Direniş okulunun öncüsü: "Filistin Aslanı" Rantisi

Omar Ahmed'in Middle East Monitor'de yayımlanan Abdülaziz el-Rantisi biyografisi Haksöz Haber tarafından editöryal katkı ile tercüme edildi. Rantisi'yi şehadet yıl dönümde rahmetle anıyoruz...

Omar Ahmed / Middle East Monitor

'Filistin Aslanı': Hamas'ın kurucu ortağı Abdülaziz el-Rantisi (23 Ekim 1947-17 Nisan 2004)

Önde gelen Filistin direniş liderlerinden Dr. Abdülaziz Al-Rantisi'nin suikastı, Filistin davası açısından önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Rantisi, Birinci İntifada'nın ilk günlerinde Hamas hareketinin yedi kurucu ortağından biriydi. Filistin halkının haklarını savunmak ve yasadışı işgale direnmek konusundaki sarsılmaz bağlılığıyla tanınıyordu. Filistinliler ona bu sebeple  "Filistin'in Aslanı" lakabını takmışlardı.

17 Nisan 2004'te Hamas'ın tekerlekli sandalyeye mahkum ruhani lideri Şeyh Ahmed Yasin'in şehit edilmesinin üzerinden bir aydan kısa bir süre sonra Rantisi de İsrail ordusu tarafından katledildiğinde 56 yaşındaydı. Onun öldürülmesi Hamas'ın operasyonel yeteneklerini baltaladı ve Gazze merkezli harekette geçici bir güç boşluğuna sebep oldu.

1947'de Nakba'dan bir yıl önce artık nüfusu azalmış Filistin köyü Yibna'da doğan Rantisi, İsrail'in kurulması sonucunda kendisi ve ailesi Gazze Şeridi'ne sığınmak zorunda kaldığında henüz altı aylıktı. Rantisi ailesi yerinden edilmiş binlerce Filistinli aileden birisiydi... Rantisi, 11 kardeşiyle birlikte Han Yunus mülteci kampında büyüdü ve İsrail askeri işgali altında halkının karşılaştığı adaletsizliklere tanık oldu. Amcasının İsrail askerleri tarafından öldürülmesi o sırada dokuz yaşında olan genç Rantisi üzerinde de kalıcı bir etki bırakacaktı.

UNRWA okullarında okuyan seçkin bir öğrenci olan Rantisi, 1971 yılında doktor olarak mezun olduğu Mısır'daki İskenderiye Üniversitesi'nde tıp okumak üzere burs kazandı. Ülkede bulunduğu süre boyunca görüşleri Müslüman Kardeşler tarafından şekillendirildi. Mezun olduktan sonra ilk olarak Han Yunus'ta doktor olarak çalıştı, ardından pediatri alanında uzmanlaşmak için İskenderiye'ye döndü, 1976'da yüksek lisans derecesi aldı ve ardından Gazze'deki işine devam ederek Nasır Hastanesi'nde pediatri bölümünün başına geçti.

Ancak 1983'te hastanedeki görevi İsrail işgal güçleri tarafından sonlandırıldı. İşgal karşıtı aktivizmdeki ilk adımlarından birinin ardından ilk kez o yıl tutuklandı. Rantisi Siyonistlere vergi ödemenin kabul edilemez olduğunu söyledikten sonra vergi karşıtı bir kampanya düzenleyerek işgalcilerin dikkatini çekmişti. 1987'de kendisi ve diğer altı Müslüman Kardeşler üyesiyle birlikte Hamas örgütünü kurdu. Eylemlerinin bir sonucu olarak birçok kez tutuklandı ve birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapiste kaldığı dönemlerde Kur'an'ı ezberledi ve en nihayetinde 1992'de Güney Lübnan'a sürülen yüzlerce direniş figürü arasında yer aldı.

Nitelikli bir çocuk doktoru ve akıcı İngilizcesi ile Rantisi, kısa sürede Hamas'ın sürgündeki sözcüsü ve yabancı medya kuruluşlarının tanıdığı önemli bir isim haline geldi.

İşgal altındaki Filistin'e döndükten sonra işgal karşıtı çalışmalarını sürdürdü.  Aynı zamanda yaygın yolsuzluk ve İsrail'le uzlaşmacı tutumu nedeniyle El-Fetih idaresindeki Filistin Yönetimi'ni sesli bir şekilde eleştirdi. Rantisi, İsrailliler tarafından bir kez daha hapis cezasına çarptırıldı. Bu süreçte Filistin Yönetimi tarafından da birçok kez tutuklandı.

Rantisi artık açıkça hedefteydi ve birkaç suikast girişimini başarılı bir şekilde atlattı. Saldırılar devam ettikçe nihai sonu tahmin eden Rantisi tarihe geçen "Bir gün öleceğiz... Apache helikopteri mi, kalp krizi mi derseniz ben, apacheyi tercih ederim." sözünü söyledikten kısa bir süre sonra şehit edildi.

Rantisi'nin meşhur sözünü dile getirdiği röportaj. 24 Mar 2004- AP

Bu vefat Filistin direniş hareketine indirilen ilk darbe değildi... Hareket suikasttan önce Rantisi'nin yoldaşı ve akıl hocası Şeyh Ahmed Yasin'i kaybetmişti. Rantisi ve Şeyh Yasin'in yakın bir ilişkisi vardı. Doktor Rantisi yaygın olarak şeyhin himayesi altında görülüyordu. Şeyh Yasin ve Rantisi'nin şehadeti bir bütün olarak Filistin direniş hareketine ciddi bir darbe indirdi. Bununla birlikte Rantisi'nin Ahmet Yasin'in şehadetinden sonra saklanarak yaşamayı reddetmesi Hamas'ın karakterini oluşturmasında önemli bir aşamaya işaret ediyordu. 

Filistinli direniş liderlerine ve aktivistlerine İsrail ordusu tarafından düzenlenen suikastlar uluslararası toplum tarafından yargısız infaz ve insan hakları ihlali olarak kınanmasına rağmen uzun süredir devam eden bir politikadır. 2000 yılında İkinci İntifada'nın patlak vermesinden sonra daha yaygın hale gelen suikastlar, İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından uzun süre "yargılanamaz" davalar arasındayken uluslararası baskılar sonucu 2006 senesinde bu statüden çıkartıldı. 

Bununla birlikte Şeyh Yasin ve diğer birçok Filistinli liderle birlikte Rantisi'nin kaybı bugün devam eden devlet onaylı infaz uygulamalarına ve tehditlere rağmen işgal devletinin Filistin halkının direniş iradesini kırmadaki acizliğinin keskin bir hatırlatıcısı olarak hizmet ediyor. Rantisi'nin şehadetinden sonra ise Halid Meşal, İsmail Heniye, Muhammed Dayf ve Yahya Sinvar gibi genç kuşaktan isimler hareketin istişare mekanizmasına yükseldiler...

Çeviri Haberleri

Amsterdam'daki saldırının Yahudilikle ve antisemitizmle alakası yok!
Trump'ın gelişi Filistin meselesinde neyi değiştirecek?
Trump neyi başararak seçimleri kazandı?
Demokrat Parti neden kaybetti?
10 yaşındaki Raşa'nın vasiyeti: Lütfen benim için ağlamayın...