“Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."

Yusuf dedi ki: "bu rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim."

“Dedi ki: "Size rızıklanacağınız bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduğunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öğrettiklerindendir. Doğrusu ben, Allah'a iman etmeyen, ahireti de tanımayanların ta kendileri olan bir topluluğun dinini terkettim." (Yusuf-37)

Böylece, karşılarındaki adamın yenilecek yemeği daha gelmeden görebilecek ve gördüğünü bildirebilecek denli özel bir bilgiye sahip olduğuna güvenmeleri gerektiği vurgulanıyor: Bunun yanısıra bu sözde -elbette ki Allah’ın, salih kulu Yusuf’a bahşettiği nimete ve de ayrıca- geleceğe ilişkin haber verme ve rüya yorumlama gibi o dönemin karakteristik yapısına işaret vardır. Yine Yusuf, onların gönüllerini kazanarak Rabbinin yoluna davet edebilmek için onlara rüyalarını yorumlamada yararlanacağı özel bilgisinin, Allah tarafından verildiğini bildiriyor.

Hz. Yusuf bu sözüyle aralarında yetiştiği millete; başvezirin ailesi, kralın kurmayları, milletin ileri gelenleri ve onlara tâbî olan halka işaret ediyor. Aslında karşısındaki delikanlılar da o milletin dinindendir. Ama Hz. Yusuf, onların kişiliklerini hedef seçmiyor. Bu bir üsluptur, hikmettir, nezakettir, kişilerin gönlüne güzellikle girebilme yöntemidir.

Yusuf’un burada ahiretten söz etmesi, -daha önce de belirttiğimiz üzere insanlık var oldu olalı ahirete imanın, tüm peygamberlerin öğrettiği biçimiyle inancın temel öğelerinden biri olduğunu perçinlemektedir. Bu inanç bozulmamış, semavi dinlerin sürekli temel unsuru olmuştur.

FİZİLALİL KUR’AN

Müfessirler bu âyet-i Kerimeyi farklı şekillerde izah etmişlerdir. Bir izah şekline göre, âyetin mânâsı şöyledir: "Rüyanızda herhangi bir yemek görseniz, o yemeğin neyi ifade ettiğini, henüz olay meydana çıkmadan ben onu size söylerim. Bu bana, rabbimin Öğretmiş olduğu ilimlerdendir. Zira ben, Allah'a iman etmeyen bir topluluğun dininden uzaklaştım. Onlar, âhireti de inkâr eden bir topluluktu.

Yusuf aleyhisselam bunları söylerken, kendisinin bir kâhin olmadığını ve bu hususta kentlisine özel bir ilim verildiğini ve bu özel ilim sayesinde rüyaları tabir ettiğini vurgulamak istemiştir.

Rivayet edildiğine göre, Mısır Kralı, mahkumlardan, öldürmek istediği kişiye zehirli bir yemek gönderir ve onu öldürtürdü. İşte Yusuf aleyhisselam, o iki mahkum arkadaşına, bu çeşit yemeklerin mahiyetini bilebileceğini ve onlara anlatabileceğini söylemek istemiştir.

Yusuf aleyhisselamin, rüyalarını tabir ettirmek isteyen bu arkadaşlarına, rüyalarının tabirini hemen söylemeyerek önce, Allanın, kendisine özel bir ilim verdiğini ve kendisinin tevhid inancına sahip olduğunu, insanların da böyle olmaları gerektiğini söylemesi şöyle izah edilmiştir: Yusuf aleyhisselam, rüyayı tabir ettirenlerden birinin, Kral tarafından asılarak öldürüleceğini bildiği için rüyaları hemen tabir etmeyip ortamı hazırlamış, kendisinin sağlam bir bilgiye sahip olduğunu anlatmış ve ölecek olan kişinin, tevhid inancını kabul ettikten sonra ölmesini istemiş ve bunun için de, rüyayı tabir etmeden önce, zikredilen sözleri söylemiştir.

TABERİ TEFSİRİ

Kur'an Haberleri

"O, merhametlilerin en merhametlisidir"
"Şüphesiz Allah iyilikte bulunanların ecrini boşa çıkarmaz!"
"Sizler, cahiller iken Yusuf'a ve kardeşine neler yaptığınızı biliyor, hatırlıyor musunuz?"
"Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden bir haber getirin ve Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin."
"Ben üzüntümü ve hüznümü yalnız Allah’a havale ediyorum."