BM Uyuşturucu ve Suç Ofisince (UNODC) 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı İle Mücadele Günü dolayısıyla açıklanan raporda, 2014'te dünya genelinde uyuşturucu kullanım oranları, bağımlı sayısı, bölgesel dağılım, üretim noktalarına yönelik bilgilere yer veriliyor.
Rapora göre, 2014'de 29 milyon kişide bağımlılık sorunları tespit edilirken, bağımlılık teşhisi konulan her 6 kişiden sadece biri tedaviye başvuruyor. Bağımlılık sorunları tespit edilen kişi sayısı da 2013'te 27 milyondu.
Vücuduna uyuşturucu enjekte eden her 7 kişiden birine (1,6 milyon) HIV, her 2 kişiden birine de (6 milyon) Hepatit C virüsü bulaşmış olabileceği tahmin ediliyor. Bağımlılığı olan yaklaşık 12 milyon kişi de uyuşturucuyu enjeksiyon yoluyla alıyor.
Raporda, 2014'te dünya genelinde hayatında en az bir defa uyuşturucu kullanan ve yaş aralığı 15-64 olan kişi sayısı 247 milyon iken, bu oran bir önceki yıl 246 milyon olarak tespit edildi.
Üretimi en fazla olan esrar, 129 ülkede yasa dışı yollarla ekilirken, dünyada yaklaşık 182 milyon esrar kullanıcısı olduğu düşünülüyor.
BM'nin bir önceki yıl açıkladığı raporda ise Avrupa'nın esrar tüketiminde en büyük pazarlardan biri olduğuna, bunun 2014'te de değişmediğine yer veriliyor. Esrarı 49 ülkedeki üretimiyle afyon, 7 ülkeyle de kokain takip ediyor.
Kaçakçılar farklı rotalar kullanıyor
Eroinin ham maddesi olan afyonun üretiminin geçen yıl yüzde 38 azalarak yaklaşık 4,5 ton olarak gerçekleştiğine, bu oranın 1990'lardaki üretime eşit olduğuna dikkat çekiliyor. Afyon üretimindeki temel düşünün nedeni olarak üretimin en çok yapıldığı ülke olan Afganistan'daki üretimin yüzde 48'lik oranda azalması gösteriliyor.
Üretilen afyonun yaklaşık üçte biri işlenmemiş olarak tüketilirken, üçte ikisi de eroin için laboratuvarda işleniyor. 2014 verileri ışığında dünyada yaklaşık 33 milyon kişinin afyon kullandığı öngörülüyor.
Üretimdeki düşüşe rağmen Afganistan halen küresel üretimin üçte ikisini karşılıyor. Kuzey Amerika'da ise eroin kullanımının artış gösterdiğine dikkat çekilen raporda, Afrika ülkelerinde de kullanımda önemli ölçüde bir artış yaşandığına yer veriliyor.
Afyon kaçakçılarının kullandıkları rotaların değerlendirildiği raporda, Afganistan, İran ve Türkiye üzerinden gönderilen afyon Batı ve Doğu Avrupa ülkelerine dağıtılıyor. Kaçakçıların en fazla gelir elde ettiği ülkeler başında ise Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere geliyor.
Sevkiyatın yapıldığı diğer bir rota olan İran üzerinden Körfez ülkelerine ve Batı Afrika'ya gönderilen eroin, ardından Avrupa'ya ulaştırılıyor.
Üretimin yapıldığı bir diğer bölge Asya'da ise Myanmar'dan Çin ve Avustralya'ya gönderilen afyon, eroine dönüştürülüyor.
Ekonomik durum ve bağımlılık ilişkisi
Dünyada 18 milyon kokain kullanıcısının olduğunun tahmin edildiği raporda, bunun önemli bir bölümünün Güney Amerika ülkelerinde üretildiğine işaret ediliyor. Dünyada toplam kokain üretiminin 2014'te 800 ton civarında olduğu düşünülüyor. Batı Afrika güzergahını kullanan kaçakçılar için Avrupa önemli bir pazar.
Terör örgütleri için önemli bir finansman kaynağı olan uyuşturucu kaçakçılığı, devlet mekanizmasının zayıfladığı, hukukun üstünlüğünün bulunmadığı ve yolsuzluğun kronik hale geldiği ülkelerdeki uyuşturucu şebekeleri için önemli bir kazanç alanı.
Kişilerin ekonomik durumunun uyuşturucu kullanımıyla bağlantı olduğu, gelir düzeyi yüksek olanların uyuşturucu deneme ihtimallerinin daha yüksek olmasına rağmen, gelir düzeyi düşük olanların uyuşturucuya bağımlı olma olasılıklarının daha yüksek olduğuna işaret ediliyor.
Ekonomik ve sosyal açıdan toplumdan dışlanmış grupların, uyuşturucu kullanmaya ve bağımlılığa daha fazla meyilli olduğu vurgulanıyor.
Ekstazi ve amfetamin kullanımı
Laboratuvar ortamında üretilen ekstazi ve amfetamin gibi sentetik uyuşturucuların üretimi ve kullanımında da ciddi artış yaşandığına dikkat çekilen raporda, özellikle Ortadoğu ülkelerinde kullanım miktardaki artışın endişe verici olduğu belirtiliyor.
Dünya genelinde yaklaşık 19 milyon ekstazi, 35 milyon da amfetamin bağımlısı bulunuyor.
Rapora göre, bölgeler arasında farklılık göstermekle birlikte, vücuduna uyuşturucu enjekte edenlerin yüzde 56-90'lık bölümü hayatlarının belli bir bölümünü hapishane geçiriyor.
Bazı ülkelerde güvenlik yetersizliği nedeniyle uyuşturucunun hapishanelerde kullanıldığı belirtilerek, bunun da sağlık açısından risk oluşturduğu uyarısı yapıldı. Hapishanede kullanılan uyuşturucunun damardan enjekte edildiği durumlarda HIV veya hepatit C virüsüne yakalanma olasılığının daha yüksek olduğu vurgulandı.
TRT Haber