Dursun albay için, yargı ne dedi?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Dursun Çiçek olayında, yargının nihai kararı nedir? Herkes olayın değişik bir tarafından baktığı için, nihai karar tam anlaşılamadı..

“Dursun Çiçek şu an serbest olduğuna göre, yargının nihai kararı da budur” diyenler olabilir..

Ama yanılırlar..

Yargının nihai görüşünü doğru olarak görebilmek için, aşama aşama yargı mensuplarının görüşlerini incelememiz lazım..

Buyrun, bu incelemeyi birlikte yapalım..

En başta Askeri Savcı görüş bildirdi..

“Suç yoktur, takipsizlik kararı veriyorum” dedi.

DursunÇiçek, 1-0 öne geçti..

Sonra Dursun Çiçek, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi savcılarının daveti üzerine ifade verdi.

Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı, “Dursun Çiçek tutuklanmalı” diyerek, nöbetçi hakime sevketti.

Dolayısı ile, halen yargı mensubu olan ikinci hukukçunun da görüşünü öğrenmiş olduk: “Dursun Çiçek’in suç işlemiş olma ihtimali kuvvetlidir. Tutuklanmalıdır”

Durum böylece 1-1 oldu..

Özel Yetkili 14.Ağır Ceza Mahkemesi’nin nöbetçi hakimi, dosyayı inceledi. Dursun Çiçek’in sorgusunu yaptı ve kararını verdi: “Albayın tutuklanmasına”

Böylece iki savcının farklı kanaatlerinden sonra, ilk defa bir hakim, Dursun Çiçek hakkında kanaat açıkladı: “Suçlu olma ihtimali kuvvetli!”

Halen yargı mensubu olarak görev yapanların kanaatlerini, bu aşamada yeniden sayısallaştırdığımızda, Dursun Çiçek’in suçluluğu yönünde kuvvetli şüphe olduğu şeklindeki kanaat 2-1 öne geçmiş oldu..

Bu sonucu, şöyle de okuyabiliriz: Savcılar açısından 1-1.. Hakimler açısından ise 1-0 Çiçek aleyhine..

Daha sonra, tutuklamaya itiraz edildi.

İtiraz üzerine, yeniden savcılıktan görüş istendi..

Daha önce Dursun albayın tutuklanmasını isteyen savcıdan farklı bir savcı, mütalaasını verdi: “Tutuklamaya itiraz reddedilsin.. Tutuklama devam etsin!”

Bu mütalaa ile, savcıların görüşlerini değerlendirirsek sonuç 2-1, hakimlerin görüşleri açısından ise durum yine 1-0 Dursun Çiçek aleyhine idi..

Hakim ve savcıları birlikte değerlendirirsek; Dursun Çiçek aleyhine görüş serdedenlerin sayısı 3, Çiçek lehine görüş serdedenlerin sayısı ise sadece 1 idi.. Kısaca söylersek; bu aşamada 4 yargı mensubundan 3’ünün görüşü Çiçek aleyhine, sadece 1 tanesinin görüşü ise Çiçek lehine idi.

Ve, sıra geldi, üç kişilik nöbetçi mahkemenin itirazı inceleme aşamasına..

Nöbetçi mahkeme toplandı ve 2 üyenin “tahliye”, bir üyenin ise “tutuklamanın devamına” oyları ile, neticede dosyayı “tahliye” yönünde sonuçlandırdı..

Mahkemedeki bu üç üye de, daha önce bu dosyada hiç görüş beyan etmemişlerdi.

Dolayısı ile, nöbetçi mahkemenin bu kararı ile, durum şöyle oldu:

Savcılar açısından bakıldığında, Dursun Çiçek aleyhindeki tablo, 2-1 idi..

Hakimlerin kanaatleri açısından bakıldığında ise, durum 2-2 olmuştu..

Genel sonucu verirsek, AK Parti iktidarını devirme planı ile ilgili belgenin ele geçirilmesinden sonra, Dursun Çiçek dosyasını inceleyen üç savcı ve dört hakimin kanaatlerinin sayısal oranı şöyle:

2 savcı: “Suç var”.. 1 savcı: “Suç yok”..

2 hakim: “Tutuklamaya gerek yok”.. 2 hakim: “Albay tutuklanmalı”

Şimdi bu fotoğrafta, birilerinin çıkıp efelenmesinin, “Dursun Çiçek’e haksızlık edildi” demesinin haklı bir gerekçesi olabilir mi?

Öyle ya, askeri ve sivil yargı mensuplarının tümünün görüşlerini, tek tek yukarıya aktardım.

7 farklı yargı mensubunun görüşlerini, ayrı ayrı hatırlattım..

Sonuçta Dursun Çiçek’in tutuklanması yönündeki görüş, 4-3 önde..

4 hakim/savcı tutuklanma yönünde... 3 hakim/savcı ise, tutuklanmanın doğru olmadığı yönünde görüş beyan ettiğine göre, yargının kanaati de ortada demektir.

Dursun albay şu an serbest olabilir.

Yargının kanaati, bence 4-3 Dursun albay aleyhinedir..

Dolayısıyla, tahliye kararını, aşamaları atlayarak Dursun albay lehine görenler de yargının kanaatini bu açıdan değerlendirmelidirler..

Aksi takdirde, yanılgıya düşerler.. Hemen şunu da belirtelim, nasıl ki tutuklu ve yakınları, her zaman tahliye için talepte bulunabilirlerse, savcılar da makul gerekçeler beyan ederek, her zaman için yeniden tutuklama kararı isteyebilirler..

Dolayısı ile, sürprizlere her an hazır olmalıyız!

VAKİT