"Dünyada Dinsizlik Yükseliyor"

Özellikle batı ülkelerinde yapılan bir araştırmaya göre "Tanrı inancının bulunmadığı türde bir sekülerlik anlayışının" yani dinsizliğin yükselişe geçtiği belirtiliyor.

Pitzer Fakültesi Sosyoloji ve Seküler Çalışmaları'nın değerlendirmesini önemine binaen iktibas ediyoruz.

***

Dünya çağında yapılan son araştırmalar dini inançların gerilemekte olduğunu ve bununla birlikte "Tanrı inancının bulunmadığı türde bir sekülerlik anlayışının" yükselmekte olduğunu gösteriyor.

Pitzer Fakültesi Sosyoloji ve Seküler Çalışmaları Profesörü Phil Zuckerman'ın açıklamasına göre yerküre çapında insanlar zihinlerinde ve kalplerindeki dinsel inanışları terk etmeye başladılar.

Zuckerman bu konuda şu sözleri de ekledi; ''Kesinlikle son yayınlanan National Geographics raporu da doğruluyor, dünya'nın yeni dini: 'Dinsizlik'".

Akademisyenlerin belirttiğine göre dünya çapında yapılan araştırmalara göre dinsizlik en hızlı ve geniş ölçekli yayılan düşünce biçimi haline geldi.

Zuckerman'ın Huffington Post'ta yayınlanan makalesinde şu sözler yer alıyor; ''Dünya genelinde kiliseler kapanıyor, dinler yavaşça yok olurken erkekler ve kadınlar seküler anlayışa göre yaşamaya ve hümanist değerleri benimsemeye başladılar. Bu kişilerin sayısı günden güne artıyor.''

Gezegende yaşayan 7.4 milyar insan geçmiştekine göre dinsel ibadetlerini daha az yerine getirmekle kalmıyorlar, aynı zamanda ateist ve agnostik düşünce biçimlerinden etkileniyorlar.

Bu trend açıkça göstermektedir ki çok sayıda Avrupa toplumu hızlı bir şekilde Tanrı inancından her geçen gün daha fazla uzaklaşmaktadırlar.

İZLANDA'DA DÜNYAYI TANRININ YARATTIĞINA İNANAN YOK

Kuzey Avrupa uluslarından örneğin Büyük Britanya ve Norveç – nüfusları sırasıyla 63 ve 5 milyon – gibi ülkelerde ateist ve agnostiklerin oranı inanç sahibi olanlara göre şimdiden daha fazla durumda. Hollanda'nın 17 milyon olan nüfusunun %70'i herhangi bir dini inançları olmadıklarını söylüyor, İzlanda'nın 300.000 kadar olan nüfusunda dünyayı Tanrı'nın yarattığına inananların oranı şaşırtıcı biçimde %0.

Asya kıtasının başkentlerinde benzer bir trend yayılım gösteriyor, Rusya ve Çin gibi ateist yönetim tarzının hakim olduğu baskın ülkeler dini inançları dışlayan oluşumlar arasında yalnız değiller. Bugün Japonya Budizm ve öteki uzak-doğu inanç sistemlerini benimsemiş durumdalar, buna rağmen 130 milyonluk nüfusunun sadece %20'si dini inanca sahip olduklarını söylüyorlar.

Seküler hümanizm yeni bir ''din'' olarak ABD'de yayılım gösteriyor, eğitim müfredatının da etkisi ile çok sayıda öğrenci inançlarını terk ederek ateist bir yaşam tarzını benimsiyorlar, buna rağmen istatistikler gösteriyor ki ABD nüfusunun %80'den fazlası halen kendilerini Hristiyan ya da öteki inanç sistemlerine sempati duyan kimseler olarak tanımlamaya devam ediyorlar.

Dünya genelinde dini inançlara yönelen insanların sayılarının düşüş göstermesi Zuckerman'a göre kendi kendisini yenileyebilen bir trend. Oregon Universitesi'nden felsefe doktorasını alan bir bilim insanı, günümüzde dinsel inançlarını kaybeden kişilerin gelecekte çocuklarının da aynı eğilimi sürdüreceklerini öngörüyor. Öteki elde, Kilise Araştırmaları'nın iddiasına göre seküler eğilimin yaygınlaşması önümüzdeki bir kaç on yıl içerisinde yavaşlama safhasına girecek, çünkü dindarlar daha fazla çocuk yapıyorlar.

Ancak bu argümanı yerle bir eden bir gerçek varsa o da Hristiyanlık halen gezegendeki en yaygın nüfusa sahip inanç olsa bile 7 milyarlık nüfusun içerisinde ancak 2 milyar kişiden oluşuyorlar, ''dindarlar daha çok çocuk yapıyorlar'' söylemi gezegenin 7 milyarlık nüfusunun hepsinin birden Hristiyan olduğunu ya da Hristiyan toplumlardan geldiklerini düşünerek mümkün olabilir ki, bunun doğru olmadığını biliyoruz.

2050 gibi İslam inancına sahip toplumların gezegendeki en büyük inanan nüfus olacağı ve Hristiyanlığı geçeceği tahmin ediliyor, Müslümanların Asya ve Afrika'da yıllar içerisindeki hızlı yayılımı bu konuda etkili olduğu gibi, mülteci alımları ve asker toplama faaliyetleri nedeniyle Avrupa ve Kuzey Amerika'da son yıllarda Müslüman nüfusun artış gösterdiğine tanık oluyoruz.

Kaynak: http://goo.gl/5htQAB

Çeviri: Şıvan Okçuoğlu / Odatv.com

 

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!