Dünya Susuyor, Zulüm Kol Geziyor!

Dünyanın çok farklı yerlerinde hâlâ devam zulümleri hatırlattığı bugünkü yazısında Mustafa Karaalioğlu, söz konusu insan hakları ihlallerine yönelik dünya genelindeki suskunluktan dem vuruyor.

Bugün Karar gazetesinde ‘Yapanın Yanına Kâr Kalıyor’ Dünyası başlığıyla yayımlanan Mustafa Karaalioğlu imzalı yazıyı ilgilerinize sunuyoruz:

Dünya sorumsuz ve bencil liderlerin denetimine geçince zaten çözülemeyen büyük sorunlar şimdi dikkat bile çekemez hale gelmiş bulunuyor. Bir yanda Trump, bir yanda Putin, öte yanda Çin yönetimi sacayağında küresel problemler büyüdükçe büyüyor ve duyarlılık can çekişiyor.

Kendi ülkelerini demokratik değerler ve insan hakları açısından geri götüren liderler aynı zamanda başka ülkelerde sebep oldukları problemlerin tartışılmasını da engelliyorlar. Şu anda yaşanmakta olan küresel bir çaresizlik halidir.

Kudüs-Filistin meselesi böyle… ABD Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ederek durumu sadece kötüleştirmedi, içinden çıkılmaz hale getirdi ve Filistin sorunu artık tam anlamıyla çözümsüz bir noktaya itildi.

Kırım, Rusya’nın yanına kâr kaldığı için Müslümanların siyasi ve insani haklarından haber bile alınamıyor. Kırım’a usulen sahip çıkmak bile imkansız hale geldi. Başta Halep olmak üzere Suriye’de yaptığı bütün katliamlar da Rusya’nın yanına kâr kaldı. Şimdi İdlip’te aynı şeyi yapmasın diye bütün dünya sadece rica edebiliyor.

Peki üzerinde titrer göründüğümüz Myanmar’dan haber var mı? Var... Konu bir şekilde geçtiğinde sıradan cümlelerle Rohingya Müslümanlarının meselesi mırıldanıyor. Oysa, Birleşmiş Milletler bu bölgede yaşanan insanlık probleminin 4 kriterle soykırım olduğunu açıkladı. İslam dünyası sus pus otururken sadece Kanada parlamentosu Arakan’da yapılan soykırımı resmen kabul etti. Geri kalanlar yine sessiz…

***

Bir zamanlar bizde de Uygur meselesi dert edilirdi, bilmem şimdi hatırlayan var mı? Çin şu sıralar Şincan’da daha da akıl almaz bir zulme imza atıyor.

Uluslararası Af Örgütü rapor yayınlayarak yaşanan trajedinin boyutlarını bir kez daha ortaya koydu. Raporda Çinli yetkililerin geçen yıl yaşanan ve yaklaşık 200 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayları dünyaya çarpıtarak aktardığı ifade ediliyor. Çin, olayların ardından yaşananlar için Uygurları sorumlu tutarak kurbanların çoğunun Han soyundan gelen Çinliler olduğunu iddia etmişti. Af Örgütü ise, Çin güvenlik güçlerinin sivil Uygurların barışçıl gösterilerine gereksiz biçimde sert güç kullanarak tepki verdiğini ortaya çıkardı. Uygurlar karşı karşıya bulundukları toplu tutuklamalar, kayıplar ve işkenceleri protesto ediyordu. Olayların üzerinden bir yıl geçmiş bulunuyor ve Çin yönetimi şimdi de 8 milyon Müslüman Uygur’un yaşadığı Şincan’ın yönetim merkezi Urumçi’nin sokaklarına on binlerce güvenlik kamerası yerleştirdi.

Resmi verilere göre, olaylarla ilgili olarak şimdiye dek 198 kişi hüküm giydi. Dokuz kişi idam edilirken, en az 26 kişi de ölüm cezalarının infazını bekliyor.

Uygurların içinde bulundukları acınası durumu hiç olmazsa merak edenler Hakan Albayrak’ın dün KARAR’da yayınlanan “Kardeş aileler ve dönüştürme merkezleri” başlıklı yazısını okusunlar.

Dünyanın insan hakları meseleleri saymakla bitmiyor. Ama ne yazık ki kötü liderler kuşağına mahkum olan bugünün dünyası bu acımasızlıkları değil çözmek konuşmayı ve paylaşmayı bile imkansız kılıyor. Geri kalan ülkeler süper güçlerin dayattığı atmosfere teslim olmuş, çaresiz vakit geçiriyor. Diplomasi de kamuoyları kadar çaresiz…

Bu kadar çaresizlik ve istiskal yeryüzü için tahammül edilebilecek olandan çok fazla…

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!