodu 5 ile başlayan etiketler ile İsrail güvenliğine tehdit oluşturdukları gerekçesi ile aşağılanarak detaylı ve onur kırıcı bir aramaya maruz bırakılmaktadırlar."
"20 gündür haksız ve keyfi olarak gözaltında tutuluyor"
Doğan, görevlilerinin hukuka aykırı ve gayriinsani tutumları nedeniyle İsrail'i kınadıklarını belirterek, "Gerek hukuk kuralları, gerek mütekabiliyet ilkesi uyarınca kabul edilemez olan bu onur kırıcı, haksız ve mesnetsiz muameleler, gerçek bir devlet davranışı olamaz. İsrail'in bir an önce bu hukuksuz uygulamalarına son verilmesini istiyoruz." dedi.
Doğan, "İsrail hapishanelerinde 11 Haziran 2018 tarihinden itibaren 20 gündür haksız olarak, hukuksuzca ve keyfi olarak gözaltında tutulan ve her çıkarıldığı mahkeme karşısında hukuksuzca keyfi gözaltı ve tutuklama süresini devam ettirilen, yetkililerce avukatlarıyla da uzun bir süre görüştürme yapılmayarak savunma hakkı ve kişisel görüşme hakkı hukuka aykırı olarak kısıtlanan Ebru Özkan Hanımefendi'nin, derhal serbest bırakılmasını ve kendisinden özür dilenmesi gerektiğini saygıyla kamuoyuna duyuruyoruz." diye konuştu.
"Ablam bugün üniversite sınavına girecekti"
Ebru Özkan'ın kardeşi Elif Özkan ise 27 yaşındaki ablasının sosyoloji bölümü mezunu olduğunu ve özel şirkette sekreter olarak çalıştığını aktararak, "Ablam bugün üniversite sınavına girecekti. Bir dil okumak ve farklılık yapmak istiyordu, bu hakkı dahi onun elinden alındı. Zaten bayramda da yanımızda değildi. Seçim oldu, oy kullanma hakkına sahipken bu hakkı da onlar tarafından ablamın elinden alındı. Bütün bunların telafisi olmayacak." dedi.
Özkan, şunları söyledi:
"Ablam, Fars dili veya Fransızca okumak istiyordu. Şu an çok üzgünüz, 20 gün oldu ablamdan haber alamadığımız için aile olarak hepimiz dağıldık çünkü daha önce böyle bir şey başımıza gelmedi. Daha önce tecrübe sahibi olan kişilerle görüştük ama süreç çok farklı ilerliyor yani o kadar keyfi bir uygulamayla karşıyayız. Zaten olay hukuki bir süreçte de ilerlemiyor, dolayısıyla ne yapılabilir ve olabilir bilmiyoruz. Sürekli tetikteyiz, çelişkiler halindeyiz. Bu belirsizlik durumu da bizleri fazlasıyla yordu ve endişelendirdi."
"Yetkililere çağrı yapıyoruz"
MAZLUMDER Başkanı Ramazan Beyhan da Türkiye'den Filistin'e giden insanların Filistin yürekli, Kudüs sevdalı ve Mescid-i Aksa'ya gönülden bağlı oldukları için bu ziyaretleri gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, "İsrailli siyonistler şunu bilmelidir ki onlarca Ebru ve aynı zamanda milyonlarca insanımız, bu sevdadan hiçbir zaman vazgeçmeyecektir. Filistin özgürlüğüne kavuşuncaya kadar da mücadelelerine devam edecek ve bu mücadeleye destek verilecektir." ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa'ya yapılan ziyaretleri bastırmaya çalışmanın insanlık dramı olduğunu dile getiren Beyhan, "Gözaltı olayları, hiçbir zaman insanlığın geleceğiyle de bağdaşmayacak bir durumdur. Dolayısıyla 20 gündür alıkonulan Ebru hanımın derhal halis serbest bırakılmasını, Siyonist rejimin bu uygulamalarından vazgeçmelerini ve uluslararası hukuka saygılı olmalarını istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, egemen bir ülkedir ve kendi vatandaşının hakkını her yerde savunması gerekir. Bu konunun 20 gün kadar uzatılmış olması gerçekten bizi üzüyor. Türkiye bu konuda ağırlığını ortaya koymalı ve kendi vatandaşına, seyahat hakkını ve nerede olursa olsun güvenliğini sağlamalıdır diye yetkililere çağrı yapıyoruz." şeklinde konuştu.
AA