Dört bayan öğretmenin medrese inşa öyküsü

ABDULLAH SEYDA

‘İman varsa imkan da vardır’

Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’dan yaklaşık 320 km. uzaklıkta bulunan Hallaba şehrindeyiz.

Su kuyuları için uygun nokta bulmak için sahaya çıkmıştık. Ancak her yerde olduğu gibi burada da yetimhane, medrese, Kur’an Kursu olup olmadığını sormamız üzerine rehberimiz bizi bir kız medresesine götürdü.

600 kız öğrencinin öğrenim gördüğü Vahdet’ün-Nisa Okulu

U şeklinde yapılmış olan medresenin geniş bir avlusundan içeri girdik. Bizi okul müdürü ablamız karşıladı. Ardından diğer idareciler ve hocalar geldi. Okul hakkında bilgi verdiler. Okul inşaatıyla ilgili çalışmalarını, çabalarını anlattılar. Biz sorduk, onlar bilgi verdi.

Müdire hanım medrese fikrini anlatırken şunları söyledi:

“Dört kadın bir araya geldik. Burada ‘Müslüman çocuklar için ne yapabiliriz?’ diye istişarelerde bulunduk. Uzun görüşme ve konuşmaların ardından kızlar için hem akademik okul hem de medrese olacak bir okul inşaatını yapmaya karar verdik. Ev ev, dükkân dükkan, cami cami gezdik. Müslüman halk bize destek verdi. On Bır (buranın para birimi), elli Bır, yüz Bır, bin Bırlarla bu okulu inşa ettik. Daha tamamlayamadık. Burada 600 kız ve kadın okuyor. Sadece çocuklar okumuyor, genç kızlar ve evli kadınlar da gelip ders alıyor. Hafızlık sınıfımız var. Burada 30 kadar yatılı öğrencimiz var. Öğrenciler arasında yetimler de var. Buraya çocuğunu gönderen aileler aidat veriyor. İkiyüz Bır (1.5-2 dolar) bunu bile veremeyen yetim ve fakir aileler var. Biz de bunlardan almıyoruz. Hocaların maaşını ve okul giderlerini buradan sağlıyoruz. Hocalara da çok cüzi bir şey veriyoruz. Çoğu da gönüllü çalışıyor. Ama biz hayatlarını idam ettirmeleri için bir şeyler veriyoruz. Okulun arka tarafından küçük ev dükkân inşa edip kiraya vereceğiz. Bunlar gerçekleşirse yükümüz bir nebze olsun hafifleyecektir. Çoğu yetim otuz kadar yatılı öğrencimiz var. Onların yatma, yemek ve temizlik ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Medresemizde Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuma ile başlıyoruz. Ardından bir kısmını hafızlık sınıfına alıp onlara hafızlık yaptırıyoruz. Kur’an-ı Kerim’den sonra Arapça dili yanında temel İslamî ilimleri de öğretmeye çalışıyoruz”.

İman varsa imkan da vardır, sözünü doğrultacak bir gayret ve çaba

Sınıfları gezdik, hocalar da bayan ve çok büyük emek vermişler, vermeye de devam ediyorlar. Kız öğrenciler Kur’an okudular, dinledik. Kıraatleri gayet güzeldi. Beraber götürdüğümüz Kur’an-ı Kerim’lerden 3 koliyi hediye olarak bıraktık. Ayıca onlara üç kurban götürmüştük, onları da kestik. Çamaşırlarını elle yıkadıklarını öğrenince, kendilerine çamaşır makinesi sözünü verdik. Ayrıca Ramazan ayında gıda ve iftar desteğinde bulunacağımızı da söyleyip duaları eşliğinde medreseden ayrıldık.

Ziyaret ettiğimiz sınıflarda Kur’an-ı Kerim’i dinledik, dualarını aldık

Beraber götürdüğümüz Kur’an-ı Kerim’leri hediye olarak dağıttık. Dualarını aldık. Sevinçlerini görünce vesile olanlara birlikte dua ettik.

Kardeşlerimize sizin emanetleri teslim ettik, elhamdülillah

Çocuklara özellikle de yetim çocuklara ilgi gösterince onların tebessümleri, ilgileri görmeye değerdi.

Özellikle yetim çocukların yakın ilgi üzerine gösterdikleri yakınlık dikkat çekti..