Ersoy Dede / STAR
Eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in; “... Yurtdışında bu adımları atarken, içeride de dostlarımızın sayısını arttırmamız gerekiyor....” sözleriyle, yeni bir dönemin sinyallerinin verildiği yorumları yapıldı..
Peki Cemil Çiçek, kimlerden bahsediyor?.
1) Gezicilerden
Faşist Gezi kalkışmasıyla kent meydanını işgal eden, işgale alkış tutan, kamu mallarını yakıp-yıkan, Başbakan’ın ofisine girmeye kalkan, nefret söylemiyle dindar-mütedeyyin kesimi aşağılayan gezi zekalılardan..
Evet de.. Bu adamlar, devlet katında kabul görüyorlar, devlet televizyon ve radyoları başta olmak üzere hiç bir şekilde engellenmiyorlar.. AK Partili belediyeler de dahil hiç bir festivalden, organizasyondan ayrı tutulmuyorlar.. Hâlâ da en ağza alınmayacak sözlerle, saldırmaya devam ediyorlar.. Orada bir değişiklik yok zaten..
2) FETÖ’den
Seçilmiş Başbakan’a kelepçe takmaya yemin etmiş bir cuntadan..
Üretilmiş delillerle kahraman subaylarımızı hain ilan eden, hırsızlık - yolsuzluk gibi ithamlarla milletin adamlarını millet nezdinde itibarsızlaştırmaya çalışan, darbe yapıp herkesi, toplama kamplarına doluşturmayı hedeflemiş bir örgütten..
Evet de.. Sağ baştan sayın isterseniz, yeri yerinden oynatacak bu devasa darbe planının emniyet ve yargı içindeki cunta yapılanmasında kaç kişi vardı?.. Bu kişilerden kaçı sistem dışında ya da cezaevinde.. HSYK seçimlerinde FETÖ’nün listesine kaç bin oy çıktı, içerde kaç hakim ve savcı var?.. Orada bir değişiklik yok zaten..
3) Yerleşik Düzenden
Bu vatanın evlâtlarına yaşam hakkı tanımayan, dış iktisat politikaları başta olmak üzere ne yapılırsa evvelâ kendilerine danışılması gerektiğini düşünen establishment’tan, komprador burjuva ailelerden..
Evet de.. Bu İstanbul sermayesi, Ertuğrul üzerinden mesaj yollayan Aydın Doğan, memleketin asıl sahibi olarak kendini gören beyaz kulüpler hâlâ memleketin kaymağını yemeye devam ediyor.. Orada bir değişiklik yok zaten..
Cemil Bey’e katılıyorum.. Bence de içerideki dostlukları arttırmalıyız..
Söyleyin o hükümetle, Cumhurbaşkanı ile ve milletin değerleriyle kavgalı güruha, “... ülkenin dikişlerini yıpratan konuşmalar...” yapmasınlar artık..
FETÖ - CUMHURİYET
The Taraph’ın ardından Cumhuriyet Gazetesi’ni ele geçiren FETÖ, anlaşılan o ki, medya yapılanmasında, yeni kararlar aşamasında..
Kendi cemaati dışına özellikle de çember dışındaki müttefikleri CHP ve HDP’ye ulaşamayacağını biliyor FETÖ.. Bu nedenle Cumhuriyet’i çok önemsiyordu..
Bizzat 17 Aralık sürecini emanet ettiği Can Dündar’a da önemli bir görevler yüklemişti..
Evvelâ Can Dündar’ın ekibine yol verdi FETÖ..
Şimdi de bizzat Can Dündar’ı yolladı..
Akla bir kaç neden geliyor elbette..
- Ya Cumhuriyet Gazetesi’nden vazgeçti..
- Ya Can Dündar’dan vazgeçti..
- Ya da kavgayı bırakıp biat etme kararı aldı..
Sebebi çıkacak ortaya..
Anlayacağız hep birlikte..
Tek bildiğim ise, Mahkeme kararıyla, devletin gizli kalması gereken bilgilerini temin etmek ve açıklamak suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Can Dündar’ın yurtdışı çıkış yasağı olmaması..
“.. Can Dündar da kaçacak değil herhalde..”
Valla ne önemli gazeteciler kaçtı.. Can Dündar’ın nesi eksik onlardan?..