IŞİD, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilân edilen listeye dayanarak önceki gün Türkiye tarafından da “terör örgütü” listesine alınmıştı. Yaşanan gelişmeden bir gün sonra IŞİD, Musul'da Türk konsolosluğunu basarak 49 kişiyi rehin aldı.
"IŞİD MENSUBU" OLARAK TANIMLANDI
Konsolos ve çalışanların rehin alınması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında; IŞİD, “terör örgütü” listesinde yer almasına rağmen, "IŞİD mensubu" olarak tanımlandı. 196 numaralı açıklamada IŞİD’e “terör örgütü” denmekten
kaçınılması dikkat çekti.
İşte o açıklama:
"IŞİD mensuplarının son birkaç gündür Musul’a karşı başlattıkları saldırı sonucunda başta Batı yakası olmak üzere Musul’un önemli bir bölümünü ele geçirdikleri malumdur. İŞİD mensupları bugün (11 Haziran) sabah saatlerinde de Musul’daki Başkonsolosluğumuz yerleşkesine bir baskın gerçekleştirerek personelimizi Konsolosluk yerleşkesinden çıkarmış şehrin başka bir bölgesine nakletmişlerdir. Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil personelimiz ve bazı aile fertleri olmak üzere toplam 49 kişi bulunmaktaydı. Sözkonusu personelimizin emniyet içerisinde ülkemize dönmeleri için tüm imkanlar seferber edilmiştir. Bu bağlamda, Irak hükümeti nezdinde de girişimde bulunulmuş ve Başkonsolosluğumuzun emniyet ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu oldukları hatırlatılmıştır. Öte yandan, başta Birleşmiş Milletler ve NATO olmak üzere, uluslararası kuruluşlarda da gerekli girişimler yapılmaktadır. Sayın Bakanımız BM Genel Sekreteri ve ABD Dışişleri Bakanı ile görüşerek durumu ele almıştır.
“ŞİDDET VE NEFRETLE KINIYORUZ”
Diğer taraftan, Musul’un Geyara ilçesindeki elektrik santralinde de 31 vatandaşımız aynı grup tarafından rehin alınmış olup, vatandaşlarımızın serbest bırakılması için çalışmalar devam etmektedir. Türkiye, dost ve kardeş Irak’taki mevcut durumdan derin kaygı duymakta, ülkede barış ve istikrarın bir an önce tesis edilmesini temenni etmektedir. Diğer taraftan, diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Başkonsolosluk personeli ve vatandaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir."