Diyarbakır Özgür-Der’den Kulp’ta PKK Tarafından Yapılan Saldırı Hakkında Açıklama

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde PKK tarafından gerçekleştirilen saldırı üzerine bir basın açıklaması yaptı.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi Başkanı Süleyman Nazlıcan, dün PKK’nın Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde işçileri taşıyan minibüse bombalı saldırı düzenlenmesi üzerine basın açıklamasında bulundu. Açıklamada Kürt sorununun arkasına sığınılarak yeniden bir katliama şahit olunduğunu söyleyen Nazlıcan, PKK’nın normal insanlar gibi düşünmekten aciz kalıp şiddeti ve öldürmeyi kendilerine gaye edindiğini vurguladı.

Sivil katliamının sert dille eleştirildiği açıklamada, yapılan katliamın görmezlikten gelinmeyeceği ve kanıksanmayacağı belirtilirken aksine zalimlerin yüzüne zulümlerin haykırılacağının altı çizildi.

Özgür-Der Diyarbakır Şubesi'nden yapılan açıklamanın tam metni: 

Vahşi Katillere Lanet olsun!

Dün akşam saatlerinde PKK tarafından Kulp’ta evlerine dönmeye çalışan orman işçilerini taşıyan minibüse yönelik bombalı bir saldırı gerçekleştirildi.  Bu saldırı sonucunda 7 insanımız hayatını kaybetmiş ve 10 kişi de yaralanmıştır.  Saldırıda hayatını kaybeden mazlumlara Allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve yaralananlara acil şifalar diliyoruz…

Şiddetten, kandan ve kaostan beslenenler yine mazlum sivilleri hedef alarak vahşetlerine bir yenisini eklemişlerdir. Tarihe kara bir leke olarak geçecek olan bu katliamı lanetlediğimizi buradan ilan ediyoruz. 

Kırk yıla yakındır Kürt sorununun arkasına sığınılarak yapılan katliamlara maalesef yeniden şahit olmaktayız. İhtimaldir ki bu son katliam da olmayacaktır. Ancak unutmamamız gereken bir hakikat var ki o da; şiddetin bir çözüm üretmediği gerçeğidir. Bu ülkede yaşayan hiçbir insanın canı bir örgütün ihtiraslarına ve kısır hesaplarına kurban edilmeyecek kadar değerlidir. İnsanlarımızı ucuz politikalarla harcayanların bu topluma verebilecek hiçbir şeyleri yoktur. 

Hayattan kopuk yaşayanların, insani sorumlulukları olmayanların, zora dayalı ideolojik hastalıklar taşıyanların barışa dayalı bir hayat inşa edebilecekleri mümkün değildir. Çünkü bu insanlar normal düşünmeyi, yaşamayı, eylemeyi unutmuş ve yabanileşerek saldırgan bir karaktere bürünmüşlerdir. Aynı şekilde şiddeti ve öldürmeyi kendilerine gaye edinmişlerdir. Bundan dolayı da artık normal insanlar gibi düşünmekten ve normal davranışlar sergilemekten uzak hale gelmişlerdir. İşin tuhaf yanı ise bütün bu katliamlara rağmen dillerine en çok doladıkları şey de maalesef barış sözcüğü olmuştur. Fakat şunu bilsinler ki, bu yalancı barış söylemlerine artık kimse inanmamaktadır. 

Öte yandan sivil savunmasız insanların canına kastedenlerin karşısında durmak, yaşanan her acı olayın kritiğini yapmak ve niçin bu sorun çözülmüyor diye sorgulamak bu ülkede yaşayan herkesin yapması gereken bir muhasebedir ve kaçamayacağımız bir sorumluluk olarak önümüzde durmaktadır. Bizler sivil toplum örgütleri olarak bu sorumluluğu her zaman hatırlatmak zorunda olduğumuzu biliyor ve bu sorunu çözme konumunda olan herkese bir kez daha hatırlatıyoruz.  Hiçbir gerekçeye sığdırılamayacak olan bu vahşete bugün herkes tepki göstermeli, olayın acısını hissetmeli,  mazlumların yanında olmalıdır. Bu, insan onurunu savunmanın ve korumanın gereği olduğu gibi aynı zamanda büyük bir sorumluluk ve vebaldir. Hiç kimse yaşanan bu katliamları kanıksamamızı, suskun kalmamızı ve görmemezlikten gelmemizi beklemesin. Aksine her zaman yaptığımız gibi zalimlerin zulmünü yüzlerine haykıracağımızı buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz.

Yine bilinmelidir ki bu ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının sorumlulukları olduğu gibi devletin de sorumlulukları vardır. Devletin de gerek kamu güvenliği konusunda, gerekse de Kürt sorununun bütünsel olarak bir çözüme kavuşması konusunda siyasal ve toplumsal açılımlar yapması, yeterli tedbirleri alması, bu konuda üzerine düşenleri hakkıyla yerine getirmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu sorunların arkasına sığınan terör örgütleri daha birçok insanımızı katledecek ve bu acılar yaşanmaya devam edecektir. Vakit kaybetmeksizin derhal harekete geçmenin ortak tarihimizin, ortak kültürümüzün, ortak inancımızın, ortak aklımızın, ortak vicdanımızın gereği olduğunu unutmamalıyız. Bu konuda seferber olmalı ve toplumumuzu kuşatan bu şiddet dalgasını bertaraf etmeliyiz. Umulur ki bir daha bu tür katliamlar yaşanmasın…

Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı 

Süleyman Nazlıcan 

Gündem Haberleri

Suriyelilerin ülkelerine dönüşlerini kolaylaştıracak yeni adımlar devrede
Şanlıurfa’da cinsel sapkınlık programı tepki çekti
AK Parti'de yeni İstanbul İl Başkanı belli oldu
“Şam fehedildiyse Kudüs'ün de fethi yakındır"
Muğla'da Sağlık Bakanlığı'na ait ambulans helikopter düştü: 4 ölü