Halkların Demokratik Partisi, Halkların Demokratik Kongresi ve Demokratik Bölgeler Partisi'nin de içinde olduğu Demokratik Toplum Kongresi'nin olağanüstü gündemle Diyarbakır'da yaptığı toplantı sonucunda "öz yönetim"i tarif eden bir sonuç deklarasyonı yayımlandı.
Açıklamayı DTK Eş Başkanı Selma Irmak Kürtçe, DTK Eş Başkanı Hatip Dicle ise Türkçe yaptı.
Hatip Dicle okuyacağı deklarasyonun diyalog ve müzakere sürecinin yeniden başlamasına ve kalıcı barışa vesile olmasını dilediğini söyledi.
"Özerklik, öz yönetimler ve yerel demokrasi açısından spekülatif tartışmaların son bulması için Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Özerklik şartındaki çekincelerin kaldırılması yanında, aşağıda belirteceğimiz demokratik özerklik sorumluluk alanlarının tespiti çerçevesinde sadece Kürt sorununun değil; siyasi, toplumsal ve idari birçok sorunun çözümüne kapı aralayacağına inanıyoruz."
Dicle'nin okuduğu 14 maddelik deklarasyon şöyle:
"TBMM'de temsil" vurgusu
- Ülke genelinde kültürel, ekonomik, coğrafi yakınlıkları dikkate alınarak bir veya birkaç komşu şehri kapsayacak biçimde demokratik özerk bölgelerin oluşturulması,
- Tüm bu özerk bölgelerin ve kentlerin demokratik esaslarla seçilmiş meclisler ve meclisler içinden seçilmiş öz yönetim organları tarafından Türkiye’nin yeni demokratik Anayasasının temel prensipleri çerçevesinde yönetilmesi. Özerk bölgelerin halk iradesinin ayrıca TBMM ve merkezi yönetimde de demokratik esaslar temelinde temsil edilmesi,
- Demokratik özerk bölgeler ve diğer idari birimlerde merkezi yönetimin seçilmişler üzerindeki her türlü vesayetine son verilmesi, seçilmişleri görevden alma yetkisinin kaldırılması. Merkezi yönetim organlarının, yeni demokratik Anayasa ilkelerine uyulması doğrultusundaki denetimleri dışında bölgesel ve yerel yönetimler üzerindeki her türlü vesayetinin son bulması,
- Özerk bölge ve kentlerde şehir, mahalle, köy, kadın ve gençlik meclislerinin, farklı halklar ve inanç toplulukları meclislerinin, sivil toplum örgütlerinin karar alma ve denetleme süreçlerine doğrudan katılımının sağlanması,
"Eğitim, sağlık ve yargı hizmetleri öz yönetimlere bırakılsın"
- Demokrasinin derinleşmesi, kapsamlılaşması, özgür ve demokratik yaşamın sağlanması açısından kadınların meclislerde, tüm karar mekanizmaları ve öz yönetim kademelerinde eşit temsilinin tanınması. Kadınların ihtiyaçları doğrultusunda meclis, komün ve toplumsal kurumlar kurabilmesi; kadın kurumları ve kadınlarla ilgili kararların tamamen kadın meclislerinin onayından geçmesi. Kadının her alanda özgür ve özerk örgütlenmesinin tanınması,
- Gençliğin karar mekanizmaları ve öz yönetim organlarında yer alması. Bu açıdan gençliğin her alanda özgün örgütlenmesi ve karar mekanizmalarına özgün kimliğiyle katılmasının sağlanması,
- Her kademede eğitimin öz yönetimlere bırakılması.Türkçenin yanı sıra bütün anadillerin de eğitim ve öğretim dili olması. Eğitim müfredatında genel müfredat dışında yeni demokratik Anayasa, evrensel değerler ve insan hakları çerçevesinde yerelin tarihi, kültürel ve toplumsal özgünlükleri ve ihtiyaçları temelinde müfredata eklemeler yapılması. Türkçe’nin yanında yerel dillerin de resmi dil olarak kabul edilmesi,
- Dil, tarih ve kültür alanında her türlü çalışma yapabilmek. Aynı zamanda İnanç ve ibadet hizmetleri sunan kurumların özerk kurumlar olarak örgütlendirilmesinin sağlanması,
- Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetlerinin özerk yönetimlerce sunulabilmesi,
- Yargı sistemi ve adalet hizmetlerinin özerk bölge modeline göre yeniden düzenlenmesi,
Bütçe ve vergi dağılımı, savunma konuları
- Toprak, su ve enerji kaynaklarının ekolojik çerçevede toplum yararına işletilmesi,denetlenmesi ve üretimden pay alma yetkisinin özerk bölge yönetimine verilmesi. Öz yönetimin tarım, hayvancılık, sanayi ve ticaret dahil her alanda genel demokratik Anayasa ilkelerine ters düşmeden her türlü üretim ve işletme birimleri oluşturma,bu tür toplumsal ve bireysel girişimleri destekleme, teşvik etme, hibe desteği sunma yetkisine sahip olması,
- Özerk bölgenin yönetim alanında ve kent içinde, her türlü kara, hava, deniz ulaşım hizmetlerini sunması ve denetimini sağlaması. Trafik hizmetlerinin merkezi trafik kurumları ile uyumlu halde yerel yönetim organları denetimindeki birimlerce yürütülmesi,
- Yukarıda belirtilen hizmetlerin sunulabilmesi için yerelde bütçelemenin özerk bölge yönetimine devredilmesi ve kadın odaklı bütçelemenin esas alınması; merkezle ve diğer yerellerle varılacak anlaşmalara ve hakkaniyet ilkelerine bağlı olarak bazı vergilerin öz yönetim birimleri tarafından toplanması. Merkezin yerelden topladığı bütün vergi gelirlerinden yerele pay verilmesi. Merkezin bölgelerin gelişmişlik farkını giderecek şekilde gerekli tedbirleri alması,
- Özerk bölge yönetiminin denetiminde, yereldeki asayişin tümünü sağlayacak resmi yerel güvenlik birimlerinin kurulması, bu birimlerin Anayasal kurallar çerçevesinde ihtiyaçlara bağlı olarak kurulmuş merkezi savunma ve güvenlik birimleriyle koordineli olarak çalışması.
"Dinamik bir tartışma ve uzlaşma arayışı"
Dicle, "öz yönetimlere dayalı demokratik özerklik modelinin, aynı zamanda Ortadoğu’nun içinde olduğu kaos ortamından çıkışa dönük önemli bir örnek oluşturacağı inancında olduklarını" ifade etti.
Yeni Anayasa'nın bir an önce hazırlanması gerektiğini belirten Hatip Dicle sözlerini, "Bu deklarasyon dinamik bir tartışma ve uzlaşma arayışıdır. Öneri ve eleştirilere açıktır" diyerek bitirdi.
Ardından kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ da deklarasyoınun arkasında olduklarını teyit etti.
Dicle: Gelen tepkileri değerlendireceğiz
Toplantı sonrasında Al Jazeera'nin ulaştığı Hatip Dicle, "Bundan sonra ne olacak?" sorusuna, "Kendi aramızdaki tartışma, konuşma süreci devam edecek. Tüm partilere ve Türkiye'nin batısına bunu anlatmaya çalışacağız" dedi. Dicle, sonrasına ilişkin yol haritasının belirlenmesinde gelen tepkileri de dikkate alacaklarını belirtti.
Sancar: Öz yönetim ilânı ile alâkası yok
İki gün süren toplantıya katılan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise toplantının "öz yönetim ilân edildi" şeklinde değerlendirilmesine tepki gösterdi. "Bunun öz yönetim ilânı ile uzaktan yakından alâkası yok. Bizim böyle bir niyetimiz de yok zaten. Bu nasıl inşâ edilir konusunda ilkeleri ve sebepleri anlatıyoruz, müzakereye çağırıyoruz" diyen Sancar, amaçlananın meseleyi siyasi zemine taşımak olduğunu söyledi.
"Biz müzakere sürecine dönmesi için hükümete de çağrı yapıyoruz. Eğer müzakere sürecine dönülecekse de özerklik meselesi en önemli madde. Biz diyoruz ki bu meseleyi çatışma sebebi, gerekçesi olmaktan çıkaralım. Hendeklerle barikatla özdeşleşmekten çıkaralım. Siyasi alana taşıyalım. Tartışılacağı yer de siyasi platformdur."
Konuyla ilgili kısa süre içinde uluslararası bir çalıştay düzenlenmesinin planlandığını belirten Mithat Sancar, "Bir an önce bu metnin ciddiye alınmasını ve bu doğrultuda adımlar atılmasını bekliyoruz" dedi.
Cumartesi günü toplantının açılışında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Bu toplantının direnen tüm halklar için özgürlüğe vesile olmasını diliyorum" demişti.
HDP'de beklenti, öz yönetim ile ilgili siyaseten alınacak tutumun, hendeklerin kapatılması ve çatışma ortamının sonlanmasını sağlaması.
Kaynak: Al Jazeera