MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin davada sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu hakkında “örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan açılan davada mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanıklar Dündar, Gül ve Berberoğlu’nun 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
AA’da yer alan habere göre, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kapalı yapılan duruşmaya, birleşen dava dosyası sanıkları Orhan Ceyhun Bozkurt, Mustafa İlker Yücel ile sanıklar Erdem Gül ve başka suçtan tutuklu sanık CHP Milletvekili Enis Berberoğlu katıldı.
Sanık Enis Berberoğlu’nun avukatı tarafından yapılan reddi hakim talebi, 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmemesinin ardından gönderildiği İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce de reddedildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hakkında yürütülen FETÖ soruşturmasında firari konumunda bulunan Erkam Tufan Avtav’ın ByLock programı üzerinden bu dosyayla ilgili yaptığı görüşme dökümleri mahkemeye gönderildi.
Savcı Mütalaasını Açıkladı
Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yeşilkaya da esas hakkındaki mütalaasını mahkeme heyetine sundu.
FETÖ/PDY yöneticilerinden olduğu ifade edilen Emre Uslu’nun talimatıyla 1 Ocak 2014’te Hatay’da, 19 Ocak 2014’te de Adana’da MİT’e ait tırların durdurulduğu anlatılan mütalaada, olayla ilgili yayın yasağı bulunmasına rağmen FETÖ üyelerinin temin ettikleri ve ulusal güvenlikle devlet sırrı kapsamında kalan, devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararı bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgi, belge ve görüntüleri sanık Enis Berberoğlu’na verdikleri belirtildi.
Berberoğlu’nun da söz konusu bilgi, belge ve görüntüleri sanık Can Dündar’a ilettiği dile getirilen mütalaada, Can Dündar’ın, Erdem Gül’le birlikte 29 Mayıs 2015’te Can Dündar imzasıyla bu haberi yazdığı kaydedildi.
Mütalaada, yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm bilgi ve belgelere göre, 1 Ocak 2014 ve 19 Ocak 2014 tarihlerinde sahte ihbarlarla MİT mensuplarına yönelik darp, cebir ve şiddet uygulamak suretiyle MİT’e ait tırlar üzerinde yapılan aramada, devlet sırrı niteliğindeki malzemelerin kayda alınarak ve söz konusu malzemelerden hukuka aykırı biçimde alınan numuneleri incelenmek üzere Ankara Merkez Jandarma Kriminal Laboratuvarı’na götürülerek kriminal rapor tanzim edildiğine vurgu yapılarak, bu suretle adli soruşturma yürütülüyormuş görüntüsü altında söz konusu faaliyetin Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti’ni uluslararası terörle ilişkilendirip, görevini kısmen veya tamamen görev yapamaz hale getirmek, uluslararası kamuoyu algısı oluşturmak, Türkiye’yi teröre destek veren ülkelerden olduğu imajını oluşturarak uluslararası ceza mahkemesinde teröre destek veren ülke olarak yargılatma amacı taşıdığı ifade edildi.
Söz konusu haberin, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden önce yayınlanması ile hükümeti yıpratarak görevini yapamaz hale getirip seçimleri kaybetmesinin amaçlanması kastı ile hareket eden FETÖ/PDY faaliyeti olduğu vurgulanan mütalaada, “Dolayısıyla devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından devlet sırrı niteliğindeki bilgileri FETÖ/PDY örgütünün nihai amaç ve stratejisi doğrultusunda hiçbir kamu yararı bulunmadığı halde sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu’nun amaç ve eylem birliği ve bütün içinde terör örgütünün hiyerarşisine dahil olmaksızın terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işledikleri anlaşılmaktadır.” değerlendirmesine yer verildi.
Mütalaada, bu nedenlerle sanıklar Can Dündar, Erdem Gül ve Enis Berberoğlu’nun 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Aydınlık gazetesine ilişkin dosyanın mahkemenin ikinci heyetince aralarındaki hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle muvafakat alınmaksızın gönderildiğine vurgu yapılarak, her iki dava dosyasının ayrı olduğu, aralarında herhangi bir irtibat bulunmadığı ve iddianamede de birleştirme talebinin olmadığı gerekçesiyle Aydınlık gazetesine ilişkin dosyanın ayrılarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin diğer heyetine iadesine karar verdi.
Mahkeme heyeti, diğer eksikliklerin giderilmesi amacıyla duruşmayı erteledi.
Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Enis Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergül, devam eden ve hükme bağlanmamış bir dava varken savcılığın hüküm verilmiş gibi mütalaa vermesinin hukuki olmadığını savunarak “Savcının peşin ceza verelim düşüncesi var. Bunun da hukukta yeri yok. Durum istinaf mahkemesinin kararından sonra netleşecek.” dedi.
Basın açıklamasında, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, Barış Yarkadaş ile Enis Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu da hazır bulundu.
Davanın Geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’ün, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek”, “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak” ve “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından tutuklanmıştı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT’e ait yardım tırlarının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara Cumhuriyet gazetesinde yer verdikleri gerekçesiyle yargılanan Dündar ve Gül hakkındaki kararı, 6 Mayıs 2016’da açıklamıştı. Mahkeme, “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak” suçundan Dündar’ı 5 yıl 10 ay, Gül’ü ise 5 yıl hapisle cezalandırmıştı.
Dündar ve Gül’ün, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan beraatına karar veren mahkeme heyeti, “silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan ise “FETÖ/ PDY örgütünün varlığı yönünde kesin bir yargı hükmü mevcut olmadığı, varlığı yönünde henüz kesin bir yargı hükmü mevcut olmayan bir örgüte yardım etmek şeklinde yüklenen suçtan herhangi bir suretle hüküm kurulamayacağı” gerekçeleriyle dosyanın ayrılmasına hükmetmişti.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açılan Erdem Gül ve Can Dündar’ın yargılandığı evrede, sanık Can Dündar’ın “Bana görüntüleri solcu bir milletvekili verdi.” şeklindeki açıklamasının bir kısım GSM telefonlarının KDM bilgileri ve açık kaynaklardan yapılan tespitler ile adı geçenin cezaevinde tutuklu olarak bulunduğu sırada yazdığı “Tutuklandık” adlı kitap ile ilgili yayınların değerlendirilmesi sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’na bildirilmesi üzerine Berberoğlu hakkında soruşturma açılmıştı.
Soruşturma sonucunda CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında, Adana ve Hatay’da yasa dışı yollarla durdurulan MİT tırlarının görüntülerini Can Dündar’a verdiği gerekçesiyle “devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etmek” ve “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından 30 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.
Sanık Berberoğlu’na açılan davanın 21 Eylül 2016 tarihli ilk duruşmasında, MİT tırlarının görüntülerini yayınlaması için Can Dündar’a verdiği iddiasıyla hakkında “devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etmek” ve “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlarından istemiyle dava dosyasının, aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle Dündar ve Gül’ün yargılandığı bu dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.
Mahkeme heyeti, sanık Berberoğlu’nun üzerine yüklenen “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibariyle gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak” suçunu işlediği sabit olmakla beraber, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği yer ve zaman, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun yoğunluğu, sanığın güttüğü amaç ve saik dikkate alınarak müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tutuklanmasına karar vermişti.
Cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususları, sanık lehine takdiri hafifletici sebep olarak kabul eden mahkeme, Berberoğlu’nun cezasını 25 yıla indirmişti.