Axel Springer'in, Doğan grubuna ortaklığı ile ilgili yayınlarımız üzerine, dün bir açıklama yapıldı.
Açıklamada, somut bilgiler yerine, soyut değerlendirmelerle, konu "sen-ben kavgası”na dönüştürülmek istendi.
Oysa kimsenin kimseye bir düşmanlığı yok. Konu da çok basit.
Axel Springer AG'nin internet sitesine girdiğinizde, İsrail ile ilgili bakış açısı tüm çıplaklığı ile ortaya konuluyor!
Adamlar, İran demiyorlar, demelerini de istemiyoruz. Irak demiyorlar, demelerini istemiyoruz. Pakistan demiyorlar, Suriye demiyorlar, Mısır demiyorlar.. Hollanda, Fransa, Cezayir demiyorlar. Bir Almanya diyorlar, bir de İsrail.. Almanya; şirketin kurulu bulunduğu devlet. Ya İsrail?
İsrail’in ne özelliği var ki, özellikle ismini geçiriyorlar? Taraftarı olacaklarını ilan ediyorlar?
Böyle bir durumda, oturup düşünmek gerekmez mi?
Niçin İsrail?
Hemen söyleyelim, konu sıradan bir mal üretimi yapan şirket olsa, yine sorun değil.. Bir mal üretir, satarsınız. Bu bilgisayar olabilir, araba olabilir, cep telefonu olabilir..
Bunların hepsinde, ticari kuruluşun sahibi, şu ülke için, bu ülke için lehte görüşler ileri sürebilir.
Sonuçta üretilen şey bir maldır, soyut değerlendirmelere yer yoktur. İsteyen alır, istemeyen almaz.. Kimseye de fazla konuşma hakkı doğmaz..
Ama üretilen şey haber ise, sektör medya ise.. Orada işler değişir..
Siz soyut bir değerlendirme yapılabilinecek bir alanda çalışıyor iseniz, bazı gerçekleri abartarak verme, bazı gerçekleri gizleme imkânına sahip olduğunuz bir alanda faaliyet gösteriyor iseniz, kısacası habercilik yapıyorsanız, kamuoyunu bilgilendirme alanında çalışıyor iseniz, İsrail lehine de bir laf edemezsiniz, Fransa lehine de, İran lehine de..
Ne yani, İsrail açık bir haksızlık yaptığında, İsrail yanlısı olduğunu beyan eden bir medya kuruluşu, o haberi kamuoyuna nasıl yansıtabilir ki?
Tabii ki haberi ya gizleyecek, ya da küçülterek verecek!
İşte bunun içindir ki; medya sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin İsrail sempatizanı açıklamaları, garipsenecek bir durumdur.
Bu durum Vakit'te eleştirildi. Şimdi Doğan grubu, Vakit'in eleştirisini sözümona cevaplıyor. Cevaplıyor ama, somut olarak eleştirilen Axel Springer'in internet sitesindeki tarafgirliği deklare eden ifadeler için bir açıklama getiremiyor!
Kafaları öylesine karışık ki, Axel'e satıp, sonra geri aldıkları hisseleri de unutuvermişler..
Evet evet.. Axel'e 2006'da satıp, Maliye'ye “2007'de sattık” diye beyan ettikleri % 25 hissenin, % 5.13'lük bölümünü kendi açıklamalarına göre, sattıkları fiyattan, 27 Aralık 2008 günü geri aldılar..
Bunu biz değil, kendileri açıkladılar.
Dolayısı ile bu geri almadan sonraki duruma göre, Axel'in Doğan TV'deki hissesi de, şöyle oldu (Doğan Yayın’ın kendi açıklamasından aynen aktarıyorum): “Doğan TV Holding A.Ş’nin sermayesindeki pay oranı yüzde 79.64, Commerz-Film GmbH’ın ise yüzde 19.87”
Ama dünkü açıklamada ise şöyle deniliyordu: "Doğan TV grubunun yüzde 25 hissesi, Almanya ve Avrupa'nın en büyük yayın kuruluşlarından biri olan Axel Springer’e aittir.”
Anlaşılan tekrar geri aldıkları hisseleri unutmuşlar...
Bu yanlış bilgilendirme için de yarın Maliye bir ceza keserse, “Haksızlığa uğradık” demesinler sakın. Kendileri beyat ettiler; iade alınan hisseyi yok sayan açıklamayı!..
Sonuçta da; Doğan grubu, şöyle tamamlıyor açıklamalarını: "Bu asılsız iddia doğru olsa bile, grubumuzun yayın politikasının herhangi bir şekilde etkilenmesi sözkonusu değildir."
Eee, bırakın da onu halk takdir etsin değil mi?
Siz şirketinizin yapısı hakkında bilgileri tüm çıplaklığı ile ortaya koyun. Ondan sonra da, halk yaptığınız haberlerde o ortaklık yapısının etkisi var mı, yok mu kendisi değerlendirsin..
Siz istediğiniz kadar, “Ortaklık yapısının haberlerimizde bir etkisi yoktur” deyin..
Axel Springer AG'nin kendi internet sitesi bu konudaki açık tarafgirliğini ilan etmiş bile..
Siz ister “etkisi var” deyin... İsterseniz “etkisi yok” deyin...
VAKİT