"Barışçıl direniş"in işgalci İsrail üzerinde bir etki uyandırmadığını ifade eden Sinvar, Hamas'ın silahlı direnişe nasıl geçme kararı aldığını anlattı:
"Savaş ya da çatışma istemediğimizi biliyoruz. Çünkü bunlar insanların hayatını karartıyor ve halkımız barışı hak ediyor.
Uzun süreler boyunca 'barışçıl direnişi' denedik. Ne yazık ki uluslararası toplumun, özgür insanların ve uluslararası örgütlerin, işgalin suç işlemesini ve halkımızı katletmesini durdurmasını umduk. Maalesef dünya, işgal savaş mekanizmasının gençlerimizi öldürmesine seyirci kaldı.
Tam bir silah cephaneliğine, son teknoloji ekipmanlara ve uçaklara sahip olan İsrail, çocuklarımızı ve kadınlarımızı kasıtlı olarak bombalıyor ve öldürüyor ve bunu kasıtlı olarak yapıyorlar. Bunu, direnen ve kendilerini ilkel silahlarla savunanlarla kıyaslayamazsınız. Askeri hedefleri vuran hassas füzeler fırlatma imkanımız olsaydı, kullandığımız roketleri kullanmazdık. Halkımızı elimizdekilerle savunmak zorundayız ve elimizdeki de bu.
Ne yapmamız gerekiyor? Beyaz bayrak mı çekelim? Böyle bir şey olmayacak. Dünya bizden öldürülürken uslu kurbanlar olmamızı mı bekliyor? Sesimizi çıkarmadan katledilmemizi mi istiyor? Bu imkansız. Halkımızı elimizdeki silahlarla savunmaya karar verdik."