Muhteşem bir gün.. Anayasa değişiklik teklifi tek eksikle geçti. Şimdi referanduma hazır olun.. Ve aynı gün Vakit gazetesi hakkında açılan tazminat davasında da karar günü idi..
CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye ve Ankara’daki ilgili mahkeme hakimine bu süreçte gösterdikleri performanstan ötürü teşekkür ederiz.. Bu sonucun alınmasında ve referandum öncesi toplumsal hafıza ve bilincin canlanmasında büyük bir rol oynadılar..
CHP, değişiklik Resmi Gazete’de yayınlandıktan hemen sonra Anayasa Mahkemesi’ne koşacaktır.. Zaten söylediler, daha değişiklik Meclis’te son şeklini almadan imza toplamaya başladılar.. Üstte dilekçe yok, ama birileri önceden imza topluyor.. Hani bu Cumhurbaşkanının teklif önüne gelmeden onay yazısı hazırlatması, Anayasa Mahkemesi’nin dosya kendi önlerine gelmeden karar yazması gibi bir şey.. Bana sorarsanız referandumun sonucu büyük bir çoğunlukla kabul olur..
Baykal’ın ve MHP’nin yine aynı telaş ve öfkeli tavrı ile ortalıkta seğirtip durması halinde bu oran çok daha yüksek olabilir..
Vakit gazetesi ile ilgili tazminat kararı, malûm Media, malûm siyaset, malûm STK’ların tepkileri arkasına gizlenen gerçek kimliklerini görmek için iyi bir fırsat olacak.
Evet bu mahkeme kararına göre, “Onbaşı olamayacakların general oldukları ülke” demek suç olduğuna göre, mesela “Mahalle bekçisi olamayacakların muhtar oldukları ülke” diyerek 70.000 köy muhtarının dava açması sağlanabilir.. Mesela, “Cenaze başında Fatiha okumaktan aciz insanları imam yaparsanız” derseniz imamlar dava açabilir.. “3 kelimeyi yan yana getirmekten aciz insanları öğretmen yaparsanız, işte o zaman cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür” derseniz de suç olur mesela.. ya da “mahkeme kapısında istidacılık yapamayacakların yazar oldukları ülke”, “mahalle pazarında cazgırlık yapamayacakların sanatçı olduğu bir ülke”den de söz edebilirsiniz mesela.. “Mahalle muhtarlığı ihtiyar heyetine üye olamayacakların milletvekili olduğu ülke” dersem Baykal dava açar mı?
Bunlar generali onbaşı değil er yaptılar. Erdil davasını hatırlayın. Daha düzinelerle aynı durumda adam var aralarında.. Yarın, yazıda adı geçenlerin hepsi de er olabilir bu gidişle..
“Koyun kırpamayacak adamları berber yaparsanız böyle olur” derseniz berberler de dava açabilir size. Mesela muhtarları örgütleyip dava açsanız, 70.000 muhtarın bırakın tazminatı, mahkeme giderini, noter masrafını, avukatlık gideri tam 70 trilyon lira eder.
Burası Türkiye yıl MS 2010.
Yaşadıklarımız, şimdiden Türk Hukuk tarihine geçti bile..
1’i hariç, tüm generaller emir komuta zinciri içinde dava açıyor.. Öte yandan 312 General de yokmuş aslında. Emekli olanların ilişik kesme işlemi bitmeyenini de, göreve başlamayı bekleyenini de yazmışlar listeye.. Ölen üyelerin ailelerinin müdahillikleri karara bağlanmadan hakim basmış kararı..
İşte bunun için Anayasa reformu şart. İşte onun için Jüristokrasi hukuk devletlerinde bir tehdit olarak görülür.. Hukuka uygun olmayan, suçu meşrulaştıran, suçluyu koruyan, masumu cezalandıran yasa, yargıç, yargı suç aletidir..
Et kokarsa tuzlarsın, tuz kokarsa ne yaparsın..
İşte HSYK’nın yapısının değiştirilmesi bunun için gerekli idi. Birileri onun için canhıraş bir şekilde bu maddeyi savundu. Mahalle meydanında kabadaylık yapacak adamları herhangi bir meclise sokarsan, orada da mesleklerini aynı şekilde icra eder bu adamlar..
En basit hukuk kurallarını bile hiçe sayıyorlar.. Açılan ceza davasını bile beklemiyorlar.. Aceleleri var çünki.
Bunlar derin işler..
ETÖ’nün “Vakit’i bitirme planı”nı birileri böyle mi yerine getiriyor yoksa.. Hani Cuma’yı da, Hurşit Tolon paşa ve arkadaşları askeri mahkemede dava açarak bitirmişlerdi. Vakit’in Almanya, Avrupa baskısı da, anti semitizm iddiası ile bitirilmişti, Almanya’daki aynı lobinin uzantıları tarafından.
Ali İhsan’ın sorusu da çok manidar: “Bir general F-16 uçurursa, 312’si ne yapmaz ki!” Hukuku işte böyle uçururlar..
Yargı, siyasetin de, askerin de, derin devletin de, emir komuta zincirinin içine girmemeli.. Parayı veren düdüğü çalmamalı bu yerlerde. Girerse ne olur derseniz, tarihe bakın, çevrenize bakın..
Bu adamlar, ne Rus’u, ne Kars’ı, ne Yemen’i bilirler. “Kars İslâm Cumhuriyeti”nin adını bile duymamışlardır. Bu devletin bayrağının Genç Parti’nin bayrağı olduğunu da bilmezler. Taksim anıtındaki Mustafa Kemal’in yanındaki Rus generalleri de bilmez Cumhuriyet çocukları.
Saldım çayıra, Mevlam kayıra, öyle gidiyor işte..
Evet! Bir kişiye yapılan bir haksızlık, bütün bir topluma yöneltilmiş bir tehdittir..
Türkiye’de Anayasa, yasalar ve yargının tartışma masasında olduğu bir zamanda verilen bu kararın tarihi bir değeri var.. Bir ülkede adalet yoksa barış da olmaz. Adalet ve barış yoksa özgürlüklerin hiçbir değeri ve garantisi yoktur.. Çünki adalet mülkün (Sahip olunan bütün değerlerin) temelidir.. Hukuku korumayan yasa ve yargı suç aletine dönüşür..
Bu iş, biraz da “kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle” kabilinden bir karardır.. Vakit üzerinden birilerine aba altından sopa gösteriliyor gibi sanki..
Mali yolsuzluk ve haksız kazanç sebebi ile hakkında dava açılan Doğan için ayağa kalkanlar, Vakit’in bir cümlesinden dolayı bu kadar ağır cezaya çarptırılması karşısında bakalım ne yapacaklar..
Bu olayın odağında yine TSK var. Hem de bu olayın başındaki isimler bugün Ergenekon davasının sanıkları arasında oturuyor. Bakalım, CHP, MHP, BDP nasıl bir tepki verecek?.. Başbuğ konuşacak mı, susacak mı? Davacılar ne diyecekler bu işe?..
Hani bir MHP milletvekili de, bu davada hâlâ davacı konumunda. Bilmiyorum o zat ya da partisi, genel başkanı şimdi ne yapacak!
Şimdi anladım ki, bazıları bizi; irtica ile damgaladıkları dindarları, Kars’ı işgal eden Rus generali kadar bile sevmiyorlar!..
Bizi, Allah (cc) ve Resulü (sav) sevsin. Zalimlerin yüzünü Şeytan (la) görsün!.
Elbet bir gün ilahi adalet için mizan kurulacak ve şahidlerimiz kiramen katibin olacak..
Birilerinin güvendiği birileri olabilir. Makam sahibidirler.. Siz kime güveniyorsanız güvenin, biz Kadiri mutlak ve tek olan bir Allah’a inanıyoruz. O, güç, kuvvet ve hüküm sahibidir. Öyle ise, hadi elinizden geleni arkanıza koymayın. Esbabı cefasın toplasın gelsinler, dönersek kahpeyiz hak yolundan, millet yolunda bir azimetten!
Sahi! Siz olmasaydınız, biz bu imtihanı nasıl verecektik.. Varlığınız bizim için önemli!. Dün hakkımızı zalimlere helal etmedik, bugün de etmiyoruz, etmeyeceğiz..
Ne demişler: Zulm ile abad olunmaz. Derler ki, Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.. Hem daha durun hele.. Görelim Mevlam neyler.. Son gülen iyi güler.. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer olabileceği gibi, şer gibi gelen şeylerde hayır murat etmiş olabilir. Elhamdülillahi rabbil alemiyn. O, rahman ve rahimdir. Görür, bilir, hüküm sahibidir. Amenna ve saddakna. Siz bize dua edin.. Sahi, dualarımız olmasaydı, ne işe yarardık ki!.
İyya kenağbüdü ve iyya kenestaiyn. Hasbunallahu ve niğmel vekil ve niğmel Mevla ve niğmennasiyr.
Selâm ve dua ile.
VAKİT