Bir televizyon kalanlının canlı yayınına katılan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, karardan duyduğu memnuniyeti ifade ederek, Ayasofya Camii’nin Danıştay'ın kararı ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle aslına rücu ettiğini söyledi.
Erbaş, Ayasofya Camii’nin fethin en büyük sembolü olduğunu belirterek, ”24 Temmuz Cuma gününden itibaren Ayasofya'nın her yerinde ibadet edilecek. Bizi mutlu eden en önemli hususlardan birisi de tüm vatandaşlarımızın kararı büyük bir heyecanla karşılaması, bundan büyük bir mutluluk duyması oldu. Öyle zannediyorum ki milletimizin çoğunluğunun böyle büyük bir beklenti içerisinde olduğu başka bir olay yok gibi” dedi.
Ayasofya Camii’nin içerisinde bulunan freskler ve ikonaların durumlarıyla ilgili soru üzerine Erbaş şunları söyledi:
“Bu konuda herhangi bir sıkıntı yok. 24 Temmuz'dan itibaren ibadet yapmaya başladığımızda o resimlerin üzerini bir şekilde perdelemek ya da teknolojik imkanlardan yararlanarak ışıkla karartmak ve namazdan sonra da tekrar perdeyi açarak ya da o karartmayı kapatarak ziyaretçilerin müşahedesine sunmak şeklinde bir uygulama yapacağız. Bu konuda Din İşleri Yüksek Kurulumuzun da cevazı vardır, herhangi bir sakınca yoktur. İnşallah güzel bir sistemle bunu çözeceğiz."
Erbaş, caminin isminde bir değişiklik olmayacağını, orijinal ismi olan "Ayasofya-i Kebir Camii" adının kullanılacağını kaydetti.
24 Temmuz Cuma günü kılınacak namaza insanların Covid-19 nedeniyle maske ve mesafe kuralına dikkat ederek gelmesi gerektiğine dikkat çeken Erbaş, "Tedbirlerle ilgili yarından itibaren hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem Vakıflar Genel Müdürlüğü hem de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ekip çalışmalarına başlayacağız. İnşallah 24 Temmuz'da Ayasofya'da güzel bir açılışla, cuma namazıyla ibadetlerimize başlayacağız" diye konuştu.
Erbaş, Ayasofya Camii'nde görev yapacak din görevlilerinin belirlendiğini bildirerek, "Orada görev yapacak hocalarımızın isimlerini belirledik. 2 imam 4 müezzinin inşallah önümüzdeki günlerde atamalarını da yapacağız. Hem kıraatlerinin, seslerinin güzel olması hem de ilmi birikim itibarıyla imamlarımızı seçtik. Müezzinlerimizi de sesleri güzel olan, İstanbul'un gerçekten ezan okuduğu zaman herkes tarafından beğenilen müezzinlerimizi orada görevlendireceğiz" şeklinde konuştu.
"Caminin tamamı rahat bir şekilde kullanıma hazır hale getirilecek"
Erbaş, Ayasofya Camii’nin yabancı turistler tarafından ziyaret edilmesine yönelik düzenlemelere değinerek, "O konuda hiçbir sıkıntı olmaz. Sultan Ahmet, Süleymaniye, Fatih yani bizim bütün tarihi camilerimizde binlerce, yüz binlerce turist ziyaretinin söz konusu olduğunu hepimiz biliyoruz. Önemli olan ibadet esnasında ibadetteki huzura ve huşuya zarar vermeyecek şekilde planlamalar yapmak. Bu durum da mümkündür. Namaz kılınan yerlere ya da namaz kılanların önlerine geçmemek şeklinde diğer taraflarda ziyaretlerini yapabilirler. Bu konuda hiçbir sıkıntının olmayacağını düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Ayasofya Camii ile ilgili düzenlemeleri Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığının belirleyeceğini dile getirerek, “Nihai kararı önümüzdeki günlerde vereceğiz ama şunu açıkça ifade edeyim ki Ayasofya’nın her alanı hem ibadet etme noktasında hem de ziyaret açılma noktasında rahat bir şekilde kullanıma hazır hale getirilecektir” ifadelerini kullandı.
Ayasofya Camii’ndeki bazı taşınabilir sembollerin bir müzeye taşınmasının planlanıp planlanmadığına yönelik soru üzerine ise Erbaş, "Tabii camide kalması gerekenler kalacak ama camide bulunması ya da bulunma zorunluluğu olmayanlar mutlaka bir tarafta sergilenir ve bu şekilde ziyaretçiler yine onları uygun ortamlarda müşahede edebilirler” şeklinde konuştu.
"Ayasofya'nın açılışı bağımsızlığımızla alakalı bir konu"
Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasına ilişkin dış basında yer alan açıklamalara değinen Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bağımsız bir ülkeyiz. Ayasofya'nın açılışı bağımsızlığımızla alakalı bir konudur, iç işlerimizdir. Dolayısıyla çeşitli ülkelerden bu konuyla ilgili yapılan konuşmalara saygı duyarız ama konuşmaları bizi bağlamaz. Biz Ayasofya'yı en güzel bir şekilde ve insanlığın hayrına kullanma noktasında elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Süreç içerisinde öyle zannediyorum ki onlar da bugün göstermiş oldukları bu tepkiden vazgeçeceklerdir. Çünkü insanlığın mirası olduğu için Ayasofya, camiye dönüştürüldüğü zaman bu özelliğini kaybetmiyor ki. Bugün Sultan Ahmet, Süleymaniye camileri de aynı özelliği taşıyor. Dolayısıyla aralarında bir fark yok.”