Ebrarda ‘Kuran’ın Doğru Anlaşılması’ Semineri

Eynesil'de Prof.Dr. Mehmet OKUYAN’ın ‘Kuran’ın Doğru Anlaşılması’ konulu bir tebliğ sundu.

‘Eynesil Ebrar Eğitim ve Dayanışma Platformu’nun tertip ettiği ‘’İslami Düşünce Konferansların’’ beşincisi 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Sayın Prof.Dr. Mehmet OKUYAN’ın ‘Kuran’ın Doğru Anlaşılması’ konulu tebliğini sunmasıyla devam etti. Konferans Recep Bodur hocanın Kuranı Kerim okumasıyla başladı. Özgeçmişi takdim edilen Prof.Dr. Mehmet OKUYAN konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet edildi.

Kuran’ın Doğru Anlaşılması’ konferansına Prof.Dr Mehmet OKUYAN ‘Kuran’ı anlamak peygamberi sünneti hayata geçirmek demektir. Çünkü Peygamberimiz 23 yıl boyunca Kuran’ı anlayıp yaşamaya çalışmış ve insanlara bunu anlatmaya çaba göstermiştir. Biz peygamberi bir misyonu nasıl sürdürülebiliriz? Sorusunu kendimize sorarak bunun ancak Kuran merkezli bir hayat standartlarını tutturmakla mümkün olacağına kanaat getirdik’ sözleriyle konuşmasına başladı.

Okuyan, Kuran bizim neyimiz olur? Hayatımızdaki yeri nedir? Kitap neden geldi? Bizim kitapla irtibatımız nasıl olacak? Sorularına doğru cevaplar verirsek Kuran’la iletişimimizin adresini doğru belirleriz dedi.

Okuyan, Furkan Suresi  ‘İnkâr edenler, Kuran bir defada toptan indirilseydi ya! dediler. Biz, Kuran’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle tertil üzere indirdik ve onu ağır ağır okuduk.(25/32) ayetinde geçen tertil kavramı üzerinden sorulara cevap aramaya çalıştı. Tertil üzere okumak eyleminin Saf Suresinin ‘Ey iman edenler! Siz niçin yapmayacağınız şeyleri başkalarına söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında fevkalade ağır bir sorumluluk gerektirir.(61/2-3) ayetleri ve Bakara suresinin ‘Siz insanlara hep iyiliği emrediyor kendinizi unutuyorsunuz. Üstelik kitabı da okuyup durduğunuz halde? Siz hiç aklınızı kullanmaz mısınız?(2/44) ayeti çerçevesinde öncelikle başkalarına anlatmak için değil kendimizi inşa etmek için yapılması gerektiğini söyledi.

Ayrıca Kuran okumak demek Kuran’ı hayata okumak demektir. Kuran okumak demek Kuran’ı hayata taşımak demektir. Hayata okunmayan ve hayata taşınmayan Kuran yeterli şekilde okunmuş sayılmaz. Onun için Kuran okumayla alakalı kavramları yakinen bilmek durumundayız. Peki, nasıl okunacak bu kitap? Kitapla iletişimimizi sağlayacak okuma biçimimiz nasıl gerçekleşecektir?

Vahyin ilk emri ikra-okudur. Cebrail(as.) Hira mağarasında Peygambere oku derken elinde okuyacağı metin yoktu. Peki, neyi okuyacaktı? Mekke’nin şirkinden, zulmünden ve ahlaksızlığından bunalan ve tefekkür etmek için uzlete çekilen Peygamber(a.s) toplumu okuması ve uyarması gerektiği ifade ediliyor.

Okumayla alakalı kavramlardan bir tanesi de tilavettir. Tilavetin üç temel anlamı vardır;

1-Tekrarlamak, aktarmak, öğretmek (Enam suresi 151. ayet)

2-Gündem yapmak, gündemi oluşturmak(Yunus suresi 71.ayet) Bir insan Kuran tilavet ediyorsa gündemini Kuranlaştırıyor demektir.

3-İzini sürmek, peşinden gitmek, takip etmek demektir. Tilavetin asıl anlamı budur.(Hud suresi 17.ayet-Şems suresi 2.ayet)

 Tilavet etmek demek ışığını nerden alacağını bilmek demektir. Bir müslümanın Kuran’ı tilavet etmesi demek ışığını Kuran’dan arıyor olması demektir. Eğer ışığını Kuran’dan almıyorsa onun yaptığına tilavet denmez.

Ne yazık ki, Müslümanların Kuran’la irtibatı kelimelerinden ibarettir. Neden okuduğunun farkına varmadan sevap kazanmak için okuyor. Tarihi süreç içerisinden Kuran’ın şöyle tanımı olmuştur; Kuran tilavetiyle ibadet edilen bir kitaptır. Yani Kuran sevap kazanmak için okunan ve sevap kazanma makinesine dönüştürülen bir kitaptır. Ne kadar hızlı okunursa o kadar sevap kazanılan bir kitap halini almıştır. Dolayısıyla bir insan bir metni ne kadar hızlı okuyorsa o metni o kadar anlamıyor demektir dedi.

Mehmet Okuyan, kitabı ölüler kitabına dönüştürdük. Evet, kitap ölüler kitabıdır. Ama yatan ölülere değil gezen ölülere hitaptır. Gezen ölüleri diriltsin diye gönderilmiştir Kuran’ı Kerim. Kuran’ı mezarlık kitabına dönüştürmek kitabı hiç tanımamak demektir. (Yasin suresi 69-70 Ayet) Ayrıca Kuran bizim evlerimizde ölümcül hastalar olduğunda gündemimize geliyor. Çünkü rahat bir şekilde ölmesi arzulandığından okunuyor. Ancak Enfal suresi 50. Ayet ve Enam suresi 93.Ayet çerçevesinde Kuran’dan uzak yaşayanların çok çetin bir ölümle karşılaşacağını ve Ariel Şaron’un sekiz senedir ölemediğini muhtemelen meleklerin kendisine Filistinli yavrucaklara yaptığını soruyordur dedi.

Okuyan, bizim meselemiz Kuran’ı hayat kitabı yapmaktır. Kuran’ı hayata okumaktır. Kuran’ı hayata taşımaktır. Ölülere okunmaya çalışılan kitabın hayatında Kuran’a yer vermeyenleri giderayak kurtarmaya dönük bir çabaya dönüşmesin dedi.

Okumayla alakalı kavramlardan diğeri de vahyin muhataplardan istediği kıraattır. Kıraat nedir? Kıraat, Kuran’ın ilk emrini Allah’la kâinat arasındaki ilişkiyi kuracak bir düşünce eyleminde bulunmak demektir. Kıraat, aklın okumasıdır. Düşüncenin okumasıdır. Aklın devreye girmesidir. Muhakemenin devreye girmesidir. Yani kıraat yaratılana bakarak yaratanı bulma eyleminde bulunmak demektir. Mahlûka bakarak Halıka ulaşma eylemidir. Kıraat, kâinat kitabından Allah’a ulaşma yolunu başarıyla geçebilmek demektir.

Okumayla alakalı kavramların en önemlisi de tertil kavramıdır. Tertil, yavaş yavaş, ağır ağır, tane tane hatta hissede hissede, özümseyerek ve Kuran’ı Kuranlaşarak okumak demektir. Tertil, Kuran’ın hayata bak dediği yerden bakabilecek şekilde onu yüreğinden gönlünden okumak demektir.(Müzzemmil suresi 1-8 Ayet)

Okuyan, müzzemmil suresiyle muhatabın geceye hâkim olması gerektiği herkes yatarken kişinin ayakta olarak herkesten farklı olması gerektiğini ve idealleri olanların ise geceyi diriltiklerini çünkü gündüz kendilerine yetecek kadar meşgalelerinin olduğunu söyledi. Ayrıca gecenin etkileyiciliğinin ve insanı inşa edici yapısının daha iyi olduğunu dolayısıyla uykuya yenik düşmememiz gerektiğini söyledi.

Ayrıca gecesini vahyin aydınlığından istifade ile geçirenler gündüz inkâr ve haram karanlıklarından kurtulurlar. Gece vahyin aydınlığından yararlanacağız ki gündüz meşgalemiz ibadet ve tesbihe dönüşecek dedi.

Okuyan, muhatabımızı kendine gelmeye yani fıtratına dönmeye davet etmeliyiz. Kuran bir müslümanın hayatını her türlü günaha karşı güncelleyen kitaptır. Ayrıca hesaba çekileceğimiz kitaba karşı sorumlu davranmamız gerekir dedi.

 Program, Mehmet OKUYAN’ ın ‘Rabbim hepimizi hakkı ve hakikati Kuran’da arayanlardan, insan önder olarak Hz Peygamberi örnek edinenlerden ve kalbinin adresini Allah’ın rızasını aramak şeklinde belirleyenlerden kılsın’ duasıyla sona erdi.

Katılımcılara 24 Mart 2012 tarihinde Özgür-Der Genel Başkan yardımcısı Kenan ALPAY’ın ‘Türkiye’de Askeri Vesayet Sorunu’ konulu konferansın duyurusu yapıldı.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Gazze nöbeti devam ediyor
Çocuklar "Hayat Namazla Güzeldir" sloganlarıyla yürüdü
Aksa Tufanı ve kazanımları
Özgür-Der Üniversite Gençliği programlarına başladı!
Diyarbakır Özgür-Der Gençlik Çalışmaları başladı