Selahattin Eyyubi Konferans Salonunda bir araya gelen gruplar hem kaynaşma hem de rutin programlarını bir arada yapma fırsatı buldu.
İlk program'da Yönetim Kurulu üyesi Abdülhakim Beyazyüz'ün velayet kavramını işlemesi ile gerçekleştirildi. Velayet konusunda kuran'ın çizdiği perspektifi anlatan Beyazyüz:
Öncelikle kavramın kelime olarak : birisine inanmak, güvenmek ve yetki vermek anlamına, kavramsal olarak ise birine hayatın tüm alanlarında yer vermek ve hayatını belirlemede yetkisini birine devretmek anlamlarına geldiğini ifade ettikten sonra; Velayetin tümünün en başta alemlerin rabbi olan Allah'a olması gerektiğini ifade etti. "Bütün güzellikleri kendinde barındırdığı ve bütün eksikliklerden münezzeh olduğu için veli edinilmeye layık olan yegane zat O'dur." Beyazyüz sözlerine şöyle devam etti:
- Allah'ın bu özelliğinin farkına varan herkes muhakkak kurtuluşa erecektir. Allah aynı zamanda onlara sonsuz nimetler bahşedecektir, çünkü bu onun vaadidir ve Allah vaadinden asla dönmez.
- Allah kitabında şöyle buyurur. "Müminler müminleri bırakıp ta onların dışındakileri dost/veli edinmesinler."
- Allah'ı hakkıyla veli edinmek ancak salih olmakla, muhsin olmakla, muhlis olmakla mümkün olur.
- Bu bağlamda, evlerinde eşlerine ve çocuklarına zulmedenler Allah'ı veli etmiş olamazlar. Ticaretlerine haram bulaştırarak yükseleceklerini veya zulme ve haksızlığa göz yumarak yükseleceklerini zan edenler, onu veli ettiklerini sanmasınlar.
- Bizim değerimizi belirleyen ölçüt mümin oluşumuzdur. Mümin olmamız doğal olarak bizi iyilik yapmaya, adil olmaya, salih amel işlemeye sevk etmelidir, aksi takdirde Allah'ı veli edinmemiz mümkün değildir.
- Bizim birbirimizin velisi olmamız, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmemiz ile mümkün olur.
- Bu bağlamda Allah'ı veli edinmemiz, onun resulünü veli edinmemizi ve müminleri veli edinmemiz ile, onlarla yol alma ve onlarla muhtaçların ihtiyaçlarına el uzatabilirsek, inşallah Allah'ın yeryüzündeki halifesi ve adaletin temsilcileri olabiliriz diyerek sunumu tamamladı.