Döviz piyasası mı sağlıksız yoksa müdahale mi?

Merkez Bankası son iki haftada serbest döviz piyasasında dördüncü müdahaleyi yaptı.

HAKSÖZ-HABER

Merkez Bankası son iki hafta içerisinde "döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle" piyasalara müdahalede bulundu, bir diğer adıyla dolar sattı.

Geçtiğimiz hafta üç defa ve bu hafta başında bir defa rezervlerinden döviz satan banka piyasada Türk lirasının değer kaybına dolar talebini görmeye çalışarak korumaya çalışıyor.

Peki, gerçekten piyasalardaki döviz fiyatları sağlıksız mı?

Öncelikle dolar iştahının sebeplerine bakmak gerekiyor. Türkiye'de kamu ve özel sektör ile Merkez Bankasının dış yükümlülüklerine baktığımızda 446 milyar dolar brüt ve 242 milyar dolar net borç stoku söz konusu. Çeşitli vadelerde olmak üzere bu borcun öyle ya da böyle ödenmesi gerekiyor.

Bir diğer ciddi döviz iştahının kaynağı ise ithalat. Tüccar ve üretici ürün ve ham madde almak için dövize ihtiyaç duyuyor.

Son bir iştah sebebi olarak da hızla değer kaybeden Türk lirası karşısında vatandaşların varlıklarını koruma telaşı ile döviz başta olmak üzere lira dışında alternatiflere yönelmesi söz konusu.

Merkez Bankası rezervlerinin durumu daha önce çok defa haber olmuş ve rezervlerin swap ile zorunlu karşılıklardan müteşekkil olduğu, ortada bir para değil borç olduğu ifade edilmişti.

Böyle bir ortamda borcu olan, ithalat yapmak zorunda kalan ve varlıklarını koruma telaşına düşen tüm kurum ve şahıslar bulabildiği ve alabildiği kadar döviz almaya çalışıyor. Peki, bu göstergeler ışığında döviz piyasasındaki hareketlerin sağlıksız, manipülatif ya da anlamsız olduğunu söyleyebilir miyiz?

Merkez Bankaları kur değil enflasyon hedefi yapar, tabi enflasyonu düşürmek için dövizi de bir enstrüman olarak kullanabilir. Fakat dövize döviz satım yoluyla müdahale sadece bir pansumandır, yarayı ve cerahatı çözmeye, altta yatan hastalığı gidermeye yönelik bir işlem değildir. Bu ağrı kesiciyi sık sık almak hastalığın derinleştiğini göstermektedir.

Öte yandan kur hedefi olmadığını ve üretim, ihracat ve işsizliğe yoğunlaştığını söyleyen hükümetin planlarıyla Merkez Bankası müdahaleleri açıkça ters düşmektedir.

Ekonomi yönetimi bir plan belirlemeli, bu plana sadık kalmalı ve şeffaf bir şekilde bu planı halkla paylaşmalıdır. Değil orta ve uzun vade, kısa vade hedeflerinin bile kaybolduğu bir ortamda üretici de ihracatçı da işçi de memur da toplumun her kesimi derin bir endişe yaşamaktadır.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!