Selahaddin E. Çakırgil, "dokunulmazlık" müessesesi hakkında değerlendirmelerde bulunuyor:
Teröre açıkça çanak ve alkış tutan, cür’etkâr beyanlarıyla teröristlere yol gösteren ve onları yüreklendiren bazı siyasetçi tiplerinin ’dokunulmazlık’larının kaldırılması tartışılıyor bugünlerde.. Ki, onlardan, cici siyasetçi tipleri sergileyenler, dünlerde aldattıkları kesimler üzerindeki kredilerini de yitirdiklerinden, dünlerde aldatıldıklarını düşünenlerin hayal kırıklığı içinde kaleme aldıkları yazılarıyla, bugün iyice örselenmiş bulunuyorlar.
*
Gönül isterdi ki, o gibi siyasetçi tipler, 2014 yazında yapılan seçimde, Cumhurbaşkanlığına aday olduklarında, ülkenin tamamını kucaklayacak bir görüntü verdikleri noktada, sahici olsunlardı..
Ama, bu temenniler tutmadı..
O gibilerin sempatik yüz hatlarıyla da beslenen konuşmalarındaki mantık örgüsünün bir maskelemeden öte bir şey olmadığı, bugün hemen herkesçe görülüyor.
Bu maskelemelerinin tutmadığının anlaşılmasından sonra, onlar, utanacak yerde daha bir hırçınlaşmaya başladılar. Hele de, malûm terör baronlarının sosyo-manyetik çekim bölgelerine girdiklerinde, daha bir pervasızlaşıyorlar.
Onlar, açıkça, ülkenin bütünlüğüne kasdeden ve güvenlik güçlerine roketlerle, uzun namlulu silahlarla saldıran, kendi partilerinden belediyelerin iş makineleriyle şehirlerde hendek-tünel kazıp, duvarlar örmeye çalışan bir terör örgütünün hemen her eylemini mâsum bir savunma olarak gösteren son derece tehlikeli, ateşle oynanan tavırlar sergiliyorlar.
Böyle olunca da, onların dokunulmazlıklarının kaldırılmasının düşünülmesi gerektiği, en üst perdeden dile getiriliyor.
*
(...)