Recep Doğru'nun sunuculuğunu yaptığı program Özgür-Der Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Konuşmasına ümmet kelimesinin çerçevesi üzerinde durarak başlayan Kıranşal: “Hayra Çağıran iyiliği emredenden kötülükten sakındıran bir ümmet olun. işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir . (Âli İmran 104) Ümmet, anne şefkati ile inşa edilen iyilik merkezini güç birliği içinde korumaktır. Yukarıdaki ayette de belirtildiği gibi ümmetin temel hedefi, vizyonu iyilik yapmak kötülükten korunmaktır/engellenmektir. Bu da sonucu itibariyle ferahtır, özgürlüktür, huzurdur, mutluluktur. Lakin bu sonuca ulaşmak için çaba /çalışma gerekiyor. Her şeyin bir bedeli/karşılığı olmalıdır .
İmtihan biz insanların kaderidir. Bundan kaçamayız. Mallarınız, çocuklarınız ve tüm imkanlarımız ağır sınavlara gebedir. Ağır sınavlara hazırlıklı olmalıyız/olmak zorundayız. Sarp yokuşu tırmanmaya benzeyen ağır sınavları ancak birlikte; rüku ve secde edeceğimiz müminlerle, rahmet temelinde bir dayanışma /birliktelikle kazanabiliriz. Aksi durumda hepimizin sonu hüsrandır.” dedi.
Konuşmasını Fransız devriminden sonra türeyen ulus devletlerin ümmet bilincini ciddi anlamda olumsuz etkilediğini ifade ederek sürdüren Sinan Kıranşal, Kur’an’i bir kavram olan ümm(anne ), iman (anne şefkati ile öne düşen ), ümmet (annelik yapmak ) kelimelerinin aynı kökten türediğini belirterek, “Kur’an’da yer alan kelime ve ifadeler bazen birden fazla anlamlarda kullanıldığı gibi bazen de tarihsel süreç içerisinde kazandıkları yeni anlam veya vurgular nedeniyle karmaşık bir nitelik taşıyabilir Ancak ümmet gibi yüz yıllarca sosyal alan başta olmak üzere siyasi alanda fiili bir durum olarak varlık bulmuş ve anlaşılması kolay bir kavramımızdır.
Ümmet, terim olarak Kur’an’da 64 defa geçer terim 13 kez ‘ümem’ olarak çoğul bir biçimde kullanılmıştır. Genel olarak topluluk, insan topluluğu anlamına gelmekle birlikte, tek bir kaynaktan neşet eden her bir tür, önder /örnek ve zaman gibi muhtelif anlamlarda da kullanıldığı görebiliriz. Bu topluluklar bazen doğrudan, bazen bağlı oldukları dinlerine, bazen de yaşam sürelerine atfen Ümmet terimi kavramıyla tanımlamışlardır.
Anne anlamına gelen ve ümm’den türeyen kelime anlamı itibariyle ana merkez ya da annelik yapmaktır. İmam da aynı kelimeden türetilmiştir. Öyleyse camilerde mihrapta duran imamlarımızın, meydanlarda ümmetin önüne geçen öncüler olduğunu görüyoruz.
Öyleyse biz de ümmetimizi inşa ve ıslah ederken, öğrencilerimizi gençlerimizi çocuklarımızı yetiştirirken; merhamet ve adalet eksenli bir irşad programı geliştirir, selam ve rahmet ilkelerini ahlak edinirsek, birlikte kötülüğe engel olacağımız müminler arasındaki bağlar güçlenecek, şeytanın tuzaklarından kendimiz korumuş olacağız. Şayet müminler olarak kaba ve sert davranırsak etrafımızda kimse kalmaz; dağılır gideriz. Gücümüz kalmaz.” ifadelerini kullandı.
Vasat ümmet olmamızın anahtarının inancımızın rol modeli olan resulullah'ı anlamaktan geçtiğini ifade eden Kıranşal: “Allah Resulü, İbrahim milletinin devamı olan bir ümmet inşaa etti. İnsanlığa örnek ve model olacak bir nesil bıraktı. Örgütlü, bilinçli ve şuurlu, vahdeti ve adaleti önemseyen, tebliğ, davet ve mücadeleyi ön planda tutan, iyiliği emir eden kötülüğe karşı engel olan bir ümmet örneklik /üsve bıraktı.
Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık. Her ne kadar Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkasına ağır gelse de biz, yönelmekte olduğun ciheti ancak; Resûl'e tabi olanlarla, gerisingeriye dönecekleri ayırt edelim diye kıble yaptık. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz Allah, insanlara çok şefkatli ve çok merhametlidir. (2/143)” dedi.