Dün Fethullahçılıktan Geçinenler Bugün Herkesi FETÖcülükle İtham Etmekte!

Adeta günlük kâr peşinde koşan, her dönem ne prim yapıyorsa onu en hızlı savunma tutumlarıyla tanınan asalak tipleri konu alan Mehmet Ocaktan medyada bu tiplerin adeta mafyatik bir oluşum içinde olduklarına dikkat çekiyor.

Mehmet Ocaktan’ın Karar’da yayımlanan konuyla alakalı yazısı (01 Şubat 2019) şöyle:

Onlar Şimdi FETÖ Nasırlarını Nasıl Karşılıyor?

Medyada öylesine bir damar var ki, bütün dönemlerde her türlü kirliliğe bulaşıyorlar, bütün yamuklukların altına imza atıyorlar ama sonra hiçbir şey olmamış gibi arkalarına bakmadan karanlık perdelerinin arkasında gözden kayboluveriyorlar. Galiba ‘günah çıkarma’ işlemini çok sağlam yapıyor olmalılar ki, kimse onlara eski günahlarını hatırlatmaya bile cesaret edemiyor.

Mesela epey bir süredir aktif olan “FETÖ fay hattı”na baktığımızda çok enteresan bir tablo ile karşılaşırız. Sahi yıllardır FETÖ’nün dizinin dibinden ayrılmayan, onun toplantılarında herkese rol dağıtan, “birlikte yaşama” fetvaları veren, parlak gazetecilik numaralarıyla herkese akıl satan gazeteciler, hocalar, Prof.lar şimdi neredeler acaba?

Zahmete hiç gerek yok, ben söyleyeyim, onlar şimdi FETÖ taşlamaya gittiler.

***

Bugün kim hızlı FETÖ düşmanlığı yaparak ortalarda caka satıyorsa, bilin ki onun geçmişini FETÖ kirletmiştir. Mesela öyleleri var ki, adam günde beş vakit FETÖ’ye küfrediyor, ama bu zatın defterinin ilk sayfasını açtığınızda geçmişte azılı bir FETÖ’cü olduğunu görüyorsunuz. Hatta öyle ki 17/25 Aralık’tan sonra bile köşesinde, televizyonlarda Fetullah’a toz kondurmuyorlardı, ona yan gözle bakanı ihanetle suçluyorlardı. İsimleri lazım değil, nasıl olsa herkes biliyor, şimdi bu FETÖ düdükleri yine televizyonlarda kan ter içinde günah çıkartma yarışındalar. Ama bu kez başka bir düdük öttürüyorlar. Aramızda kalsın ama, Maduro’nun düdüğünü öttürmeyi de çok seviyorlar...

En güzel yalanı bu FETÖ meddahları söylüyor, en afilli FETÖ türküsünü onlar çığırıyor, Trump’ı, Putin’i en güzel onlar seviyor.

Trump’ın Amerikan başkanı seçildiği günleri hatırlayalım, Türk medyasında öylesine bir Trump sevdası yaşanıyordu ki... İslam ve yabancı düşmanı o ihtiyar Amerika’nın ‘derin güçleri’ne kafa tutan adamdı, Türkiye-ABD arasında yeni bir Trump baharı başlayacaktı. Sonunda kafalarını Trump duvarına çarptılar ve bu umutsuz aşkın sonu da hüsranla bitti, aşk nefrete dönüştü... Ve Trump güzellemesi yapan medyanın şaşkın aşıkları, şimdi yeni sevdalar peşindeler.

Galiba her mevsim başka bir sevdaya tutulmak böyle bir şey olsa gerek, ama umutlar hiç bitmez ki... Trump olmazsa Putin olur. Bu öylesine bir ruh hali ki, mesela Trump’ın PYD-PKK flörtünü görünce arka kapıdan kaçıp bu örgütlere resmen kol kanat geren Putin’e sığınırsınız. Bilindiği gibi PKK’nın, PYD’nin Moskova’da resmi büroları var ve bunlar Rus yönetiminin verdiği resmi izinle faaliyetlerini yürütüyorlar.

Geçmişte FETÖ icazetiyle herkese nizamat veren medyanın bu rüzgar gülleri, bir kez olsun çıkıp Putin’e PYD ve PKK bürolarını kapatması yönünde tek bir cümle etmediler. İşte karşılıksız sevda aynen böyle bir şey...

Aynı rüzgar gülleri şimdi de Maduro türküsü çığırıyorlar, bence hiçbir mazuru yok. Ancak başkalarının da aynı türküyü söylemesini beklemelerinin pek mantıklı bir tarafı yok. Ama hayır, ne yapıp edip Maduro’yu sevmek zorundasınız. Eğer sevmiyorsanız, mutlaka uluslararası bir projenin parçasınız demektir. Hatta öyle ki, Maduro eleştirisiyle aslında cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef aldığınızı bile söyleyebilirler. Böyle bir akıl tutulması olabilir mi? Ama oluyor işte... Açık söylemek gerekirse, bana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Maduro’yu eşdeğer görenlerin kafasında arıza var demektir. Bir kere Erdoğan’ın Venezüela’daki Amerikan darbesine karşı çıkması son derece insani ve ahlaki bir tavırdır, demokrasiye inanan herkesin yapması gereken de budur.

Aslında medyadaki bu kirliliğe yakından baktığımızda, temelinde FETÖ yazılımının olduğunu görmek o kadar da zor değil. Çünkü FETÖ de kendisine yan bakanları aynen bu yöntemlerle itibarsızlaştırıyor, sonra da ‘birlikte yaşama’ ve vatan-millet masalları anlatıyordu.

Hasılı çok tuhaf bir ülke burası, bir dönem ulusalcı Kemalistler kendilerinden başka herkesi gerici ve yobaz diye damgalıyorlardı, sonra Fetullah’ın aklı alınmış serseri mayınları ülkede tam bir korku iklimi oluşturdular ve şimdi de nasırlarını kaşımak için buldukları her duvara sürtünen Fetullah yazılımı ile büyümüş küçük Fetullahçıklar ahaliye korku salmaya çalışıyorlar.

 

Yorum Analiz Haberleri

Siyonistlerden dost olmaz, ne Kürtlere ne de bir başkasına
“AB İsrail’i daha ne kadar koruyacak?”
“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası