Ali Karahasanoğlu, Bugün Yeni Akit’te yayınlanan yazısında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından “soruşturmanın selameti” adına görevinden uzaklaştırılan İhsan Şenocak hakkında oluşan hukuki garabeti yazdı:
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından İhsan Şenocak hoca hakkında alınan “açığa alma” kararı, malum medyada şöyle haberleştirilmiş..
Mesela, Hürriyet demiş ki:
“Yeni Diyanet İşleri Başkanı’nın ilk görevden aldığı isim Şenocak oldu.”
Aydınlık demiş ki:
“İlahiyatçı Şenocak, Diyanet’ten kovuldu.”
Sözcü demiş ki:
“Kızların pantolon giymesi günah’ diyen imam açığa alındı.”
odatv demiş ki:
“Yeni Diyanet İşleri Başkanı’nın ilk kovduğu isim kim oldu?”
Posta gazetesi demiş ki:
“O vaiz atıldı.”
Biliyorsunuz ama..
Ben hatırlatmış olayım..
Bu gazete ve internet sitelerinde, hemen her gün, anadan üryan kadın fotoğraflarını bol miktarda görebilirsiniz.. Yaptıkları iş baştan aşağıya haram olunca.. Haramı hatırlatan hocayı da topa tuttular..
Sonunda da Diyanet İşleri Başkanlığı, İhsan hocayı açığa aldı.. İşleri haram olan medya mensupları sevindiler.. Sevinçlerini, “Kovuldu” ve benzeri cümlelerle ifade ettiler..
Haramzadeler İhsan Hoca’ya saldırırken..
Akit ve benzeri bir-iki medya organı da alınan kararın yanlışlığını ifade etti..
Böylesi bir ortamda..
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan ne beklersiniz?
“Biz İhsan hocayı açığa aldık ama.. Bu kadar terbiyesizlik de olmaz.. Ne demek ‘kovmak’? Ne demek ‘atmak’? Herkes haddini bilsin, otursun oturduğu yerde.. İhsan hoca bizim değerli bir hocamızdır.. Ona kimsenin hakaret etmesine izin veremeyiz” açıklamasını yapmasını beklersiniz değil mi?
Ama öyle olmadı..
Diyanet’in açıklaması, tam ters yönde geldi..
Açıklama aynen şöyle:
“Hakkında yürütülen idari soruşturma kapsamında bir personelimizin soruşturmanın selameti açısından açığa alınması nedeniyle sosyal medyada ve bir takım basın yayın organlarında Başkanlığımıza yönelik hakarete ve tehdide varan yorumlar yapıldığı üzülerek müşahede edilmiştir.
Bu soruşturma nedeniyle toplumda büyük bir saygınlığı bulunan ve milletimizin göz bebeği olan güzide teşkilatımızın haksız ve mesnetsiz eleştirilerle yıpratılması asla kabul edilemez.”
Vay vay vay..
İhsan hoca hakkında o karar alınmadan önce.. Yukarıda bazı örneklerini verdiğim medya organlarında “Bu hocayı atın.. Bu hocayı kovun” şeklindeki tehditleri, Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik hakaretleri cevaplamayan “güzide teşkilatımız”, Akit’e veya Akit ile benzeri yayın yapan basın organlarına cevap yetiştiriyor..
Dahası had bildirmeye kalkıyor..
Lütfen “göz bebeği”miz..
Lütfen “güzide teşkilat”ımız..
Lütfen, önce kimin göz bebeği olduğunuzu gösteren kararlara imza atın..
Fatih Altaylı gibi adamlardan tebrik alarak, onların göz bebeği olmadığınızı gösterin..
Bütün sayfalarında çırılçıplak kadın fotoğrafları basan Posta gazetesinin nezdinde “güzide teşkilat” olmadığınızı gösterin..
Sonra..
Eleştirilerin haksız olduğunu iddia edin..
¥
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açıklaması, hukuki açıdan da yanlış..
İhsan Şenocak hakkındaki soruşturmanız haksız da..
Varsayalım soruşturma yapmak hakkınız ve bu çerçevede bir soruşturma yapıyorsunuz..
Peki, “açığa almak” ne oluyor?
Bir de bunu, “Soruşturmanın selameti için” diye izah etmeye kalkışmak ne oluyor?
“Soruşturmanın selameti için açığa alma” dediğimiz tedbir, göreve devam eden memurun, soruşturmanın sonucunu etkileyebileceği endişesinden kaynaklanan bir durumdur..
Siz, İhsan hocayı açığa almazsanız ne olacak?
İhsan hoca, görevden açığa alınsaydı yapamayacağı, ama bu tedbire başvurulmadığı için yapabileceği ne var?
Soruşturmayı nasıl etkileyecek?
Ki; gizli delilleri olan, karartılma ihtimali olan suçlarda başvurulması gereken bir tedbir olan “açığa alma”yı, İhsan hocanın kamuoyu önünde söylediği ve hiçbir zaman da inkar etmediği, etmeyeceği sözleri soruştururken uygulamaya koyuyorsunuz?
Adeta, böyle bir tedbir alarak, İhsan hocayı, karalamaya çalışıyorsunuz..
“Delilleri karartabilir” şüphesi varmış gibi haksız ithamda bulunuyorsunuz..
Bir emniyet müdürü, emri altındaki bir polisi dövmüştür.. Bu emniyet müdürünü, soruşturma sırasında görevde tutarsanız, emri altındakilere, yalancı şahitlik yapmaları için baskıda bulunabilir.. Dolayısı ile “soruşturmanın selameti için açığa alma” tedbirini uygularsınız..
Bir memur, resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemiştir.. Soruşturulurken görevde kalırsa, konu ile ilgili yan delilleri ortadan kaldırma ihtimali vardır.. Soruşturmanın sağlıklı yürümesi için, “açığa alma” tedbirini uygularsınız..
Ama..
Zaten din kitaplarında yazılı olan bir hususu..
Söylediğini de inkar etmeden tekrarlayan bir hocayı..
Ortada karartılacak bir delil yok iken.
Etki altına alınacak bir şahit söz konusu değil iken..
“Açığa alma”nın hiçbir hukuki gerekçesi olamaz..
Bu tavır, sıklıkla karşılaştığımız “yargılamadan cezalandırma” mantığının bir ürünüdür..
Bu kararı alanların, artık tarafsız bir şekilde bu soruşturmayı yürüteceklerini beklemek mümkün değildir..
Eğer bu “soruşturmanın selameti” düşünülüyorsa, “açığa alma” kararını alan Diyanet görevlileri hemen “açığa alınmalı”dır..
Aksi takdirde, bu soruşturma sıhhatli şekilde sonuçlandırılamaz..
Ahlaksız medya..
Kadının mahrem yerlerini göstermekten zevk alan ahlaksız gazeteciler..
Dine küfreden, dindarı tahkir eden medya mensupları..
Diyanet’in lağvedilmesini isteyen hokkabazlar..
Bilumum din karşıtları ne emrediyorsa..
Onların istedikleri şekilde karar alınır..
Biz şimdiden hatırlatalım.. Gerisi Diyanet’in.. Diyanet’le de bitmez bu iş.. Hükümetin bileceği iştir..