Sunuculuğunu Mehmet DENİZ'in yaptığı programın konuğu Prof. Dr. Ergün YILDIRIM idi.
Konuşmasına dinleyicileri selamlayarak başlayan Prof. Dr. Ergün YILDIRIM, Özgür-Der ve Bilgi ve Erdem Vakfına bölgede yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür etti ve yapılan çalışmaların kıymetli olduğunu vurguladı.
YILDIRIM, "Özne nedir?" konusu üzerinde durmak istediğini, özne olgusuna, batının özne kavramına yaklaşımına ve özne-cemaat ilişkisi üzerinde durdu.
'Özne' dendiğinde çok fazla yorum yapmanın mümkün olduğunu belirten YILDIRIM, ancak en genel tanımıyla öznenin, tercih yapma irade ortaya koyma ve iyiden yana bir tercih ortaya koymak olduğunu ifade etti. YILDIRIM, özgür olan ve irade sahibi olan insanın bir özne olduğunu vurgulayıp Batı dünyasının 'özne'ye yaklaşımı ve özne tanımı üzerinde durdu.
Batının özne anlayışına değinen YILDIRIM şunları ifade etti: "Batı dünyasında özne tanımı yapılırken, genelde insanın ve insan bilincinin devre dışı bırakılarak bir tanım yapıldığını görüyoruz. Misalen Hegel 'efendi' ve 'köle' tanımı ile birlikte bir özne tanımı yapar. Kölenin varlığını efendinin varlığına bağlar. Efendi belirleyendir, köle ise tamamen bir nesne olarak görülür. Modern anlayışta 'akıl' öznenin ayrılmaz bir parçası. Dolayısıyla akılsal bir özne söz konusudur. Bu akıl ise rasyonel bir akıldır. Neticede tanrı öldü derken tanrı öznesini ortadan kaldırıyor. Yani asıl özneyi yok etme niyetinde. Tabi burada Hristiyanlığın arz ettiği ve gerçekten tahammül edilemez tanrı anlayışını reddediyor. Yalnız yerine ikame ettiği şey de temelde sıkıntılı. Batının özneyi yorumlarken vardığı nokta sonuç itibariyle insanın ilahlaştırılmasıdır. Gerek Nietzche'nin güçlü insan tanımı gerek Freud'un cinsellik-arzu-haz merkezli özne tanımı bunu ortaya koyuyor." dedi.
Modern batı dünyası her noktada 'özgür özne' tanımı yapsa da esasen insanı özne olmaktan çıkardığını belirten YILDIRIM, Avrupa'nın modern dönemde Yunan mitolojisini dirilten bir noktada olduğunu ifade etti.
Kalabalıklaşma, mekanikleşme, robotlaşma insanı özne olmaktan çıkardığını vurgulayan YILDIRIM, İslam'ın özneye yaklaşımı üzerinde durarak konuşmasını sürdürdü.
İslam'da öznenin tanımına değinen YILDIRIM, "İslam’da insan özgürlük, irade, tercih sahibi bir varlıktır. İslam insanı iyiyi ve kötüyü birbirinden ayırt eden özne bir varlık olarak görür. Köle ve efendi ilişkisinden farklı olarak Allah ile ilişki içerisinde bir özne varlık olarak görülür. İnsan sonuçlarına katlanmak kaydıyla Allah'ı bile reddedecek kadar özgür bir irade ve tercihe sahip bir insan varlık söz konusudur." Dedi.
Cemaatlerin toplulukların da bir özne olduğunu ifade eden YILDIRIM, Fetullah Gülen tipi yapıların insanı iradesizleştirerek özneyi öldürdüğünü vurguladı.
Yıldırım, insanı irade sahibi bir varlık olarak gören toplulukların da birer özne olduğunu ancak insandan yani özneden kolektif yapının içinde kaybolup gitmesini tamamen itaat kültürü ile bu kolektif yapıya bağlanmasını istediği an özneyi öldürdüğünü vurguladı.
Kur'an'da nefs-i levvame kavramı yeren, kendini eleştiren, kendi üzerine düşünen varlığın söz konusu olduğunu belirten YILDIRIM, nefs-i mutmainne kavramı ile de mutmain olmuş kendinden memnun insanın söz konusu olduğunu her iki durumda da şahsiyet ve irade sahibi insanın söz konusu olduğunun belirtti.
YILDIRIM konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tasavvuftaki bencil olmama, kibirli veya niyakar olmama yönünde yapılan uyarılar da irade sahibi bir insana yapılan telkinler olduğu gibi kamil bir insan olma yolunda, yani özne olma yolunda ortaya konulan bir yolculuktur. Dolayısıyla İslam’ın özne anlayışı ne kolektif yapı içinde kaybolup giden ne de insanı ilahlaştıran bir özne anlayışıdır. İslam’ın insanı irade ve şahsiyet sahibi bir varlık olarak görür. Ve bu yönüyle de batıdan tamamen ayrılır." dedi.
Son olarak Yıldırım, "Cemaat içerisinde var olmaya çalışırken iradesini yok eden bir kolektif yapı içinde kaybolan bir insan olamayız. . Bu şekilde özne olmaktan çıkarız. Ancak cemaatlerin bazılarının bu hatalı yaklaşımından hareketle de bireyselliği yücelten bir noktaya da savrulmamalıyız."
Program soru-cevap kısmının ardından bitti.