Mart 2011’de başlayan ve yedinci yılında da devam eden Suriye direnişi sırasında, 1 milyona yakın insan hayatını kaybetmiş ve on binlerce insan hapishanelere girmiş çıkmış, bir kısmı ise halen hapishanelerdedir. Esed-İran ve Rusya şer cephesinin Suriye’de sebep olduğu bu yıkımın en büyük acısını çeken unsurlardan biride şüphesiz kadınlar olmaktadır.
Suriye insan hakları kuruluşlarının son verilerine göre tespit edilebilen tutuklu kadın sayısı, Mart 2011’den 2017 sonuna kadar 13.581’dir. Mart 2011’den bu yana Suriye direnişi sırasında rejim güçleri tarafından tutulan ve halen hapishanelerde olan kadın sayısı 6736’dır. Bu sayının 6319’u yetişkin 417’si kız çocuğudur. Bunlar sadece resmi cezaevlerinde tutulanlardır. Hapishane gibi kullanılan diğer türlü boş fabrika vb. binalarda tutulanların sayısı bilinmemektedir.
Suriye’deki savaş sırasında kadınlara yönelik cinsel saldırı, işkence, hukuksuz tutulmalar, uluslararası hukuka göre savaş suçu ve insanlığa karşı suç niteliğindedir. Bilinen tek gerçek şudur ki; gözü dönmüş Esed rejimi kadınlara tecavüz ve saldırıyı bir savaş silahı olarak kullanmaktadır. Kadınlara yönelik yapılan ihlaller ve suçlar sadece rejim askerlerince değil Şebbiha adlı silahlı çetelerce de işlenmektedir.
İHH ve kardeş İslami kuruluşlarda dahil her kesimden duyalı insanların desteğiyle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü vesile kılarak Türkiye’den Suriye’ye doğru bir Vicdan Konvoyu başlatma kararı almış bulunmaktadır. Bu tarz özgün bir eylemin 8 martta denk getirilmesi ise bir anlamda “Alternatif 8 Mart Dünya Kadınlar Günü” demek oluyor. Müslümanlar için küresel ölçekte karşılığı olan bu tarz günler insanlık sorunlarını uluslararası çapta gündemleştirme ve bu çerçevede özgün eylem tarzlarını oluşturmak için bir fırsat olarak da değerlendirilebilir. Vicdan Konvoyu etkinliğini de bu kapsamda değerlendiriyor ve Suriyeli kardeşlerimizin sorunlarının gümdemleştirilmesi için ileriye dönük atılmış hayırlı bir adım olarak görüyoruz.
Özgür-der Diyarbakır Şubesi Bayan Komisyonu üyesi Rabia Beyazyüz şunları kaydetti; “Her gün yüzlerce ölüm haberi alıyoruz. Fakat orada kimyasal silahlarla, bombalarla değil de insanlık onuru ayaklar altına alınarak her türlü işkenceye maruz kalan kadınlarımızın, kız çocuklarımızın sessiz çığlıklarının sesi olmak istiyoruz. Bunun için organize olup yola çıkarak vicdan konvoyunda bizlerde varız.” dedi.
Bilgi ve Erdem Vakfı Bayan Komisyonu üyesi Kübra Karaoğlu ise şunları kaydetti; “Yedi yıldır süregelen savaşta en çok mağdur olan kadın ve çocuklarımızın mağduriyetlerini gündemleştirmek için yola çıkıyoruz. Yapılan ihlaller bir kadın hakları ihlalinden öte insan hakları ihlali olarak görüyoruz. Bu sebeple Vicdan konvoyuna katılarak bu ihlallere dur demek için yola çıkıyoruz.” Dediler. 7 mart akşamı basın açıklaması yapıp yola çıkacak olan Diyarbakır konvoyu vicdan konvoyuna azami destek de bulunuyor.