HAKSÖZ HABER
Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması çağrısı farklı dünya görüşünden insanlar tarafından dile getirilmiştir. İslamcı çevreler de zaman zaman bu görüşü dile getirdiler. Diyanetin, Kemalist rejimin dindarları hegomonik söylemi altına almak için elverişli bir araç olduğunu düşünen birçok İslamcı bu kurumun gerekliliğini tartışmaya açtı.
O tarihlerde laik-Kemalist kesimin böyle bir eleştiriyi dile getirdiğine şahit olmak zordu. Ancak ne zaman Diyanet kendisine biçilen rolün fazlasını yapmaya başladıysa az evvel zikredilen çevreler için de hedef haline geldi.
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez, Türkiye’nin laik bir ülke olduğunu ifade ederek ‘Diyanetin kapatılması gerektiğini’ ifade ediyor. “Bizim sorunlarımız, Alevilikten kaynaklanan sorunlar değil. Türkiye’nin demokrasi ve anayasa sorunu olduğunu, bu sorunların haliyle bizi vurduğunun farkındayız. Bir Diyanet İşleri Başkanı kendisine ‘laikim’ diyen bir devlette bir Diyanet İşleri Başkanlığı var ve bu Diyanet İşleri Başkanı hem siyaseti hem de sosyal hayatı dizayn ediyor. Biz Diyanet İşleri'nin kaldırılmasından yanayız."
Mantıkdışı argümanlarla Diyaneti hedef alan HBVAKV Genel Başkanı aynı eleştirinin pekâlâ kendisine de yapılabileceğini unutmuş olmalı. Netice olarak Alevilik özünde dini olduğunu iddia eden bir düşünme tarzı. Laik ülkede Diyanetin işlevi tartışılıyorsa bu tarz yapıların varlığı da tartışmalı hale gelmeli değil mi? Tabi ki bu sorular Alevi çevreler için anlamsız. Zira Alevi kesimlerin çok büyük bir kısmı dinsel yönelimi bir kılıf gibi kullanırken sol-Kemalist yapılarla ideolojik ortaklık kuran kesimler. Bu sebeple Kemalizm’in cürümleri ile hesaplaşmaya girişmezken her fırsatta bir şekilde İslami olan hususları hedef alıyorlar! PKK'nın Gara'daki katliamını eleştiremeyen HDP ise 'Diyanet kapatılsın' saçmalığını desteklercesine HBVAKV'ın açıklamasına destek için orada bulunuyor!
Misal 28 Şubat sürecinde Alevi derneklerinden veya sol kesimden Diyanetin kapatılması çağrısı yapıldı mı? O süreçte Diyanet kuruluş mantığına uygun olarak hareket ediyordu. Ancak AK Parti iktidarı sonrasında özellikle Mehmet Görmez Hoca’nın başkanlığı sürecinde Diyanet tabiri caizse kalıpları yıkan işler yaptı. Bu yüzden artık bazı meşum çevreler tarafından da hedef haline gelmiş oldu!