HAKSÖZ HABER
Suriye'deki savaşın başlaması ile beraber Türkiye'deki muhalefet, kendisine biçilen rol gereği midir yoksa ideolojik saplantılardan mıdır bilinmez Esed katiline dönük söylemlerden kaçınarak Suriyeli rejim muhaliflerini hedef almayı tercih etti.
Esedle görüşün önerilerinin ve tekliflerinin havada uçuştuğu siyasi konjonktürde Suriyeli göçmenler hep geri gönderilmesi gereken, Türkiye'ye kabulü 'günahmış' gibi sardedilen nefret objesi olarak propaganda malzemesi olarak kullanıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu da mülteci karşıtlığını dile getirdiği her konuşmasında 'geri göndereceğiz', 'sınırı koruyamadınız' naraları savurdu. Göçmenlerin neden Türkiye'de olduklarını yüzeysel, anlaşılması güç söylemler ile açıklamaya dahi çalışmadan kabulü mümkün olmayacak 'ırkçılıkla' anlamlandırmaya çalıştı.
'Mültecilere neden kucak açmamalıyız' insanlığını(!) sergileyen Kılıçdaroğlu ve muhalif siyasiler, Türkiye'ye 'güzellik, iyilik ve özgürlük' getireceklerini iddia ederek toplumu propaganda ile ikna etmeye çalışıyor. Dünyanın önde gelen sömürgeci emperyalleri ile masalara oturduklarını 'Türkiye'nin geleceği için "birlikte" çalıştıklarını savunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dünyaya seslendi: "Ey dünya; insanımız senin ucuz işgücün değildir. Ülkemiz senin mülteci kampın değildir. Toprağımız senin çöp depo alanın değildir"
Sadece siyaset ürettiklerini, siyaset için kılıktan kılığa girmeyi kabul ettiklerini ve bunun "normal bir siyasi" durum olduğunu savunan Türkiye siyasetçileri ne tür hayaller ile gelecek tasavvuru içerisindeler anlaşılamıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun zenofobide bulunduğu kendi sosyal medya hesabından yine kendisinin paylaştığı nefret içerikli mesajları hatırlayalım;
Kaçaklar ve sığınmacılar konusunda netim. Gidecekler. Bu konunun suçluları Recep Tayyip Erdoğan ve Avrupa Ülkeleridir. Onların alavere dalavereleridir. Biz, muhalefete muhalefet olmayız. Bizim mücadelemizin muhatapları çok nettir. pic.twitter.com/xRHhA8AgkQ
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 10, 2022