HAKSÖZ HABER
Sol-Kemalistler kendi dünya görüşlerini paylaşmayan herkesi linç etmeyi görev edinmişler. Herkes onlar gibi düşünmeli onlar gibi hareket etmeli! Kemalizm’in kurallarına riayet etmeyenler ise hesap verip cezalandırılmalı!
Baskı ve zorbalığı alışkanlık edinmiş olan sol-Kemalistler bu özelliklerinin üstüne bir de utanmadan her fırsatta düşünce özgürlüğünden ve hukuksuzluktan dem vururlar! Yargıtay’a gerçekleştirilen son atamalardan birisi sol-Kemalistlerin bu tutarsızlığını tekrardan gün yüzüne çıkarttı.
Hakim Abdullah Yaman sırf sol-Kemalistlerin dünya görüşüyle örtüşen şeyler söylemiyor diye hedef gösterildi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı olarak atanan Yaman daha önce kamuoyuna dönük yaptığı paylaşımlarda bugün artık binlerce insan tarafından da dile getirilen FETÖ ihraçlarındaki dikkatsizlikleri ve hukuksuzlukları eleştirmiş. Bunun yanında Abdullah Yaman 2017 senesinde yaptığı paylaşımda 10 Kasım Atatürk’ü Anma programları hakkında “Zorunlu ibadete hayır” başlığıyla şunları dile getirmiş:
“Öncelikle sair türbe ve tekkelerin kapısına kilit vurarak hepsinin toplam yüzölçümünden daha fazlasını Anıtkabir adı altında Atatürk’ün mezarına tahsis ederek, merkezi bir kutsal mekan ihtiyacına cevap verdiler…
Tüm resmi zevatın Ankara’ya gelerek bu ayine iştirak etmesinin imkansızlığından hareketle, taşradaki yerleşim birimlerine endüstriyel heykeller dikerek kamu görevlilerinin bulundukları yerdeki bu ayin mekanlarında yarı beline (rükuya) kadar eğilerek ibadet etmelerine “olanak” sağladılar…”
Yaptığı nitelikli değerlendirmelerle Türkiye’de zorla gerçekleştirilen değişiklikleri eleştiren Yaman’ın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına getirilmesi bir kazanımdır. Zira Türkiye’de özellikle hukuk alanında birilerinin cesur adımlar atması gerekiyor.
Hakim Abdullah Yaman yukarıda aktarılan hususlar sebebiyle Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına atandığı için sol-Kemalistler tarafından hedef gösteriliyor! Atatürk’ü anmaya “zorunlu ibadet” demek Yargıtay’da başkanlık yapmaya engel midir? Atatürk’ü anmak kamu görevlisi olmanın şartı da biz mi bilmiyoruz? Anlayacağınız yine düşünce özgürlüğünden dem vuranlar yargıya Kemalizm’i dayatıyor!
Oda TV, Yeniçağ vb. yayın organlarının karın ağrısı bile gerçekleştirilen atamanın ne kadar yerinde olduğunun kanıtıdır!