Divan Oteli İstimlak Olsun, Gezi Parkı’na Katılsın!

Hükümet Gezi Parkının hemen bitimindeki Divan Oteli’nin bulunduğu bölümü de istimlak edip, park alanına katacağız desin.

Ali İhsan KARAHASANOĞLU

Divan Parkı istimlak olsun, Gezi Parkı’na katılsın!

Boşverin Gezi Parkı eylemlerini..

Amaç, Balyoz davasında yaşanacak gelişmelerde havayı birazcık da olsa karartmak idi..

Onun için, “Gezi Parkı için mahkeme kararı beklenecek” denilmesine rağmen..

Onun için, “Mahkeme kararı lehe bile olsa, halkoyuna sunulacak” denilmesine rağmen..

Gösterilere devam ettiler.

Çünkü “derin koklamalar”da, Balyozcu generallerin kurtulacağına dair, Ankara’dan bir sinyal alamadılar..

Bir elleri telefonda Ankara’dan haber bekliyorlar: “Nasıl gidiyor, tebliğname hazırlanıyor mu?”

Ankara’daki takipçiler bilgi veriyor: “Durum berbat. Savcılar harıl harıl çalışıyorlar. Tüm klasörler, teker teker okunuyor. İşin üzerinde çok ciddi duruyorlar.. Bozulmasını isteyecek olsalar, bu kadar ciddi çalışmazlar. Uyduruk bir sebeple bozulmasını isterler, yorulmazlar.. Dosyanın ciddi şekilde inceleniyor olması, bizim adamların kurtarılamayacağı anlamına gelir.”

Telefon kapatılır kapatılmaz, Gezi Parkı ile irtibata geçiliyor: “Devam.. Henüz Ankara’dan olumlu bir haber çıkmadı.. ‘Yeşil’ deyin. ‘Park’ deyin. ‘Hayvan’ deyin, ‘Böcek’ deyin.. Bir bahane bulun işte. Sakın gösterilere son vermeyin..”

Öyle ya..

Darbeci generaller serbest kalmayacak ise, “bir avuç mutlu ve putlu azınlığın çocukları” gösterilere nasıl son verebilirler ki...

Bakmayın siz, “Biz de darbeye karşıyız” uyduruk açıklamalarına..

Darbeye karşı olanlar..

Darbecilerin yaptıkları anayasanın ilk defa siviller tarafından değiştirilmesi ihtimalinin güçlendiği bu aylarda, değil 3 tane, yüzlerce ağaç kesilse bile, sivil anayasanın hatırına sokağa çıkmazlardı.,.

Ama dert, ağaç falan değil.

Onlar söyleyemiyorlar..

“Darbecileri kurtarmak istiyoruz” diyemiyorlar..

“Biz ağaçları korumak istiyoruz” diyorlar..

Ağaçları korudunuz işte..

Daha ne istiyorsunuz?

Kızarıyorlar, bozarıyorlar.. Açıkca “Darbecileri de korumak istiyoruz” diyemiyorlar..

Sokağa dökülmelerinin esas amacı darbecileri kurtarmaktı.

Gelinen noktada, bu amaçta başarılı olamadılar.

“Görünen sebep”te başarılı, “gizli sebep”te başarısız oldular..

Onun için, “görünen sebep” açısından  baktığınızda, eylemlerin sona ermesi gerekirken..

“Gizli sebep”te başarı sağlanamadığı için, eylemlere devam ediyorlar..

Yargıtay Başsavcılığı, Balyoz davasındaki mahkumiyet kararlarının, dün onanmasını istedi..

Şimdi Yargıtay 9. Ceza Dairesi, nihai kararını verecek.

Yine “Darbecileri serbest bırakın” diyemeyecekler ama..

“Ağaç” diyecekler. “Böcek” diyecekler.

“Sokaktaki kediye şiddet uygulanmış” diyecekler. Bir şey bulamazlarsa, “Kurbağalara haksızlık ediliyor” diyecekler.. “Sineklerin örgütlenme hakkı sağlanmalı” diyecekler..

Mutlaka bir bahane bulacaklar..

Nasıl olsa, ahlaksız medya onlarla..

Onlar “Kurbağa” deseler.. Candaş medya hemen “Vak vak” diye bağıracak: “Sahi ya.. Doğru söylüyor çocuklar.. Kurbağaların da hakkı yok mu?”

Göstericiler “Sineklerin örgütlenme hakkı” deseler.. Satılık kalemler hemen “Vıııız” diye esip, başlık atacaklar: “Sinekler de canlı değil mi? Doğru söylüyor, gençler!”

Bunların her dediklerini kabul edin.. Emin olun, yine eylemlerine son vermeyecekler..

Taa ki darbeci generallerin kurtarılacağına dair bir ışık yansın.

İşte o zaman, kesilir bütün eylemler..

Bunun için, Başbakan’a bir önerim var..

“Yargı kararı beklensin” diyenlere, “Peki bekleyelim” dedi ya..

“Yargı kararını bekleyelim” denilmesine rağmen, eylemlere devam edip, kamuoyunun önemli bir kısmında, göstericilerin haksızlıkları tescillendi ya..

Devamında, “Yargı kararı da yetmez.. Yapılacak düzenleme, bize de sorulmalı..” önerilerini de kabul etti ya..

Sonrasında, göstericilerin ard niyetli oldukları bir defa daha tescillendi ya..

Şimdi hükümet bir adım daha atsın..

“Gezi Parkı olarak kullanılan bölüm küçük.. Bizim halkımız çok da büyük parklara layık.. Parkın hemen bitimindeki, caddenin öte yakasındaki Divan Oteli’nin bulunduğu bölümü de istimlak edip, park alanına katacağız” desin..

Şok olsun, göstericiler..

Şok olsun, göstericilerin arkasındaki kukla oynatıcıları..

Araştırılsa, istimlak edilmesine bile gerek olmaz belki..

Belki de, Gezi Parkı’nın zaten içinde kalıyordur, Divan Oteli de..

Bir şekilde, sahiplenmişler, dikmişler oraya binayı..

Derdiniz park ise.. Alın size, parkı genişletme çalışması..

Sonra görelim bakalım.. Göstericiler devam edecekler mi, kendilerine lojistik destek veren, revire çevirdikleri otelin de, parka katılmasına..

YENİ AKİT

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?