Başbakan'ın "dindar nesil yetiştirmek"le ilgili sözleri muhaliflere yüklüce bir sermaye oldu. Her fırsatta eteklerindeki taşları atmayı adet edinenler bu vesile ile de hayli atışlar yaptılar, yapacaklar.
İnsan hakları belgeleri, ana babalara, 18 yaşına kadar çocuklarını kendi inançları doğrultusunda yetiştirme hakkı tanıyor. TC Anayasası'nın 24. maddesi de küçüklerin alacağı din eğitim ve öğretimini velilerinin isteğine bırakıyor. Bu durumda devletin vazifesi, çocuklarını "dindar Müslüman" insanlar olarak yetiştirmek isteyen ana babalara bu imkanı hazırlamaktır. Bu madde bugüne kadar işletilmedi, yeni bir anayasa çalışması yapılıyor, Başbakan da "çocuklarını dindar Müslüman" olarak yetiştirmek isteyenlere yardımcı olacaklarını ifade etmiş oluyor. Onun sözlerini "ülkenin bütün çocuklarını, velileri istesin istemesin dindar Müslüman yapacağız" şeklinde anlamak için "anlama arızalı" olmak gerekiyor.
Siyasi muhalifler "anlama arızalı" değiller, ama en mahir "saptırma ustaları" siyasi ve ideolojik muhalifler arasından çıkıyor.
Neymiş?
Devlet dindar yetiştiremezmiş.
Veliler istiyorsa devlet dindar yetiştirmenin kanallarını açmak mecburiyetindedir.
Neymiş?
Bugüne kadar yetişen gençler dinsiz mi imiş?
"Dindar" kelimesinin günlük kullanımda manası "dini bütün, dini hayatında uygulayan" demektir. Bunun zıttı ise "dinsiz" değil, "gevşek dinli, amelsiz, eksik bilgili ve uygulamalı... Müslüman" demektir.
Evet bugüne kadar Türkiye'de uygulanan milli eğitim politikası "isteyenin çocuğunu dindar Müslüman" olarak yetiştirmesine imkan vermedi.
Hâlâ İmam Hatip Okulları'na karşı çıkıyorlar ve onları tecrit etmek istiyorlar.
Hâlâ isteyen öğrencinin, memurun, çalışanın tesettürlü olmasına karşı çıkıyorlar.
Hâlâ okullarda "dindar Müslüman" yetiştirme imkanı, bunun için ayrılmış zaman, sınıflar ve hocalar yok.
Hâlâ okulda namaz vakti geldiğinde namazını kılmak isteyen öğretmen ve öğrenci için ayrılmış bir ibadet odası mevcut değil...
Hasılı yine tahammülsüzlükle karşı karşıyayız. Dindar Müslümanlar, devletin imkanlarıyla çocuklarımızı çağdaşlaşmak adına Batılılaştırmak isteyenlere tahammül ediyorlar, ama sözde çağdaş aydınlar, "aydınlanmışlar", isteyen velilerin çocuklarını dindar Müslüman olarak yetiştirmek için devletin üzerine düşeni yapmasına tahammül edemiyorlar.
YENİ ŞAFAK