Doğu Guta Katliamının Üzerinden 3 Yıl Geçti!

Suriye'de Beşşar Esed rejiminin kimyasal silahlar kullanarak aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu bin 500 sivili katlettiği Doğu Guta katliamının üzerinden 3 yıl geçti!

Siyasîler, diplomatlar ve bürokratlar, “Esed'li geçiş mi Esed'siz geçiş mi?” diye tartışırken, Suriye’de siviller acımasız saldırılarla katlediliyor!

Dünyanın bilançolarla takip ettiği Suriye'deki savaş, beşinci yılını geride bırakırken kimyasal silahlar kullanılarak aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu bin 500 sivilin katledildiği Doğu Guta katliamı insalık tarihinin kara bir lekesi olarak olduğu duruyor!

Aradan 3 Yıl Geçti!

Savaşta her yolu mübah sayan Beşşar Esed rejimi, bir damlası canlı olan her şeyi yok eden sarin gazıyla bin 500 sivili katlederek dünyanın gözü önünde kimyasal katliam yapalı 3 yıl oldu.

Sabah Saat 05.30

Tarih 21 Ağustos 2013. Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde saat sabahın 05.30'unu gösteriyor. Çoğu kadın ve çocuk olan sivil halk hâlâ uyuyor. Güneşin henüz doğmaya başladığı saatlerde evlerin üstünden geçen uçaklar bölge halkını yavaş yavaş uyandırıyor. Uyanan insanlar üzerlerinden geçen uçakların attığı bombaların kimyasal silah olduğunu anladıklarında hızlıca evlerinden çıkıyor. Oradan oraya koşuşturan Doğu Guta halkı evlerinin kapısını dahi açamadan uykusunda yaşamını yitiren binlerce insanın cansız bedeniyle karşılaşıyor.

Tıbbî Yetersizlikten Dolayı Can Verdiler

Saldırıda 1500'ü aşkın kişi hayatını kaybederken binlerce kişi de yaralandı. Hastaneye kaldırılan sivil halk, tıbbî araçların yetersizliğinden dolayı yaşamını yitirdi. Binlerce insanın annesi, babası, ağabeyi, kardeşi, amcası, komşusu hayatını kaybetti. Doğu Guta'da o günden sonra herkes yarım yaşamaya başladı.

ABD: Kırmızı Çizgiyi Aştılar

Saldırı sonrasında ABD Başkanı Barack Obama, Esed rejiminin kimyasal silah kullanmasını “aşılmaması gereken kırmızı çizgi” olarak gördüklerini söylemiş ve askerî müdahale tehdidinde bulunmuştu. Fakat araya Rusya'nın girmesi sonucunda Obama “kırmızı çizgi”yi kendisinin değil uluslararası toplumun belirlediğini söyleyerek askerî müdahale tehditlerini rafa kaldırmıştı.

Türkiye: Suriye'de Söz Bitti

Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Suriye'deki kimyasal katliama ilişkin, “Suriye'de binin üzerinde insanın kimyasal silahlarla vahşice katledilmesi çok büyük bir insanlık suçudur. Bu manzaraları görüp de vicdanı sızlamayan, bu üzüntüyü kalbinin derinliklerinde hissetmeyen insan olan hiç kimse yoktur. Suriye'de yaşananlarla ilgili artık söylenecek söz kalmamıştır, artık fiilî, somut adım atma zamanıdır.” diyerek tepki gösterdi.

Erdoğan: İnsanlık Dışı Bir Katliam

Türkiye'de dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Müntakim olan Allah, bu yavruların intikamını onlardan alacaktır. Suriye'de insanlık dışı bir katliam segileniyor. Şu âna kadar 100 binden fazla insan katledildi. Ben soruyorum, BMGK neredesin? Sen ne işe yararsın, sen ne için kuruldun, senin kuruluş amacın barış değil miydi? Sen barışın güvencesi değilsin.” ifadelerini kullanarak katliama tepki gösterdi.

Birlemiş Milletler: Bu Bir Savaş Suçudur

BM denetçileri tarafından hazırlanan raporda saldırıdan belli bir taraf sorumlu tutulmuyor ancak uzmanlar, muhalif güçlerin, raporda sözü geçen roketlere sahip olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmadığını belirtiyorlar.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni rapor konusunda bilgilendirdikten sonra yaptığı açıklamada, “Bu bir savaş suçudur.” dedi.

Genel Sekreter, yapılan tahlillerde alınan örneklerin yüzde 85'inin sarin gazına karşı pozitif sonuç verdiğini açıkadı.

ABD: Sorumlu Esed Rejimi

Amerika Birleşik Devletleri'nin saldırıdan Esed rejimini sorumlu tutmasıyla askerî müdahale tehditleri yapılmış, ama daha sonra ABD ve Rusya'nın vardığı anlaşma uyarınca Suriye'nin kimyasal silahlarını devretmesi istenmişti.

ABD'den saldırı sonrası şu açıklama yapılmıştı:

“Amerika Birleşik Devletleri hükümeti çok emin bir şekilde Suriye hükümetinin 21 Ağustos 2013'te Şam'ın banliyölerinde bir kimyasal silah saldırısında bulunduğu görüşündedir. Ayrıca, saldırıda rejimin bir sinir gazı kullandığı görüşündeyiz. Bu değerlendirmeler çeşitli kaynaklardan gelmekte olup, beşerî istihbarat, teknik istihbarat ve jeo-uzamsal istihbarata ek olarak ciddi miktardaki açık kaynaklardan elde edilen haberlere de dayanmaktadır. Gizli nitelikteki değerlendirmelerimiz ABD Kongresi ve önemli uluslararası ortaklarımızla paylaşılmıştır. Bilgi kaynaklarını ve elde etme yöntemlerini korumak nedeniyle elimizdeki tüm istihbarat bilgilerini kamuya açıklayamıyoruz, ancak ABD istihbarat camiasının olaylara ilişkin değerlendirmesinin tasnif dışı bir özeti aşağıda sunulmaktadır. ...”

“Suriye’nin Geleceğinde Esed’in Yeri Yok”

İngiltere, Fransa ve ABD dışişleri bakanları, Esed'in kimyasal saldırısı üzerine bir araya gelerek, BM'ye sert bir önerge sundular. Paris'te üçlü zirve yapan bakanlar, daha sonra Suriye'nin geleceğinde Esed'in yerinin olmadığı konusunda mutabık kaldılar.

Saldırıdan Sonra Ne Oldu?

Uluslararı kuruluşlar ve dünya liderleri, Suriye'de Esed'in kimyasal silah kullanarak saldırmasına büyük tepki gösterdi, “Kırmızı çizgi aşıldı.” denildi ve “savaş suçu” işlendiği herkesçe kabul edildi. Ancak tüm bunlara rağmen, Suriye'de kanın durması için somut bir adım atılamadı.

ABD uluslararası bir koalisyon kurarak “IŞİD'i bitirmek” için harekete geçti, sivillere bomba yağdıran Esed'e sessiz kaldı. Rusya, Esed'e destek olmak için Eylül 2015'te Suriye'de müdahaleye başladı, Esed'in sivil katliamına ortak oldu. BM ise, zaman zaman “Kaygılıyız.”, “Endişeliyiz.” açıklamalarından öteye gidemedi.

Kaynak: Yeni Şafak

Suriye Haberleri

Ahmed el-Şaraa: Türkiye her zaman Suriye'nin yanında yer aldı, bunu unutmayacağız
Hakan Fidan: Doğru tarafta yer almış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye devrim lideri Ahmed el-Şaraa ile görüştü
İşgalci Çin’den Suriye’nin yeni yönetimine Uygur küstahlığı
Suriye'de 14 yıl sonra köyüne kavuşan Semir Akça evini mayınlarla çevrili buldu