Son zamanlarda artan Çin zulmünü ve diğer mazlum coğrafyalarda yaşanan zulümleri tel’in etmek için bir araya gelen birçok sivil toplum kuruluşu adına basın metnini Muhammed Arpacık okudu ve ardından Mansur Katıksız dua etti. Akabinde ümmetin kanayan yaralarını gösterme ve yerel halkta duyarlılık oluşturma adına resim sergisi açıldı.
Basın açıklamasının tam metni:
HER HALÜKARDA MAZLUM ÜMMET COĞRAFYASININ YANINIZDAYIZ
Bismillahirrehmanirrehim
Değerli Bingöl halkı ve basın mensupları
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! O sadece, onların işini bir güne erteliyor ki, o gün (o zalimler) gözler dehşetten dışarı fırlamış; başları yukarıya kalkık, bakışları bir noktaya sabitlenmiş, zihinleri bomboş kalmış olarak mahşer yerine koşarlar.” (İbrahim Süresi: 42-43. Ayet)
"Allah, ağır ve inciten sözlerin açıktan söylenmesini hiç sevmez, ancak söyleyen zulme uğramışsa o başka. Allah her şeyi hakkıyla işitir ve görür." (Nisa Süresi: 148. ayet)
Biz Bingöllü Müslümanlar olarak bu dünya hayatının bir imtihan olduğunun bilincindeyiz. Bu bağlamda herkesin çeşitli zorluk, bela ve musibetlerle sınanabileceğini de biliyoruz. Böylesi imtihanlara karşı sabır ve tahammül azığımızdır; ama biz insanlıktan nasibini almamış heva, heves ve menfaatini kendine din edinmiş bilumum zalim, müstekbir, tağut ve zorbalar eliyle bize ve tüm mazlumlara isabet eden zulümlere, işgallere, sürgünlere, eziyetlere ve zindanlara karşıyız. Bunları reddediyoruz, telin ediyoruz ve elimizden geldikçe rengi, ırkı, dini ve durumunu ayırd etmeden zalimlerle mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz. Hakeza renk, ırk, din ve durum ayırd etmeksizin tüm mazlumların yanında ve safında olduğumuzu, onlar adına ve onlarla her türlü mücadeleyi sürdüreceğimizi de ilan ediyoruz.
Bugün Batı dünyası, güç ve imkânlarını kullanarak algı operasyonu yapıyor. Dünya halklarına kendi argümanları içinde bir ‘zalim mazlum, haklı ve haksız’ profili sunmak istiyor. ABD, AB, İngiltere, Rusya, İsrail, Çin ve kukla rejimler menfaat ve çıkar ilişkileri çerçevesinde yeni bir ‘terörist, zalim, mazlum, haklı ve haksız’ tanımı üretmişler. Kabul ve tepkilerin bu yönde ilerlemesini istiyorlar. Batı, bunu dün de yaptı bugün de yapmak istiyor. İsmini saydığımız bu emperyal güçlerin ‘terör örgütleri ve terörü destekleyenler’ listesine baktığımızda hep Müslüman yapıları ve camiaları görürüz. Bu niçin öyle oluyor?
Birincisi Batılı emperyalistlerin güç gösterisi, kibir edası ve menfaat beklentisi; ikincisi Müslümanların gafleti ve kendi dinamiklerinden uzaklaşması sebebiyledir.
Ey Batı ve Batılı akla aldanmış gafiller, size soruyoruz! Gerçekten Müslümanların terörist olduğuna inanıyor musunuz? Hayır, bunun böyle olmadığını siz çok iyi biliyorsunuz. Her ne kadar son çeyrek asırda Müslüman adı altında bazı uydu yapılar ekmeğinize yağ sürecek eylemler/katliamlar yapsa da bunlar sizin terörist eylemlerinizin yanında denizde damla bile değildir.
Ey Batı! Afrika’dan Asya’ya, Orta Doğu’dan Sibirya’ya kadar yüzyıllara varan sömürü, işgal ve talanları Müslümanlar mı yaptı?
Yüzyıl Savaşları’nda, I. Dünya ve II. Dünya Savaşları’ndaki milyonları Müslümanlar mı katletti? Cezayir ve Libya, Hiroşima ve Nagazaki, Halepçe ve Hama, Gazze ve İdlip katliamlarının sebebi sizin bitmeyen hırsınız, doymayan kibriniz, ilahlığa yeltenen nefsiniz ve İslam’a olan kininiz değil mi?
Ey ehl-i vicdan ve merhamet! Bu mazlumluk ve zalimlik böyle devam etmez. Elbette ‘Zalimler yakında nasıl bir inkılapla devrileceklerini görecekleri’ gibi ‘Mazlumun ahı da aheste aheste çıkacaktır.’ Ama burada bilmemiz ve önemsememiz gereken biz neredeyiz, kiminleyiz ve ne haldeyiz? Bazen ‘Uyanık olan bir kişinin tüm uyuyanları uyandırma’ ihtimali vardır. İşte Doğu Türkistan’daki Komünist Çin zulmünü bulunduğu konum itibariyle tüm dünyaya duyuran Mesut ÖZİL’i burada anmadan geçemeyeceğiz. Onun deşifre ettiği zulmü, onun cümleleriyle biz de bir kez daha deşifre ediyoruz:
“"Ey Doğu Türkistan, Mısır, Suriye, Arakan, Yemen, Gazze ve Pakistan…
Ümmetin kanayan yaraları... Eziyetlere direnen mücahit ve mücahideler topluluğu. Zorla İslam'dan uzaklaştırmaya çalışanlara karşı tek başına mücadele veren şanlı müminler. Kur'anlar yakılıyor, camiler kapatılıyor, medreseler yasaklanıyor, din âlimleri birer birer öldürülüyor. Erkek kardeşler zorla kamplara sokuluyor. Onların yerine Çinli erkekler ailelerine yerleştiriliyor. Bacılar zorla Çinli erkeklerle evlendiriliyor. Filistin’de Müslümanların evleri gaspediliyor, zeytinliklerine el konuyor. Suriye’de insanlık tarumar olmuş, Suriyeli Müslümanlar dört tarafa savrulmuş, Yemenli Müslümanlar ölüm ve açlıkla baş başa bırakılmış, Arakanlı Müslümanlar Budistlerin ateşinde… Mısırlı Müslümanlar zindanlarda birer birer ölüme terk edilmiş… Tüm bunlara rağmen. Ümmeti Muhammed suskun, sesi çıkmıyor. Müslümanlar sahiplenmiyor. Bilmezler mi ki zulme rıza zulümdür. Hz. Ali ne güzel demiş: 'Zulme engel olamıyorsanız, Onu herkese duyurun!'
Batı medyası ve devletlerinde dahi bu olaylar aylardır, haftalardır gündemde iken Müslüman ülkeler ve medyaları nerede? Bilmezler mi ki, zulmün olduğu yerde tarafsızlık, namussuzluktur... Bilmezler mi ki yıllar sonra oradaki kardeşlerimizin bu acı günlere dair hatırlayacakları zalimlerin işkenceleri değil, biz Müslüman kardeşlerin sessizliği olacaktır. Ya Rabbi, Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize yardım eyle... Şüphesiz ki Allah; tuzak kuranların en hayırlısıdır."
Biz Bingöllü Müslümanlar olarak bu ve tüm haklı çığlıklara kulak verdiğimiz için buradayız. Bu basın açıklamasını, yaptığımız ve yapacağımız yardım kampanyalarını, zulmü reddeden eylemliliğimizi Hakka ve mazluma taraf olduğumuz için yapıyoruz.
BİNGÖL İSLAMİ KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA PLATFORMU