Diyarbakır Başsavcılığı'nın Roboski İddiası

Diyarbakır Başsavcılığı, MİT'i kendilerine gerçeğe aykırı bilgi vermekle suçladı

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 28 Aralık 2011’de yaptığı bombardıman sonucu 34 Kürt yurttaşın yaşamını yitirdiği Roboski katliamdan sonra Diyarbakır Başsavcılığı ile MİT arasında yapılan yazışmalara ulaşıldı. TSK'nın kendilerine gelen istihbaratla gerekçelendirdiği Roboski katliamına ilişkin yargı sürecinde ortaya çıkan belgelere göre, "MİT, Roboski katliamından önce Genelkurmay’a PKK yöneticilerinden Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in eylem arayışında olduğunu, bölgede 28 Aralık 2011 tarihini de kapsayacak şekilde eylem yapacağını bildirdi." 

Diyarbakır Başsavcılığı, yargı sürecinde kendilerine "gerçeğe aykırı bilgi vermek"le suçladığı MİT'in, katliamdan önce Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi (OBİPAS) üzerinden Genelkurmay'a iki bilgi notu geçtiğini savundu. Savcılık belgelerine göre, 27 Kasım 2011 tarihli ilk notta, MİT’in “Şırnak/ Uludere Ortasu’ya mücavir Irak alanından Türkiye’ye aktarılması planlanan PKK grubunun beklendiğini” bildirdi. Katliamdan bir hafta önce geçilen ikinci bir notta da  “PKK sözde Zağros eyaleti sorumlusu Dr. Erdal Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in Şırnak Uludere Ortasu bölgesinde yer alan Düğün Dağı karşısında Türkiye sınırına yaklaşık 10 km uzaklıkta telsiz çevrimine çıktığı, söz konusu keşif çalışması ve Fehman Hüseyin’in sınır bölgesine yakın bir mıntıkıda bulunması, mezkur alanda bir eylem arayışı olabileceği cihetiyle önemli görülmektedir” denildiği aktarıldı. 

İlgili notları talebe rağmen katliamı soruşturan savcılıkla paylaşmamalarını MİT Müsteşarı Hakan Fidan adına Hukuk Müşaviri Ümit Ulvi Canik açıkladı. Canik'in yaptığı yazılı açıklamada, savcılığa gerçeğe aykırı bilgi verildiği reddedilirken, 27 Kasım 2011 tarihli OBİPAS paylaşımında yer alan bilgilerin “güncelliğini yitirmiş” olduğu savunuldu.  

Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberi şöyle:

Roboski (Uludere) katliamından sonra istihbaratı kimin verdiğine ilişkin tartışmalarda odak noktası olan MİT Müsteşarlığı ile Diyarbakır Başsavcılığı arasındaki yazışmalar, katliamla ilgili kritik bilgileri gün ışığına çıkardı. Yazışmalar ve belgeler, MİT’in, olaydan hemen önce Genelkurmay’a PKK’li Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in bir eylem arayışında olduğu ve bölgede, katliamın yaşandığı 28 Aralık 2011 tarihini de kapsayacak şekilde, 21 Aralık-30 Aralık tarihleri arasında eylem yapacağına ilişkin bilgi gönderdiğini ortaya koydu.

'Doğruluğu kuvvetle muhtemel'

MİT’in söz konusu raporunda istihbaratın doğruluk derecesi “Doğruluğu kuvvetle muhtemel” olarak belirtilirken yapılacak eylemin “üs bölgelerine silahlı saldırı” olacağı belirtildi. MİT’in söz konusu istihbarat raporundan Diyarbakır Başsavcılığı’na bilgi vermemesinin krize neden olduğu ve Diyarbakır Başsavcılığı’nın, gerçeğe aykırı bilgi gönderen ve bilgilerin saklanması talimatını veren MİT görevlilerinin kimlik bilgilerini istediği anlaşıldı.

'İstihbarat vermedik'

Roboski (Uludere) katliamından sonra Diyarbakır Başsavcılığı ile MİT arasındaki kritik yazışmalar ve belgelere ulaşıldı. Belgelere göre kaçakçılık yapmak için Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu köyü kırsalından Irak’a geçen çoğu çocuk 34 vatandaşın dönüş yolunda savaş uçaklarından atılan bombalarla öldürülmesinden sonra soruşturmayı üstlenen Diyarbakır Başsavcılığı, 28 Aralık 2011 tarihinde MİT’e bir yazı yazdı. Yazıda “olay öncesi sınırdan yurda herhangi bir sızma olacağına ilişkin istihbari bilginin elde edilip edilmediği, varsa bilgilerin hangi kurumlarla paylaşıldığını” sordu. MİT, Başsavcılığa gönderdiği 10 Ocak 2012 tarihli yanıtta “konu hakkında MİT tarafından dış makamlara intikal ettirilmiş not, yazı ve bilgi bulunmadığını” bildirdi.

İki ayrı Roboski raporu

Buna karşın savcılık yaptığı araştırma sonunda, katliamdan bir ay önce; 27 Kasım 2011’de, MİT’in Genelkurmay Başkanlığı ile OBİPAS (Operasyonel Bilgi Paylaşım Sistemi) üzerinden “Şırnak/ Uludere Ortasu’ya mücavir Irak alanından Türkiye’ye aktarılması planlanan PKK grubunun beklendiğini” bildirdiğine ilişkin bilgi paylaşımına ulaştı. Savcılık ayrıca katliamdan bir hafta önce, yani 21 Aralık 2011 tarihinde, MİT’in Genelkurmay’a OBİPAS üzerinden gönderdiği yazıya ulaştı. Yazıda “PKK sözde Zağros eyaleti sorumlusu Dr. Erdal Bahoz kod adlı Fehman Hüseyin’in Şırnak Uludere Ortasu bölgesinde yer alan Düğün Dağı karşısında Türkiye sınırına yaklaşık 10 km uzaklıkta telsiz çevrimine çıktığı, söz konusu keşif çalışması ve Fehman Hüseyin’in sınır bölgesine yakın bir mıntıkıda bulunması, mezkur alanda bir eylem arayışı olabileceği cihetiyle önemli görülmektedir” denildi. MİT, söz konusu notta bu eylemin 21 Aralık 2011 ve 30 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçekleştirileceği bilgisini verdi.

Bu bilgilerin ele geçirilmesinin ardından Diyarbakır Başsavcılığı, 9 Mart 2012’de MİT’e sert bir yazı gönderdi. Yazıda, OBİPAS üzerinden gönderilen bu bilgilere yer verildi. MİT’in Fehman Hüseyin’in muhtemel geçiş tarihi olarak 21 Aralık ve 30 Aralık tarihleri arasını belirttiğine vurgu yapılan Başsavcılık yazısında MİT’in Başsavcılığa verdiği bilgilerin doğru olmadığının anlaşıldığı kaydedildi. Yazıda MİT’e “Gerçeğe aykırı bilgi verilmesinin sebebi nedir? Gerçeğe aykırı bilgi veren görevliler kimdir? Gerçeğe aykırı bilgi verilmesi yönünde kim tarafından talimat verilmiştir” soruları yöneltildi ve gerçeğe aykırı bilgi veren görevlilerin kimlik bilgilerinin gönderilmesi istendi.

Başsavcılığın bu yazısına yanıt, MİT Müsteşarı Hakan Fidan adına Hukuk Müşaviri Ümit Ulvi Canik imzasıyla geldi. Savcılığa gerçeğe aykırı bilgi verildiği iddiasının reddedildiği yazıda, 27 Kasım 2011 tarihli OBİ- PAS paylaşımının olaydan bir ay önce gönderildiği, dolayısıyla bilgilerin “güncelliğini yitirmiş” olduğu savunuldu. Sınır ötesi operasyonların yoğun olduğu bir dönemde bir örgüt grubunun aynı noktada uzun süre barınmayacağı savunulan yazıda, 21 Aralık tarihli bilginin savcılığa bildirilmeme nedeni de şöyle açıklanmaya çalışıldı:

“Yazıda muhtemel bir geçiş değil, görülme bilgisi yer almaktadır. Anılan notun incelenmesinden de görüleceği üzere ‘Emare türü’ bölümünde de ‘görülme’ ifadesine yer verilerek bu durum teyit edilmiştir. ‘Görülme’ ifadesi örgüt mensuplarının bölgedeki (K.Irak) varlığını ifade etmektedir. Söz konusu notta da herhangi bir geçiş tarihi ve geçiş yapacak grup bilgisi belirtilmemiş olup, OBİPAS formatında ‘Muhtml. Gerç. Baş. Tar’ kısaltması olayın ‘Muhtemel Gerçekleşmesinin Başlangıç Tarihini’, ‘Muht. Gerç. Bit. Tar’ kısaltması da olayın ‘Muhtemel Gerçekleşmesinin Bitiş Tarihini’ ifade etmektedir. Söz konusu tarihler ifade edildiği üzere, muhtemel olup, kesinlik taşımamaktadır. OBİPAS formları üzerinde ‘Muhtemelen Doğru’ ve ‘Doğruluğu Mümkün’ ifadelerine yer verilerek bilginin kesinlik arz etmediği belirtilmiştir.”

MİT: Uludere ile ilgili değil

MİT, söz konusu istihbarat raporundan 5 Ocak 2012 tarihinde yapılan basın açıklamasında da söz edildiğini hatırlatarak “açık kaynaklardan dahi kolaylıkla elde edileceği kesin olan bir bilginin Başsavcılığınızdan gizlenmesinin söz konusu olmayacağı açıktır” ifadesine yer verildi. MİT, 5 Ocak 2012 tarihinde yaptığı açıklamada ise Roboski’de istihbarın MİT tarafından verildiği iddialarını yalanlayarak “Söz konusu sızdırılan raporların 21.12.2011 tarihli olanı hariç hiçbiri Uludere-Ortasu kırsalı ile alakalı değildir. Bu raporumuzda ise iddia edildiği gibi bir grubun Türkiye’ye illegal geçiş yapacağına dair bir bilgi kesinlikle yer almamaktadır” demişti.

MİT, Roboski katliamından hemen sonra 30 Aralık 2011 tarihinde yaptığı açıklamada da hava operasyonuna neden olan istihbaratın MİT’ten kaynaklandığı iddialarını reddetmişti.

Roboski'de ne oldu?

Şırnak’ın Uludere ilçesinde (Roboski) 28 Aralık 2011’de TSK F-16 savaş uçaklarıyla PKK’li grubun girdiği bilgisi üzerine yaptığı bombardıman sonucunda 34 kişi yaşamını yitirdi. Söz konusu operasyonda hayatını kaybedenlerin, Irak’tan Türkiye’ye mazot ve sigara getirmek için PKK’nin kullandığı yol üzerinden geçen vatandaşların oluşturduğu bir kaçakçı kafilesi olduğu anlaşılmıştı.

TSK katliam sonrasında ne demişti? 

  TSK, 29 Aralık 2011'de Roboski katliamına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:


"Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinat-Haftanin'e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır. Çeşitli kaynaklardan alınan istihbarat ve yapılan teknik analizler sonucunda, içlerinde örgüt elebaşılarının da bulunduğu terörist grupların bölgede bir araya geldikleri ve sınır hattındaki karakol ve üs bölgelerimize yönelik saldırı hazırlığı içinde oldukları anlaşılmış ve ilgili birlikler ikaz edilmiştir." 


"Bölücü terör örgütü mensuplarının, Irak Kuzeyinden gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır. Bu kapsamda, 28 Aralık 2011 günü saat 18.39'da, Irak sınırları içinde hududumuza doğru bir grubun hareket halinde olduğu İnsansız Hava Aracı görüntüleri ile tespit edilmiştir. Grubun tespit edildiği bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altına alınması gerektiği değerlendirilmiş ve saat 21.37-22.24 arasında hedef ateş altına alınmıştır. Olayın meydana geldiği yer, bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir. Olay hakkında idari ve adli inceleme ve işlemler devam etmektedir." 

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu