Dink ailesinin mi, Çölaşan’ın mı avukatı?

Ali İhsan Karahasanoğlu

Dün Hrant Dink cinayetinin duruşması vardı.Cinayetin tetikçisi olarak yargılanan O.Samast, dün çok ilginç açıklamalarda bulundu.

O açıklamaların en önemli bölümü ise, o tarihte Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Emin Çölaşan ile ilgili olanlardı.

Samast, Çölaşan ile ilgili şöyle dedi: “Televizyon tartışmalarında parmaklarını sallayarak ‘Yok mu bunları vuracak bir vatan evladı?’ diye içindeki kin ve nefreti kusan ben miydim? O manşetleri atmasaydılar, Emin Çölaşan o yazıyı cımbızla çekip yazmasaydı bunların hiçbiri yaşanır mıydı? Soruyorum size? Bunları yazan, bu manşetleri atan yurdum aydınları, entellektüelleri, sosyologları değil miydi? (...) Ben kurban oldum, başkası kurban olmasın. Ben buradayım, peki yazanlar nerede? Emin Çölaşan nerede? Emin Çölaşan’dan, o yazıları yazanlardan, o manşetleri atanlardan şikâyetçiyim.”

Samast’ın bu sözleri hepten yanlış sözler mi?

Gerçekten Emin Çölaşan’ın o tarihteki yazılarını önümüze koyup okusak, Hrant Dink için kötü düşünceler içine girmemiz, en azından Samast gibi gençlerin tahrike kapılması iddiası, hepten boş bir iddia mıdır?

Ben, Samast’ın bu savunmasını, gerçekten ciddi buluyorum.

Askeri kaynaklarla yakın ilişki içinde olan, kendisine sürekli “minik kuş” adı altında belgeler verilen, yazılarında adeta devletin resmi görüşünü açıklar gibi havalar estiren bir yazarın ifadelerinden, 17 yaşındaki bir gencin etkilenmemesi mümkün mü?

“Eylemle bire bir ilişkisi yoktur” diyebilirsiniz.

Ama “Bunlar tamamen boş iddialar” diyebilir misiniz?

Hele hele, Dink ailesinin avukatı iseniz, kalkıp da bu açıklamaları, “Dink’i öldürenlerin, yeni bir hedef göstermesi” olarak nasıl takdim edebilirsiniz?

Evet, Dink ailesinin avukatı, aynen böyle demiş!

Beyefendi, Hrant Dink ailesinin adına duruşmaya müdahil olarak katılıyor..

Bugüne kadar emniyet mensuplarından tutun, bürokratlara kadar birçok ilgili-ilgisiz insanı cinayete sessiz kalmakla suçluyor..

Ama eldeki tek tetikçinin sözlerinin önemle araştırılıp, konunun üzerine ciddiyetle gidilmesini isteyeceğine, “Dink’i öldürenlerin, yeni hedef göstermesi” diyerek, Çölaşan’ın avukatlığına soyunuyor!

Buyurun, Dink ailesinin avukatı,Bayram Belen’in ne dediğini, birlikte okuyalım:

“Gazetecilerin, köşe yazarlarının, yorum yapanların düşüncelerini beğenip beğenmemek herkesin takdirindedir. Birisinin düşüncesini, yazısını, haberini beğenmeyebilirsiniz. Ona karşı yapılacak şey eleştirmektir. Ama ‘onlar niye bu cinayetten dolayı bu mahkemede yargılanmıyorlar’ demek, onları bir başka şekilde hedef göstermektir. Bu da Samast’ın arkasında düşünen, araştıran, yazan Hrant’ı öldürenlerin yeni bir hedef göstermesidir. Söyledikleri çok ciddi. Şimdi yeni bir hedef gösterdiği kanısındayım. Yeni gazetecilerin, yeni gazetelerin hedef gösterildiği kanısındayım.”

Haydi bakalım, çıkın bu işin içinden..

Olay sırasında 17 yaşında olan bir insanı, cezaevine koymuş, yargılıyorsunuz.

Taaa Trabzon’dan gelip, İstanbul’da cinayet işlemekle suçluyorsunuz.

Eylemin, öyle sıradan bir olay olmadığı açık.

Sürekli gündemde tutulmaya çalışılan iki-üç tane sabıkalının da, kendi başlarına böyle önemli bir olayı organize edemeyeceği herkesin ortak fikri..

Dolayısıyla, her iddiayı ciddi şekilde incelememiz gerekirken, mağdur ailenin avukatı, sanığın iddiasını “yeni bir saldırı talimatı” gibi göstermeye kalkışıyor..

Böylece, savunmayı sulandırıyor. Adeta Çölaşan’ın avukatlığına soyunuyor..

“Hayır, Çölaşan’ın yazısının, bu eylemde hiçbir etkisi olamaz. Çölaşan yargılanmasın. Başkaları yargılansın” diyor, avukat Bayram Belen..

Ben de haklı olarak soruyorum: “Siz, olayın arkasındaki tüm ayrıntıların ortaya çıkmasını mı istiyorsunuz, yoksa olayla ilgili olarak sizin yazdığınız senaryonun mahkeme tarafından kabul edilmesini mi istiyorsunuz?”

Tekrar soralım, Dink ailesinin avukatlığını yaparken, Çölaşan’ın avukatlığına soyunan Bayram Bey’e: “Dink’in öldürülmesinden, sadece sizin izin verdiğiniz kişiler mi yargılanabilir. Sizin izin vermediğiniz kişilerin yargılanması mümkün değil midir?”

YENİ AKİT