Öldürülen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ailesinin avukatlarınca, Özel Yetkili İstanbul Başsavcıvekilliği’ne sunulan dilekçede, cinayete ilişkin Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından hazırlanan rapora dikkat çekilerek, sürdürülen soruşturmanın genişletilmesi talep edildi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla ilgili “Kozmik Oda”da yapılan aramaların örnek verildiği dilekçede, Dink cinayetine ilişkin de soruşturmayla ilgili arşivlere girilmesi istendi.
Dilekçede, DDK raporunda yapılan değerlendirmeler ve ulaşılan tesbitlerin, müdahil tarafça cinayet sonrasındaki süreçte defalarca dile getirilen hususları ve ısrarla öne sürülen iddiaları teyit eder mahiyette olduğu kaydedildi. Raporun en önemli tesbitlerinden birinin Dink cinayetine ilişkin yapılan araştırma ve inceleme yöntemine ilişkin olduğu belirtilen dilekçede, DDK’nın raporunda Trabzon Jandarma, Giresun Jandarma ve Jandarma Genel Komutanlığı arşivlerinde araştırma ve inceleme yapılması gerektiğinin belirttiği hatırlatıldı.
Cevap beklemeyin arşivlere girin
Dilekçede, şu görüşlere yer verildi:
“Son dönemlerde ortaya çıkan soruşturma ve davalarda ortaya konan örgüt modeline bakıldığında, yargılama makamlarının geleneksel yaklaşımlarından farklı yeni tipte bir örgüt modeli ile karşı karşıya olduğumuz da açıktır. İşte bu sebeple aşağıda belirttiğimiz hususların etkili ve derinlikli bir biçimde araştırılması, olayda kamu görevlilerinin sorumluluğunun bulunduğu gerçeği de gözetilerek olayın aydınlatılması için kurumların arşivlerine girilerek, tüm delillerin toplanması gerekmektedir. Bu yargı pratiğinin özellikle son dönemde kullanılan örnekleri vardır. Örneğin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasına ilişkin olarak yürütülen soruşturmada, Özel Kuvvetlere Bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı bünyesindeki kozmik odalarda, Ankara Ağır Ceza Hâkimi Kadir Kayhan tarafından günlerce süren aramalar yapılmıştır. Yine askeri casusluk ve şantaj soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda da yapılan aramalarda ele geçen belgeler ve ulaşılan delillerle soruşturmaların derinleştirildiği görülmektedir. Bu iki soruşturmada ortaya konulan yargılama pratiği ve işletilen usul göstermektedir ki, delil bulunması yönündeki güçlüklerin yaşandığı soruşturmalarda sadece ilgili birimlerden gelen yazı ve cevaplarla yetinilmesi maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi açısından mümkün değildir.’’