Aydın Doğan’ın yanında, binlerce gazeteci çalışıyor. Onlarca gazete ve televizyon...
Eminim, bir başka işadamına böyle bir ceza kesilmiş olsaydı, ne yapar yapar cezanın gerekçesi olan raporu elde eder ve yayınlarlardı..
Gazetecilik mesleği aynı gazetecilik.
Kesilen ceza, aynı ceza.. Hatta bugüne kadar haber yapılanların hepsinden daha büyük..
Rapor, aynı rapor.. Hatta bugüne kadar haber yapılan raporların en yüksek miktarlısı..
Doğan’ın yanındaki gazeteciler, niye bu raporu ele geçirip haber yapmıyorlar?
Raporu ellerine alıp, satır satır yanlışları irdelemiyorlar?
Uğur Dündar abimiz, iki tane kafa dengi vergiciyi yanına alıp, raporu göstere göstere yanlışları sıralamıyor?..
Bizim elimiz, onlarınki gibi uzun değil. Öyle derin ilişkilerimiz yok. Onların hem devlet katında derin bağlantıları var, hem de raporun muhatabı olan kişi de, zaten kendi patronları..
Gazetecilik heyecanı ile patronun yanına gidip; alttan alıp, üstten çıkıp, şu raporu elde edip bir haberleştirseler ya! Rapor ile ilgili iki tane program yapsalar ya!..
Yapmıyorlar.. Yapamıyorlar..
Ancak kuru gürültü ile esası tartışmadan, cezanın yüksekliği iddiası ile kamuoyunu yanlarına çekmeye çalışıyorlar!
Binlerce gazeteciden bir tanesi bile, patron hakkında düzenlenen raporu elde edip yayınlama konusunda kılını kıpırdatmıyor!
Bekir Efendi işlerin gırgırında.. A. Hakan, ‘sen dedin, ben dedim..’ polemikleri ile gün geçiriyor. Şükrü Bey kenarından bir konuya girer gibi yaptı, işin ciddiyetini görmüş olmalı ki; hemen tornistan etti..
Yeğen tarafından damat, ulusalcı Yiğit Bulut, ekonomi konusunda kendisini pek bir yetkili görüyor, televizyon programlarında iddialı tahminlerde bulunuyor ama, kayınpeder mesabesindeki patronun cezası hakkında tek satır yazamıyor!
Yazarlar dışında, Doğan’ın muhabirlerinde de çıt yok!
Oysa bugüne kadar, ne gizli belgeleri elde edip yayınladılar. Ne kadar saklı bilgileri ele geçirip, haberleştirdiler..
Şimdi ise, tık yok!
Soner Gedik Bey’in ağzından, cezanın “bir ilk olduğu” açıklaması yapıldı.. Hepsi bu kadar.
Oysa denetleme raporunda, cezanın gerekçeleri nelerdir, şirketin savunmlaları nelerdir, tek tek yazılı.. Şirketin savunmalarının niçin kabul edilmediği, hangi kanuni dayanaklar sebebi ile cezaların kesildiği tek tek yazılı..
Yazılı da, bu rapor elimizde değil.
Aydın Doğan’ın elinde..
Aydın Doğan da raporu açıklamak yerine, adamları vasıtası ile sadece beyanatta bulunuyor: “Bu ceza bir ilktir. Bu ceza doğru kabul edilirse, başka şirketlere de toplam 125 milyar liralık ceza kesilmelidir.”
Cezayı kesen taraf, devlet memuru.. Raporunu açıklayamıyor. Basın mensuplarına veremiyor. Hatta çok ağır suçlamalara muhatap oldukları halde, hiçbirisi o raporu basına sızdırmıyor!
Ama görüyorsunuz işte, ceza kesilenler ise, hem ceza kesme işleminin gerekçelerini içeren raporun ayrıntılarını açıklamıyorlar.. Hem de tek taraflı saldırıyı sürdürüyorlar!
Buradan bir çağrıda bulunalım..
Aydın Doğan Bey mi açıklar, Soner Gedik Bey mi? Veya bir başkası.. Şu denetmenlerin hazırladıkları raporu bir açıklasalar..
Bakalım, raporda ne denilmiş? “Satış şu tarihtir, yok bu tarihtir” tartışmasına, denetmenler ne demiş? Niçin 2006 tarihi ile, 2007 tarihi arasındaki farklılıktan dolayı, 800 milyon TL’yi bulan ceza söz konusu olmuş?
İştirak hisselerinin satışında KDV var mı, yok mu? Kanundaki “KDV’den muaftır” hükmüne rağmen, niçin ceza kesilmiştir? Cezanın sebebi, kanundaki muafiyetin istisnası ile ilgili bir sorun mudur, yoksa çok daha ciddi bir sorun mu vardır olayda?..
Evet, Doğan Grubu’nda bazı gizemli işlemler yapıldığı açık ama, son cezanın gerekçeleri de net olarak açıklanmadı henüz.
Açıklanmadığı için de adeta karanlık odada boks yapılıyor!
Ama bu boksta, ceza kesilenin elindeki gazete ve televizyonlar vasıtası ile sürekli tek yanlı görüntüler aktarılıyor! Denetmenlerin atakları hiç gösterilmiyor!
Olay taze iken rapor açıklanmalı ki; mahkeme aşamasında tek yanlı kamuoyu oluşumunun önüne geçilsin..
Aksi takdirde, bugüne kadar olanlardaki gibi, yine ceza mahkemeden dönebilir!
Doğan’ın da hedefi, bu olmalı!
VAKİT