HAKSÖZ HABER
Diyanet Takviminin 10 Kasım tarihli sayfası bekleneceği üzere Mustafa Kemal’i konu almış. “Atatürk ve 10 Kasım” başlığını taşıyan 4 paragraflık metnin ilk 2 paragrafında kısaca Mustafa Kemal’in kim olduğu anlatıldıktan sonra ölümünden ve defnedilmesinden söz edilmiş. Ardından gelen 2 paragrafta ise övücü ifadelerle Mustafa Kemal’in yüceltilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görevimiz konularına değinilmiş. Bu iki paragrafı alıntılayalım:
“Atatürk milleti ile bütünleşen ondan kuvvet alan, insanları etkileyen bir şahsiyetti. O “Yurtta barış, dünyada barış” sözü ile dünya insanlığının gönlünde layık olduğu yeri almıştır.
Atatürk bir konuşmasından şöyle demişti: “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” Bize düşen görev, bıraktığı ve ilelebet payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef olarak gösterdiği uygar milletlerin düzeyine çıkarmaktır.”
Mustafa Kemal’in milleti ile bütünleşmiş bir şahsiyet olduğu ve gücünü de milletten aldığı iddiası tipik bir resmi ideolojik abartı. Muhalefetin hiçbir türüne izin verilmeyen ve toplumun tam bir totaliter anlayışla yönetildiği bir ortamda gücün kaynağının millet değil, tekelleşmiş iktidar olduğu ortadada. Dolayısıyla Diyanet Takvimi tipik resmi tarih yalanlarından birini tekrar etmekte.
Daha garibi ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet payidar kalacağı vurgusu!
En basit akaid kitaplarında bile abc seviyesinde belirtilmiş bir hakikat olan sonsuzluğun sadece Allahu Teala’ya has bir sıfat olduğu, ister şahıs, ister devlet olsun yaratılmışların hepsinin bir eceli olduğu öğretilirken, Diyanet Takviminde bile böylesi bir vahim yanlışa yer verilmesi nasıl izah edilebilir?
Anlaşılan o ki, resmi ideolojik putların yıkılması, dayatmaların boşa çıkartılması daha uzun, çok uzun mücadeleler gerektiriyor!